22. Hukuk Dairesi 2014/28361 E. , 2016/3332 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ücret alacağı, yıllık izin, fazla mesai, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekileri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Hüküm altına alınan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret alacağı, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ıslah dilekçesi ile artırılan kısımlarına uygulanması gereken faiz konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, davacı 30.04.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarını bilirkişi raporuna göre artırmış fakat ıslah edilen kısımlara ilişkin olarak faiz talebinde bulunmamıştır. Islaha konu usul işlemi dava dilekçesi olup, davacının dava dilekçesindeki diğer unsurların aynen devam ettiği yönünde iradesinin mevcut olduğu, bunun ayrıca ve özel olarak belirtilmesinin gerekmediği kabul edilmelidir. Dava konusu miktarın artırılması suretiyle davanın kısmen ıslahı ile ek dava bazı yönlerden benzerlik gösterse de, esas itibariyle farklı müesseseler olduklarından ıslahla ilgili sorunların yine ıslah müessesi çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. Başka bir anlatımla kısmi ıslahla ortaya çıkan hukuki sorunların ek dava müessesi ile çözümlenmesi her zaman doğru olmaz. Bu bağlamda temerrüt dolayısıyla faizin başlangıcı ve zamanaşımına ilişkin sorunların çözümü yönünden kısmi ıslah ile ek dava paralellik göstermekte ise de, ek davada faize karar vermek için gereken talep şartı kısmi ıslahta aranmamalıdır. Başka bir anlatımla, dava dilekçesinde faiz istenmiş olması kaydıyla miktar artırmak suretiyle yapılan kısmi ıslahta ayrıca faiz istenmesi gerekmez. Hal böyle olunca, ıslah edilen alacak miktarları yönünden de faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi yanlış olmuştur.
Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
Sonuç:
Yukarıda açıklanan sebeplerle hüküm fıkrasının birinci, ikinci ve üçüncü bentlerinin silinerek yerlerine;
“1-9.170,75 TL kıdem tazminatının akdin feshi tarihi olan 27.04.2012 tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-a)500,00 TL ihbar tazminatının, 488,49 TL yıllık izin ücretinin dava tarihi olan 06.06.2012 tarihinden itibaren kanuni faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
b)5.274,55 TL ihbar tazminatının ıslah tarihi olan 30.04.2014 tarihinden itibaren kanuni faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-a)500,00 TL ücret alacağının, 500,00 TL fazla mesai alacağının, 500,00 TL ulusal bayram ve genel tatil alacağının dava tarihi olan 06.06.2012 tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
b)1.384,06 TL ücret alacağının, 8.660,97 TL fazla mesai alacağının, 1.209,61 TL ulusal bayram ve genel tatil alacağının ıslah tarihi olan 30.04.2014 tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, 10.02.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.