20. Hukuk Dairesi 2018/5839 E. , 2019/1089 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Çekişmeli ... ili, ... kasabası, ... mahallesi 1050 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlar sırasıyla 3604,52 m2 ve 589,63 m2 yüzölçümleri ile arsa niteliğinde, 2 nolu parsel ... adına; 3 nolu parsel ise ... ve ... adına paylı mülkiyet biçiminde tapuda kayıtlıdır.
Davacı 18/02/2009 tarihli dava dilekçesiyle, sınırlarını bildirdiği bulunan 2500 m2 yüzölçümündeki taşınmazda yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının oluştuğunu ileri sürerek taşınmazın adına tescilini istemiştir. Davacı vekili 30/12/2010 tarihli duruşmada talebini ıslah ederek 1050 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece yargılama sırasında 22/06/2010 tarihli duruşmada ... Belediyesinin, 29/01/2013 tarihli duruşmada fen bilirkişi raporunda (b) harfi ile gösterilen kısmın kendisine ait olduğu gerekçesiyle ...’ın davaya dahil edilmesine, 24/06/2014 tarihli duruşmada davanın ... Belediyesine ihbarına karar verildikten sonra; davanın kısmen kabulü ile 1050 ada 2 parselin 324470/360452 hissesinin iptali ile davacı adına tesciline, bakiye hissenin ... üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro sırasında tescil harici bırakılıp dava tarihinden önce idari yoldan tapuya kaydedilen taşınmazın tapu oluşmadan önceki zilyetlik hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmaz ve çevresi yörede 1960 yılında yapılan tapulama sırasında nedeni belirtilmeden tapulama harici bırakılmış, tescili istenen taşınmaz 2008 yılında idari yoldan 1553 parsel sayısı ve 480284,58 m2 yüzölçümü ile ... adına tescil edilmiş, imar uygulamasında 1050 ada 2 ve 3 parseller olarak ifraz edilmiş, arsa olarak ayrılmıştır.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. Şöyle ki; dava zilyetlik nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır, az yukarıda açıklandığı üzere dava konusu taşınmaz tesis kadastrosunda / tapulama çalışmasında tescil harici bırakılmış, dava tarihinden önce idari yoldan tapuya tescil edilmiştir. Davacı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle mülk edinme koşullarının lehine oluştuğunu ileri sürmektedir.
Bilindiği üzere, somut olayda uygulanacak 3402 sayılı Kanunun 17. maddesine göre: “(...)... sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde ... adına tespit edilir. (2) İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.”Bu düzenleme ışığında somut olay incelendiğinde; yörede ... kadastrosu ve 2/B madde uygulaması 60 nolu ... Kadastro Komisyonu tarafından yapılarak 19/04/1999 tarihinde ilan edilmiştir. Uzman ... bilirkişi tarafından ... kadastro haritası uygulanarak yapılan araştırma ve incelemede taşınmazın kesinleşen ... sınırları dışında olduğu, yine 1948 tarihli hava fotoğrafı ile 1956 tarihli memleket haritalarının ölçekleri ile kadastro paftası ölçekleri denkleştirilerek yapılan çakıştırma sonucu taşınmazın öncesinin ... niteliğinde olmadığı da belirlenmiştir.
Ancak taşınmazın ... sayılan yerlerden olmaması tek başına zilyetlikle kazanmaya elverişli olduğunu göstermez. Keza kural olarak; kadastroda tespit harici bırakılan bir yerin imar ve ihya yoluyla kazanılabilmesi için, imar-ihya edildiği tarihten imar planı içerisine alındığı tarihe kadar 20 yıldan fazla süreyle ekonomik amacına uygun çekişmesiz ve aralıksız ve mülk edinmek amacı ile tasarruf edilmiş olması gerekir. Ayrıca taşınmaz imzar planı kapsamına alınmış ise; para ve emek sarfedilerek yapılan imar ihya olgusunun taşınmazın imar planı kapsamına alınmadan önce gerçekleşmiş olması ve imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten taşınmazın imar planı içersine alındığı tarihe kadar da kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinin dolmuş olması zorunludur. Somut olayda ise taşınmazın imar ihya edilip edilmediği, imar ihyaya konu edilmiş ise hangi tarihte imar ihya edildiği ve ekonomik amaca uygun zilyetliğin ne zaman başladığı, ne kadar sürdüğü, süre yönünden zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmemiştir. 02.03.2010 tarihli keşifte dinlenen mahalli bilirkişi taşınmazın davacı tarafından 1978-1979’lu yıllarda ev yapılmak daha sonra yıllar içinde ağaç dikilmek suretiyle kullanılmaya başlandığını, davacı tanıkları tarafından 1976’lı yıllarda kullanılmaya başlandığı belirtilmiş ise de bu beyanlar gerçeği bir görüntüsü olan hava fotoğrafları incelenmek suretiyle denetlenmemiş; keza taşınmazın imar planı kapsamına alınıp alınmadığı hususu netliğe kavuşturulmamıştır; gerçekten de, ... Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 09.03.2011 tarihli ve 1980-3295 sayılı yazısında 1050 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 04.09.2007 tarihinde imar planına açıldığı bildirilmiş, Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı Planlama Şube Müdürlüğünün 12.01.2018 tarihli ve 1474 sayılı yazısında ise çekişmeli taşınmazın bulunduğu kısımların ilk olarak mülga ... belediye meclisi tarafından 1986 tarihli kararıyla imar planına alındığı belirtilmiştir. Dolayısıyla taşınmazın imar planına alınıp alınmadığı, alınmış ise alındığı tarih hususlarında tereddüt oluşmuştur.
O halde; mahkemece sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için, öncelikle taşınmazın imar planı kapsamına alınıp alınmadığı, alındı ise hangi tarihte alındığı hususlarındaki çelişki giderilerek bu husus kesin olarak belirlenmeli, imar uygulamasına dair evrakı müsbite celp edilmeli, dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen .../5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, imar planı kapsamına alınmış ise bu (kesinleştiği) tarihten, imar planı kapsamı dışında ise dava tarihinden 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek((1973, 1978 ve 1985 tarihli hava fotoğrafları mahkemede bulunmaktadır), bu belgeler Ziraat Fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir Jeodezi ve Fotogrametri mühendisi ile bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar-ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası ölçekleri eşitlenerek çakıştırılıp kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı, taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar-ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişilerden sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, ayrıca 3402 sayılı Kanunun 14/.... maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 03/07/2005 gün ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma kanunu ile değiştirilen 2. fıkrası hükümlerine göre yapılacağı düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tespit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 Sayılı Kanununun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tespit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin değişik 10. maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden yasanın amacına uygun rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 18/02/2019 günü oy birliği ile karar verildi.