Esas No: 2021/6817
Karar No: 2022/1528
Karar Tarihi: 07.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/6817 Esas 2022/1528 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacı, davalı tarafından yüksek kâr ve geri alınabileceği vaadiyle kanuna aykırı olarak para toplandığını, hisselerin nominal değeriyle primli değeri arasında büyük fark olduğunu, şirketin muhasebe kayıtlarının gerçeği yansıtmadığını, usulsüz kredilerin kullanıldığını ve hissedarlara kâr payı ödemediğini iddia ederek, şirketteki paydaşlık oranının tespiti ve davalıların sorumlulukları nispetinde zararının tazmini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, dava kapsamının geçici 4. madde kapsamında olduğu gerekçesiyle açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Yargıtay ise davanın sorumluluk davası olup, dosyanın esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği sonucuna vararak, kararı bozmuştur. Kararda, 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesiyle 3332 sayılı Yasa’ya eklenen geçici 4. maddenin uygulama alanı dışında kalan dava kapsamının sorumluluk davası olduğu belirtilerek, eTTK 309 vd maddeleri (6102 sayılı TTK 553 vd maddeleri) uyarınca açılan sorumluluk davası olarak ele alınması gerektiği açıklanmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 09.06.2021 tarih ve 2021/94 E. - 2021/230 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı tarafça yüksek kâr ve istenildiği zaman geri alınabileceği vaadiyle kanuna aykırı olarak para toplandığını, karşılığında belge verildiğini, hisselerin nominal değeriyle primli değeri arasında büyük fark olduğunu, davalı şirketin muhasebe kayıtlarının gerçeği yansıtmadığını, grup şirketlere usulsüz krediler kullandırıldığını, yüksek kâr edilmesine rağmen müvekkiline kâr payı ödenmediğini, sürekli şirketin zarar ettiğinin belirtildiğini, müvekkilinin sermaye artırımlarına katılmasının önlendiğini, diğer davalıların davalı şirketin yönetim ve denetim kurulu üyeliğinde bulunduklarını, davalı yönetim ve denetim kurulu üyelerinin müvekkilinin hissedarı olduğu şirkette yükümlendikleri sorumluluklarında yasanın kendilerine yüklediği özen ve sadakat borcunun gereğini yerine getirmediklerini, müvekkilinin bu davalıların her birinin görevde bulundukları dönemlere ilişkin olarak doğrudan zarara uğradığı gibi, davalıların sorumlulukları sonucu davalı şirketin de zarara uğradığını ileri sürerek, müvekkilin davalı şirketteki paydaşlığı ve paydaşlık oranının tescili ve tespiti ile yedinde bulunmayan senetlerin verilmesini, müvekkilinin tespit edilecek paydaşlık oranları doğrultusunda doğrudan ve dolaylı 5.500,00 YTL zararının davalıların sorumlulukları nispetinde davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, uyulan bozma ilamı sonrasında yapılan yargılamada iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca taraflar arasında görülmekte olan davanın 05.12.2019 tarihinde 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesiyle 3332 sayılı Yasa’ya eklenen geçici 4. maddesi kapsamında olduğu gerekçesiyle açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı 29.03.2006 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde müvekkilinin davalı şirket ortağı olduğunu, diğer davalı gerçek kişilerin farklı dönemlerde davalı şirket yönetim ve denetim kurullarında görev aldıklarını ancak üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmemeleri sebebiyle müvekkilini doğrudan ve dolaylı zarara uğrattıkları iddiası ile müvekkilinin davalı şirket ortağı olduğunun tespiti, ortaklık oranının tespit ve tescili ile uğradığı doğrudan ve dolaylı zararların tazminini talep etmiştir. Dava iddianın ileri sürülüş biçimi itibariyle şirket ortağı olduğunun tespiti, hisse miktarının tespiti ve dava anonim şirket yönetim ve denetim kurulu üyeleri aleyhine 6762 sayılı eTTK 309 vd maddeleri (6102 sayılı TTK 553 vd maddeleri) uyarınca açılan sorumluluk davası olup, davanın yukarıda anılan Kanun kapsamında olmadığı gözetilerek dosyanın esası hakkında bir karar vermek gerekirken yanılgılı değerlendirme ile dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 07/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.