3. Hukuk Dairesi 2020/6179 E. , 2021/6621 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
MAHKEMESİ : ADIYAMAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde birleştirilerek görülen itirazın iptali ve menfi tespit davalarından, itirazın iptali davasının kabulüne, birleşen menfi tespit davasının reddine dair verilen karar hakkında, bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; karı-koca olan davalıların birlikte kuyumcu işlettiklerini, güven duygusu oluşturduktan sonra kendisinden 24 ayar 896 gram altın bedeli borç aldıklarını, kuyumcu uygulamasına uygun olarak davalı ...’un kartvizit imzalayarak verdiğini, ancak borcu ödemediklerini, davalı ..."nin isminin de yer aldığı iş yerinin adi ortaklık şeklinde işletildiğini, her ikisi de müteselsilen borçlu olan davalıların başlattığı icra takibine itiraz etiklerini ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptali ile davalıların icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı ...; davacının iddialarının doğru olmadığını, kartvizitin yazılı delil başlangıcı niteliği bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ...; davacı ile arasında borç ilişkisi kurulmadığını, ev hanımı olduğunu, kuyumcu işletmediğini, eşinin jest amacıyla ismini yazdığını savunarak, asıl davanın reddini istemiş, birleşen davada; davacı tarafından başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; dava konusu kartvizitin davalı ...’un eli ürünü olup yazılı delil başlangıcı niteliğinde bulunduğu, tanık beyanlarının davacı iddialarını desteklediği, davalı ..."nin iş yerinde isminin de yer aldığı, tanık beyanlarına göre bir çok kez iş yerini tek başına yürüttüğü dikkate alındığında sorumluluğunun bulunduğu, altınların davalılarda kaldığı gerekçesiyle; asıl davanın kabulü ile itirazın iptaline,icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı; davalı ... tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davalı tarafından birleşen davaya ilişkin istinaf yoluna başvurulmamış olması nedeniyle asıl dava yönünden yapılan istinaf incelemesi sonucunda; kartvizitte davalı ..."nin ad ve imzasının yer almadığı, iş yeri sahibi olmadığı, yazılı delil başlangıcı da bulunmayan davalı ... yönünden tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği, dava konusu belge nedeniyle davalı ..."ye sorumluluk yüklenemeyeceği gerekçesiyle; istinaf başvurusunun kabulü ile incelenen kararın davalı ... yönünden kaldırılmasına, asıl davada; davacının davalı ... aleyhine açtığı davanın ve davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Bölge adliye mahkemelerinin duruşmasız olarak esas hakkında istinaf incelemesi yapmaları durumunda karar verme usulü, HMK"nın 353/1-b-2. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre yargılamada eksiklik bulunmamakla birlikte kanunun olaya uygulanmasında veya kararın gerekçesinde hata edilmesi durumunda yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmadığı takdirde düzelterek esas hakkında yeniden karar verilebilecektir.
Aynı kanunun 359/2. maddesinde ise; "hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" hükmü getirilmiştir.
Açıklanan bu kanun hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; bölge adliye mahkemesince, ilk derece mahkemesince kanunun olaya uygulanmasında hata edilmesi ve bu hatanın düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde, ilk derece mahkemesince verilen karar kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmektedir.
Somut olayda ise; bölge adliye mahkemesince, davalı ...’nin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının bu davalı yönünden kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, diğer davalı ... yönünden bölge adliye mahkemesince olumlu ya da olumsuz herhangi bir hüküm kurulmamıştır. Bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen dahi olsa kabul edildiği durumlarda öncelikle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi ve yeniden tüm talep ve taraflar bakımından hüküm kurulması gerekmektedir.
O halde, bölge adliye mahkemesince; yukarıda açıklanan HMK’nın 359/2. ve 353/1-b-2. maddelerindeki düzenlemeler de gözetilerek, her bir davalı hakkında hüküm kurulması gerekirken, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmasına rağmen kararın infazında tereddüt oluşmasına sebebiyet verecek şekilde yalnızca davalı ... yönünden hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2)Bozma nedenine göre, davacı tarafın temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının HMK"nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, HMK"nın 373/2 maddesi uyarınca dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 16/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.