23. Hukuk Dairesi 2011/930 E. , 2011/288 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflardan davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- - KARAR -
Davacı vekili, davalının zamanında ve usulüne uygun istifa dilekçesi vermediği için halen müvekkili kooperatifin üyesi olduğunu, genel kurul kararları ile belirlenen aidat borçlarını ödemediğini, borçlarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı da haksız olarak itirazda bulunduğunu ileri sürerek, davalının takibe vaki itirazının iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin adına kayıtlı bağımsız bölümü üçüncü şahsa tapuda sattığını, kooperatif üyeliğinden ayrılma talebini davacı kooperatife bildirdiğini, davacı kooperatifin üyelikten ayrılma talebini reddetmesi üzerine noter kanalıyla gönderdiği istifaname ile üyelikten istifa etmiş olduğundan halen kooperatifin üyesi bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davalının kendisine düşen daireyi satıp, kooperatife gönderdiği istifanın kabul edildiğine dair bir kayıt bulunmadığından üyelik sıfatının devam ettiği, davalının takip tarihi itibariyle 3.000,00 TL asıl alacak, 225,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.225,00 TL borcunun bulunduğu, borcun ödendiğinin kanıtlanamadığı, bu nedenle davalının takibe itirazının haksız olduğu, alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Davalı vekili,29.02.2000 tarihli noter ihtarnamesinde, dairesini üçüncü kişiye satarak, bu tarih itibarıyla istifa ettiği hususunu davacıya bildirdiğini, ihtarnamenin 07.03.2008 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, müvekkilinin bir sorumluluğu bulunmadığını savunmuştur.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 13"ncü maddesinde ortağın anasözleşmeye uygun olarak yapacağı isteğe rağmen kooperatifin istifayı kabulden kaçınması halinde ortağın çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirmesi halinde çıkmanın gerçekleşeceği düzenlenmiş olup, davalı kooperatif ana sözleşmesinin 13"ncü maddesinde de bu hükme paralel bir düzenleme yer almıştır.
Ortağın istifa bildirimi yenilik doğurucu nitelikte olup, kooperatife ulaştığı anda sonuç doğurur. Yukarıda anılan 13"ncü maddenin yazılış biçimi ortağın istifasının kooperatifçe kabulünü gerekli kıldığı izlenimi yaratmakla beraber noter aracılığı ile yapılan bildirime özel önem verilmek suretiyle, noter aracılığı ile yapılan bildirimin kabulünün gerekli bulunmadığı vurgulanmıştır. Bu durumda ortağın yenilik doğurucu nitelikteki istifa iradesini noter vasıtasıyla kooperatife duyurması ortaklıktan çıkmanın gerçekleşmesi için yeterlidir. Ortaklıktan çıkma iradesi ile birlikte ortaklık payı dahil, ortaklıktan kaynaklanan tüm hakların kooperatife iadesi ile istifanın hüküm ifade edeceğine, davalının istifasının davalı yükümlülüklerden kaçınma amacına yönelik ve bu nedenle de geçersiz olduğuna ilişkin iddia ve mahkeme gerekçesi ilke olarak geçerli değildir.
Somut olayda, istifa iradesini noter ihtarı ile gönderen ve davacıya ulaştırılan davalı, ihtarın kooperatife ulaştığı tarihte ortaklıktan çıkmış sayılmalıdır. Davalı, dairesini devrettiği halde, üyeliği devretmemiş ve bu nedenle davalının üyeliği ilke olarak devam etmekte ise de, bir süre üyelik devam ederken, daha sonra istifa iradesini noter aracılığı ile davalıya ulaştırdığı anda, üyelik bağı kesilir. Bu durumda, davacı takip konusu yapılan 2008 yılı Şubat, Mart ve Nisan aidat ve işlemiş faiz borçlarından, istifanın gerçekleştiği 07.03.2008 tarihine kadar olan kısmından sorumlu olup, mahkemece söz konusu durum gözetilerek, bu konuda bilirkişiden ek rapor alınarak uygun sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, davalının tüm aidattan sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığını, peşin harcın istek halinde iadesine, 14.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.