21. Hukuk Dairesi 2013/19315 E. , 2014/194 K.
"İçtihat Metni"
Davacılar, ... vs. Vekili Avukat ... ile davalılar, 1... İnşaat Turizm Dekorasyon San. Tic. Ltd. Şti. vekili Avukat ..., 2-... aralarındaki tazminat davası hakkında... 3. İş Mahkemesince verilen 27/01/2012 gün ve 560/31 sayılı kararın Onanmasına ilişkin Dairemizin 18/02/2013 gün ve 10737/2618 sayılı ilamına karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili 11.10.2013 tarihli dilekçesi ile Dairemizin 18.02.2013 gün ve 2012/10737Esas, 2013/2618Karar sayılı kararında, yerel mahkeme kararının onandığını, oysa avans faizi yerine yasal faiz uygulanmasının, davacıların ölenin desteğinde olmadıklarına ilişkin değerlendirmenin hatalı olduğunu ayrıca davacı ... için maddi tazminat istemleri 20.000,00-TL olduğu halde maddi tazminat isteminin reddi nedeniyle 5.750,00-TL avukatlık ücretine karar verilmesinin hatalı olup bu yöndeki kararın onanmasının maddi hataya dayalı olduğunu, maddi hatanın giderilmesini istemiştir.
İş Mahkemeleri Kanununun 8/3. maddesi gereğince İş Mahkemelerinden verilen kararlara ve buna bağlı Yargıtay ilamına karşı karar düzeltme yolu kapalıdır. Ancak; Yargıtay onama ya da bozma kararlarında açıkça maddi hatanın bulunduğu hallerde, dosyanın yeniden incelenmesi mümkündür. Zira maddi yanılgıya dayalı olarak verilmiş onama ya da bozma kararları ile hatalı biçimde hak sahibi olmak, evrensel hukukun temel ilkelerine ters düştüğünden karşı taraf yararına sonuç doğurmamalıdır. Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır.
Maddi yanılgı kavramından amaç; Hukuksal değerlendirme ve denetim dışında, tamamen maddi olgulara yönelik, ilk bakışta yanılgı olduğu açık ve belirgin olup, her nasılsa, inceleme sırasında gözden kaçmış ve bu tür bir yanlışlığın sürdürülmesinin Kamu düzeni ve vicdanı yönünden savunulmasının mümkün bulunmadığı, yargılamanın sonucunu büyük ölçüde etkileyen ve çoğu kez tersine çeviren ve düzeltilmesinin zorunlu olduğu açık yanılgılardır.
Uygulamada zaman zaman görüldüğü gibi, Yargıtay denetimi sırasında, uyuşmazlık konusuna ilişkin maddi olgularda, davanın taraflarında, uyuşmazlık sürecinde, uyuşmazlığa esas başlangıç ve bitim tarihlerinde, zarar hesaplarına ait rakam ve olgularda ve bunlara benzer durumlarda; yanlış algılanma sonucu, açık ve belirgin yanlışlıklar yapılması mümkündür. Bu tür açık hatalarda ısrar edilmesi ve maddi gerçeğin göz ardı yapılması, yargıya duyulan güven ve saygınlığı sarsacağı gibi, Adalete olan inancı ortadan kaldırır ve yok eder.
Bu nedenledir ki; Yargıtay; bu güne değin maddi yanılgının belirlendiği durumlarda soruna müdahale etmiş baştan yapılmış açık maddi yanlışlığın düzeltmesini kabul etmiştir. Kaldı ki kimi açık maddi yanılgıya dayalı ve yanlışlığı son derece belirgin haksız ve adaletsiz sonuçların giderilmesi kamu düzeni açısından zorunludur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2002/10-895E ve 2002/838K, 2003/21-425E ve 2003/441K sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayda davacılardan ... için maddi tazminat isteminin 20.000,00-TL olduğu, maddi tazminat isteminin reddi nedeniyle anılan davacı aleyhine 5.750,00-TL ret vekalet ücretine karar verildiği dava dilekçesinin ve kararın incelenmesinden anlaşılmaktadır. Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan tarife gereğince 20.000,00-TL lık istemin reddi nedeniyle verilmesi gereken avukatlık ücreti 2.400,00-TL’dır. Hal böyle olunca davacı ...’ın maddi tazminat isteminin reddi nedeniyle 5.750,00-TL avukatlık ücretine mahkum edildiği yerel mahkeme kararının onanmasına ilişkin Dairemiz kararında maddi hatanın söz konusu bulunduğu anlaşılmakla Dairemizin 18.02.2013 gün ve 2012/10737Esas, 2013/2618Karar sayılı kararının kaldırılmasına karar verilerek dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyiz edenin sıfatına, temyizin kapsamına ve temyiz nedenlerine göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava iş kazası sonucu ölüm nedeniyle hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin ise kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Yerel mahkemenin maddi tazminatın reddine ve temyiz edenin sıfatına göre manevi tazminatın takdirine ilişkin kararı isabetlidir. Ancak davacılardan ...’ın maddi tazminat isteminin reddi nedeniyle, davalı yararına, avukatlık ücreti verilirken, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin tarife hükümlerine aykırı biçimde davalı yararına avukatlık ücretinin fazla takdir edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 9. Bendinin tümüyle yerine:
“9- Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, avukat ile temsil edilen davalılar yararına reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden 5.750,00-TL avukatlık ücretinin davacı ...’dan, 2.400,00-TL avukatlık ücretinin davacı ...’dan alınarak davalılara verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, karar düzeltme harcının istek halinde davacılara iadesine, 14.01.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.
...