20. Hukuk Dairesi 2014/9067 E. , 2015/3036 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi vekili, 15/09/2006 havale tarihli dilekçesi ile dava konusu ...ilçesi, ...köyü 106 ada 31 parsel sayılı 31519,90 m2 yüzölçümündeki taşınmazın orman sayılan yerlerden olmasına rağmen davalı adına tespit edildiğini iddia ederek dava konusu taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmesi talebiyle dava açmış, yapılan yargılama neticesinde mahkemece davanın reddi ile, dava konusu taşınmazın Yunus oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi tarafından daha evvel, ...ilçesi, ...köyü, Yerliset mevkiinde 106 ada 29, 3, 4, 6, 7, 8, 9, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 21, 22, 24, 25, 26 ve 27 nolu parsellerin bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi gereğince yapılan orman kadastrosu sırasında, belirtilen parsellerin kısmen veya tamamen orman sınırı içinde kalması gerekirken, orman sınırı dışında bırakıldığı belirtilerek orman niteliğiyle Hazine adına tescillerine karar verilmesi istemiyle kadastro müdürlüğüne husumet yöneltilerek dava açılmıştır.
Kadastro müdürlüğünün 21.12.2005 gün ve 1936 sayılı yazı cevabında ...köyünde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi uyarınca öncelikle orman kadastrosunun yapılarak kısmî ilân edildiği, kadastro çalışmalarının halen devam ettiği, orman sınırına bitişik gerçek ve tüzel kişilere ait taşınmazların tespitinin kısmî ilândan sonra yapılacağı, bu nedenle tutanak düzenlenmediğinin bildirilmesi üzerine, mahkemece kadastro mahkemesinde davanın görülebilmesi için tutanakların düzenlenmesi gerektiği, bunun da düzenlenmediği ve tespit malikinin de bilinmediği, kadastro davalarının tespit malikine husumet yöneltilmek suretiyle açılmasının gerektiği, çekişmeli taşınmaz hakkında dava koşulu gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı ... Yönetiminin temyizi üzerine, hüküm, Yargıtay... Hukuk Dairesinin 27/11/2006 tarih ve 2006/16171 E. - 2006/16396 K. sayılı ilâmı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece; dava, arazi kadastrosuna itiraz olarak nitelendirilerek çekişmeli yer hakkında tespit tutanağı düzenlenmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmişse de, bilindiği gibi halen yürürlükte olan yasalarımıza göre orman kadastrosu 6831 sayılı Orman Kanunu hükümlerine göre yapıldığı gibi 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümlerine göre de yapılmaktadır.
Yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4/3. maddesi uyarınca yapılan orman kadastrosunda 6831 ve 3402 sayılı kanun hükümleri iç içe ve birlikte
uygulandığından orman sınırları dışında bırakılan taşınmazlar hakkında 3402 sayılı Kanunun 26/4. maddesi gereğince henüz olumlu tesbit tutanağı ve haritası düzenlenmemiş olmakla birlikte orman olmadığı konusunda "olumsuz tutanak ve harita düzenlendiği" kabul edilip, 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince kadastro mahkemesinin görevi (yetkisi) başlayacağı,.... ya da.. Genel Müdürlüğünün otuz günlük kısmî ilân süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açabileceği, açılacak bu davada yapılan kadastro işleminin özelliği ve açılacak davanın niteliği nedeniyle bu davada husumet... veya taşınmazın içinde bulunduğu köy tüzel kişiliği ya da davaya konu taşınmaza veya taşınmazlara zilyed olanlara yöneltilebileceği, kendilerine husumet yöneltilerek dava açılan özel ya da tüzel kişilerin gerçek hak sahibi olmadığı gerekçesiyle dava husumet yönünden red edilmeyip, kadastro mahkemesinin, dava dilekçesinde nitelikleri bildirilen taşınmazın tesbit tutanağının, malik hanesinin açık bırakılmak suretiyle düzenlenip, kanun ve yönetmelik hükümlerine göre mahkemeye göndermesini kadastro müdürlüğünden istemesi gerektiği, tesbit tutanağı düzenlenmeden keşif yapılması halinde, keşif sırasında belirlenecek hak sahiplerinin davaya katılması, bu arada tesbit tutanağının gönderilmesi halinde dava dosyası ile birleştirip 3402 sayılı Kanunun 27, 28 ve 29. maddeleri gereğince yargılamaya devamla, tesbit tutanağında yazılı hak sahiplerini de davaya katıp, husumet yaygınlaştırılarak taraf oluşturulduktan sonra 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince tarafların gösterecekleri deliller ile mahkemece re"sen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp dava konusu taşınmazın gerçek hak sahibi adına tesciline karar verilmesi gerekir.
Bu ilkeler gözönünde bulundurularak davanın esasının incelenmesi gerekirken henüz tesbit tutanağı düzenlenmediği, bu nedenle dava koşulu bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı" olduğuna değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyularak mahkemenin 2007/6 Esasına kaydı yapılan dosyada yargılama devam ederken, 106 ada 31 parselin müstakil olarak dava konusu edildiği 2006/15 Esas sayılı dava dosyasının yapılan yargılaması esnasında 18.05.2007 tarihli celsede 2007/6 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilmiş ancak daha sonra 16.03.2012 tarihli celsede birleştirilen bu dosya tefrik edilerek yargılamaya tefrik ile 2012/68 Esas numarası alan dosya üzerinden devam edilmiş ve davanın reddine, davaya konu ...İlçesi, ...Köyü "... mevkiinde bulunan 27838,54 m2 yüzölçümündeki 106 ada 31 nolu parselin Yunus oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi gereğince yapılan ve dava tarihi itibariyle kesinleşmeyen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Her ne kadar, mahkeme kararına dayanak yapılan 01.11.2013 havale tarihli orman bilirkişilerince düzenlenen raporda, çekişmeli taşınmazın öncesi orman olmadığı gibi eylemli halinin de orman olmadığı, eğim ve toprak yapısı itibariyle toprak ve su muhafaza karakteri taşımadığı ve orman sayılmayan yerlerden olduğu bildirilmişse de, yine aynı raporda dava konusu taşınmazın batı ve güney yönlerden orman parseline komşu olup batı ve güneyinde bulunan ormanlık alanda meşe türlerinin mevcut olduğunun, dava konusu taşınmaz üzerinde yoğun halde meşe, kuşburnu, ahlat, geven bulunduğunun, sığ toprak derinliği özelliğini taşıyan taşınmazda en az 15-20 yıldır toprak işlemesi yapılmadığının, zeminden yükseldikten sonra % 5 ile % 10, yer yer % 15, % 20 arasında değişen ortalama eğime sahip olduğunun, ayrıca dosya arasındaki 05.08.2013 havale tarihli ziraat bilirkişi raporunda da yine dava konusu taşınmaz üzerinde yoğun halde meşe, ahlat, kuşburnu ve geven bulunduğunun, toprak derinliği ve taşlılık durumu itibariyle 20 yılı aşkın süredir ekim, dikim ve toprak işlemesi yapılmadığının ve sınır komşuları bitki örtüsü, toprak yapısı gibi özellikleri bakımından tarım arazisi tanımına uymadığının bildirildiği görülmüştür. Dava konusu 106 ada 31 parsel sayılı taşınmaz ile, bu
taşınmazın doğusundaki sınır komşusu 106 ada 2 numaralı orman parseline sınır komşusu olan ve dava konusu taşınmaz ile aynı durumda bulunan 106 ada 32 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak... tarafından orman iddiasıyla açılan davanın ...Kadastro Mahkemesince kabulüne dair verilen kararın Dairemizin 21.04.2014 tarih ve 2014/3168 E.- 4817 K. sayılı ilâmıyla onanmış olması, dosya arasında yer alan dava konusu taşınmaza ait güncel fotoğrafta taşınmaz üzerinde meşe, ahlat, kuşburnu ağaçlarının bulunması ve yine orman bilirkişi raporunda belirtilen % 15-20"lere varan eğimi nazara alındığında, dava konusu taşınmazın toprak muhafaza karakteri taşıdığı ve orman sayılan yerlerden olduğu anlaşılmış olup, davanın kabulü yönünde karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 14.04.2015 günü oy birliği ile karar verildi.