11. Hukuk Dairesi 2017/3155 E. , 2019/2144 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 24/03/2016 tarih ve 2012/76-2016/246 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 12.03.2019 günü hazır bulunan davacı vekili Av.... ile davalı vekili Av.... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, dava dışı malik ve işletici Lufthansa firmasına ait uçağın 04/05/2005 tarihinde Atatürk Havalimanı 24 sayılı pistten kalkarak Münih’e varması sonrasında bir dahaki uçuşa hazırlanmasıyla ilgili görsel kontrol sırasında arka yatay stabilize ile elevatöründe stabilize kaplamasında yırtıklar, stabilize ucunun deformasyonu ve 15x7 cm büyüklüğünde bir yırtıktan teşekkül eden önemli bir hasarın varlığının tespit edildiğini, bu durumun davalıya ait havalimanının 24 numaralı pistinin stopway (durma yolunun) gereği gibi yapılmamasından kaynaklandığını, kalkış sırasında oluşan zemin parçalarının hasara neden olduğunu, müvekkilinin hasar sigortacısı olarak zararı tazmin ettiğini ileri sürerek, 2.600.000 USD’nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının ... olduğu zararın müvekkilinin havalimanı ile ilgisinin olmadığını, nedensellik bağının bulunmadığını, stopwayın pist alanı ile aynı özellikte olmayacağını, pilotun yanlış kalkış operasyonu yapmış olabileceğini, stopwayın olması gereken evsafta yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; zarara neden olduğu iddia edilen zemin parçasının stopway veya koşuyoluna ait olup olmadığı yönünden yaptırılan incelemede, keşif tarihinde stopway tamamen yenilenmiş olduğundan stopwayın özellikleri ile ilgili olarak yerinde bir inceleme yapmanın mümkün olmadığı, dolayısıyla da stopwayın dava konusu olay tarihindeki hali yerinde mevcut olmadığından dosyaya sunulmuş olan 3 adet agrega numunesinin bu stopway veya koşuyoluna ait olup olmadığı konusunda herhangi bir görüş bildirilemediği, dava konusu stopway alanının malzeme yorgunluğu içerdiği iddiası ile ilgili olarak da olayın meydana geldiği tarihteki stopway mevcut olmadığından bu konuda da yine herhangi bir değerlendirme yapılamadığı, bilirkişi raporuyla pilotun kazada %100 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, ödenen sigorta tazminatının zarar sorumlusu olduğu iddia edilen davalıdan rücuan tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece uyuşmazlığın çözümünün teknik bilgi gerektirdiği kabul edilerek bozma ilamı gereği bilirkişi görüşüne başvurulmuş; yazılı gerekçeyle de davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyaya bozma ilamı sonrasında inşaat bilirkişilerince ibraz edilen ilk bilirkişi raporunda; dosyadaki kırmataş numunesi ile stopwayin kalitesi ve özellikleriyle ilgili bir değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı, keşif tarihinde stopwayın tamamen yenilenmiş olduğundan stopwayın özellikleri ile ilgili olarak yerinde bir inceleme yapmanın mümkün olmadığı, dolayısıyla da sunulan agrega numunesinin bu stopway veya koşuyoluna ait olup olmadığı konusunda herhangi bir görüş bildirilemediği, olayın meydana geldiği tarihteki stopway mevcut olmadığından dava konusu stopway alanının malzeme yorgunluğu içerdiği iddiası ile ilgili her hangi bir değerlendirme yapılamadığı ifade edilmiş, verilen ek raporda uçak kalkış manevrasının başlangıcında uçağın motorlarının tepkisinin stopway asfalt kaplamasına etkisi nedeniyle büyük bir kısmının koptuğu ve parçalandığı, bu kopmalar ile parçalanmaların asfalt kaplamada malzeme yorgunluğu olması nedeniyle kolayca oluşabileceği, bu nedenle, stopway alanının asfalt kaplamasının bakım ve onarımından sorumlu davalı idarenin olayın meydana gelmesinin asli sorumlusu olabileceği kanaati bildirilmiştir. Yargılama sırasında pilot bilirkişi tarafından ibraz edilen raporda, uçağın pist başlangıç çizgisine 12 m veya 9 m"de pozisyon almasının, aradaki farkın sadece 3 m ve motor çıkışındaki tehlikeli bölgenin uzunluğunun 580 m"ye kadar çıkabilmesi gerçeği birlikte değerlendirildiğinde ortaya çıkan zararlandırıcı olayı artırıcı ve ölçülebilir bir etkisinin olmayacağı açıklanmıştır. Alınan son bilirkişi raporunda ise, kazanın ancak sınır değerlerin ihlal edilmesi durumunda oluşabileceği, pilotun, piste giriş ve kalkış pozisyonu alma işlemi sırasında, uçağı pist başı çizgisine, ilgili ulusal ve uluslar arası mevzuat ile belirlenen, sınır değerlerden daha fazla yaklaştırdığı, hatta uçağın tekerleklerinden bazılarının veya tamamının pist dışına çıkmasının da olası görüldüğü, bu nedenle pilotun kazada % 100 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Bu itibarla; mahkemece, alınan bilirkişi raporlarındaki aynı konuda yapılan farklı değerlendirmeleri tartışan ve çelişkiyi gideren, dava konusu olayda uçağın tam olarak nereden havalandığını, yani maddi olayın ne şekilde oluştuğunu, ulusal ve uluslararası sınırlara riayet edilip edilmediğini, zeminin uzun süre kullanımı nedeniyle oluşan malzeme yorgunluğunun bulunup bulunmadığını, varsa sonuca etkisini belirleyen, sorumluluğu yeniden değerlendiren, bilirkişi raporlarındaki tespitlere aykırılıkları açıklayan, tarafların itirazlarını karşılayan yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde noksan incelemeyle ve yetersiz bilirkişi raporuna göre hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 14/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.