Esas No: 2019/9652
Karar No: 2022/8649
Karar Tarihi: 29.06.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2019/9652 Esas 2022/8649 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2019/9652 E. , 2022/8649 K."İçtihat Metni"
Mahkeme : ADANA 5. Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hükümler : Mahkûmiyet (tüm sanıklar hakkında)
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
A) Sanık ... hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Sanık ... müdafiinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin talebinin, hükmedilen cezanın süresine göre CMK'nın 299. maddesi uyarınca reddine karar verilerek, duruşmasız inceleme yapılmıştır.
TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararının ve aynı maddede 7242 sayılı Kanun'la yapılan değişikliklerin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
B) Sanık ... hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, 21/10/2012 tarihli eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenler dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) Zincirleme suça ilişkin 5237 sayılı TCK'nın 43. maddesiyle uygulama yapılabilmesi için cezalandırılabilir nitelikte birden fazla eylemin bulunması gerektiği, sanığın 21/10/2012 tarihli eylemi sabit ise de, 17/09/2012 ve 15/10/2012 tarihli eylemlere ilişkin, sanığın inkara yönelik savunmasının aksine, içeriğine farklı anlamlar yüklenebilecek iletişimin tespiti çözüm tutanakları dışında, her türlü kuşkudan uzak, mahkûmiyetine yeterli
kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşılmakla, sanık hakkında koşulları bulunmadığı halde, zincirleme suç hükümlerini düzenleyen TCK’nın 43. maddesi uyarınca artırım yapılmak suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
2) TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ve aynı maddede 7242 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin itirazı bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
C) Sanık ... hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
5271 sayılı CMK'nın 150/3. maddesinde yer alan " Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada ikinci fıkra hükmü uygulanır." şeklindeki düzenleme karşısında, suç tarihi itibariyle sanığın üzerine atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun cezasının alt sınırı gözetilerek zorunlu müdafi tayininin gerekmediği, ancak 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile TCK’nın 188/3. maddesinde yapılan değişiklikle hapis cezasının alt sınırının on yıl hapis cezası olarak değiştirildiği, hükmün verildiği ve sanığın son savunmasını yaptığı 17/06/2015 tarihinde 6545 sayılı Kanun'un yürürlükte bulunduğu ve CMK’nın 150. maddesi uyarınca uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun cezasının alt sınırı itibarıyla zorunlu müdafi tayinini gerektirdiği gözetilmeden, savunmasının müdafii olmaksızın alınarak savunma hakkının kısıtlanması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA,
D) Sanık ... hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
1) 5271 sayılı CMK'nın 150/3. maddesinde yer alan " Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada ikinci fıkra hükmü uygulanır." şeklindeki düzenleme karşısında, suç tarihi itibariyle sanığın üzerine atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun cezasının alt sınırı gözetilerek zorunlu müdafi tayininin gerekmediği, ancak 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile TCK’nın 188/3. maddesinde yapılan değişiklikle hapis cezasının alt sınırının on yıl hapis cezası olarak değiştirildiği, hükmün verildiği ve sanığın son savunmasını yaptığı 17/06/2015 tarihinde 6545 sayılı Kanun'un yürürlükte bulunduğu ve CMK’nın 150. maddesi uyarınca zorunlu müdafi tayini gerektiği gözetilmeden sanığa müdafi görevlendirilmeden yargılamaya devamla hüküm kurularak savunma hakkının kısıtlanması,
Kabule göre,
2) UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede; sanığın, Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/12/2013 tarih, 2013/263 esas ve 2013/570 karar sayılı dosyasında, suç tarihi 24/04/2013 ve iddianame tarihi 26/04/2013 olan uyuşturucu madde ticareti yapma suçu nedeniyle, yargılamasının yapılarak cezalandırılmasına karar verildiği ve bu kararın Dairemizin 09/12/2019 tarih, 2015/5616 esas ve 2019/7739 karar sayısı ile düzeltilerek onanarak 09/12/2019 tarihinde kesinleştiği, temyize konu dosyada ise sanık hakkında 17/09/2012, 15/10/2012, 21/10/2012 tarihli eylemleri nedeniyle 11/06/2013 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı, suç tarihleri ve iddianame tarihlerine göre hukuki kesintinin bulunmadığı anlaşılmakla, belirtilen dosyanın aslı veya onaylı örneği de bu dosya içine konularak incelenip, sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilip, eylemlerin tek suç, iki ayrı suç ya da zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı tartışıldıktan sonra, zincirleme suç oluşturduğunun kabul edilmesi durumunda; ağır sonuç doğuran suç esas alınarak belirlenecek cezanın, zincirleme suç nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın 43. maddesi gereğince artırılması ve
böylece bulunacak sonuç cezanın, kesinleşen hükümdeki sonuç cezadan “fazla olması halinde” aradaki fark kadar “ek cezaya hükmolunması", aksi halde “ek ceza verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
3) TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ve aynı maddede 7242 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 29/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.