1. Hukuk Dairesi 2016/11488 E. , 2020/401 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 23.01.2020 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davacı ... vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan ...’ın maliki olduğu ... ada ..., ..., ..., ..., ... ada ..., ... ada ..., ... ada ..., ... ada ... parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak davalı adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında 3. kişiye devredilen ... ada ... parsel sayılı taşınmaz yönünden isteklerini tazminata dönüştürmüşlerdir.
Davalı, süresinde davaya cevap vermemiş, aşamada taşınmazların bir kısmını kendi kazanımları ile elde ettiğini, bir kısmının ise düğün hediyesi olarak temlik edildiğini, iddiaların yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1934 doğumlu mirasbırakan ...’ın 08.04.2005 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak ilk eşi ...t’ten olma çocukları davacılar ..., ... ve ... ile dava dışı ikinci eşi ...’in kaldıkları, dava dışı üçüncü kişilerin zilyetliğinde bulunan ... ada ... ve ... ada ... parsel sayılı tapusuz taşınmazların haricen satım nedeni ile kadastro çalışmaları sırasında davalı adına tespit ve tescil edildiği, mirasbırakanın zilyetliğinde bulunan ... ada ..., ... ada ..., ... ada ..., ... ada ..., ... ada ... parsel sayılı tapusuz taşınmazları davalıya bağışladığını, ... ada ... sayılı tapusuz taşınmazı ise sattığını açıklamak ve tespite muvafakat ettiğini belirtmek suretiyle taşınmazların davalı adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, mirasbırakanın tapulu taşınmazları bakımından uygulanabilir nitelikte olup, tapusuz taşınmazlar menkul hükmünde olduğundan ve teslimle mülkiyet geçeceğinden, bu tür taşınmazlar bakımından 1974 tarihli İBK’nin uygulama alanı yoktur. Bu nedenle, bu tür temlikler bakımından da muvazaa iddiası dinlenmez. Açıklanan nedenlerden ötürü davalının gerek dava dışı üçüncü kişilerden gerekse mirasbırakandan zilyetliği devir yoluyla teslim aldığı tapusuz taşınmaz bakımından muris muvazaası iddiasının dinlenebilme olanağı bulunmadığından tapu iptali ve tescil isteğinin reddedilmesi gerekirken davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Tenkis isteğine gelince;
Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun (HMK) 315/1. maddesinde, sulhun kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı; 314. maddesinde ise, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman sulh yapılabileceği hükümleri düzenlenmiştir.
Somut olayda; 29.09.2015 tarihli keşifte taraflar sulh olmuşlar ancak bilahare bir irade fesadından söz etmeksizin sulhten vazgeçmişlerdir.
Hal böyle olunca, 6100 sayılı HMK"nun 313 v.d. maddeleri uyarınca sulh konusunda gerekli irdeleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Kabule göre de; 6100 sayılı ...nun 26 ve 297/2. maddelerine aykırı olacak şekilde, dava konusu edilen ... ada ... parsel sayılı taşınmaz bakımından olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken dava konusu edilmeyen ... ada ... parsel sayılı taşınmaz bakımından hüküm tesis edilmesi de hatalıdır.
Tarafların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı vekili için 2.540.00. TL. duruşma vekâlet ücretinin diğer temyiz edenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.