3. Hukuk Dairesi 2012/22830 E. , 2013/1102 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla ....000 TL tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili davasında, davalı idarenin 1989 yılında yaptığı duyurular nedeniyle ...... ili ...... ilçesinden arsa almak için davacının başvuruda bulunduğunu, ........1989 tarihinde ....000.000 TL ödeyerek ..... Edinme sertifikası aldığını, ancak taahhüt edilen arsa yerine başka yerden arsalar teklif edildiğini, davacının parasını ödeyerek satın aldığı ...... ilçesinde bulunan arsa bedeli olan ....000 TL"nin (fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla) tahsilini istemiştir.
Davalı, ......’den arsa verilmesi ile ilgili taahhütlerinin olmadığını, davacının talep formuna ...... yazmasının kendilerini bağlamayacağını, kaldı ki davacı tarafından böyle bir talep formununda ibraz edilmediğini, davacının ...... ...... dışında da arsa taleplerinin bulunduğunu, davacıya kura çekilişi sonunda ...... .... ilçesinden arsa isabet ettiğini, satış işleminin yapılması için davacıdan istenen meblağın yatırılmaması sebebiyle tahsisin iptal edildiğini, davalı kurumun üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, davacıya, ödenen bedelin tahmini olup, kesin arsa bedeli olmadığını, davacının rayiç değeri değil ancak ödediği bedelin güncelleştirilmiş değerini isteyebileceğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacıya verilen arsa edinme sertifikasında il bölümünde ...... yazılı olduğu, ilçe bölümünün boş bırakıldığı, arsa ofisi tarafından ...... dışında arsaların da üretildiği, davacının ...... ......"deki bir arsayı talep ettiği yönünde bir belgede elde edilemediği, arsa edinme sertifikasında arsa değerinin sertifika değerinden fazla olması durumunda bakiye kısmının satış sırasında nakden ya da %40 faiziyle ödeneceğinin belirlendiği bu nedenle davacıya ......"de 350 m2"lik arsanın rayiç bedelini ödemesi sertifika değerinden daha fazla bir ödeme yapılması sonucunu doğurabileceği, davacının ......"de ki arsanın rayiç değeri dışında bir talebi de olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir
a) Davacının, Arsa Ofisi Kanunu uyarınca davalı devlet kurumundan arsa almak için talepte bulunduğu, 1989 yılında 2000 TL ödeyerek ......edinme sertifikası aldığı dosya kapsamıyla sabittir. Davacının mahkemeye ibraz ettiği arsa edinme sertifikasında tahsis edilen arsa bölümünde ...... ili yazıldığı halde ilçe bölümü boş bırakılmıştır. Davacı vekili, davacının ...... ili ...... ilçesinden arsa talep ettiğini bu talebine istinaden davacıya arsa edinme sertifikasının verildiğini, üzerinde bir uyuşmazlık olmadığından davacı bu nedenle ...... ......"de bulunan E tipi arsanın rayiç değerini talep etmektedir. Davalı kurumun kendi kusuruna dayalı olarak ifa imkansızlığının oluşmasında objektif anlamda bir kusursuzluk halinin bulunmadığından, davalı satışın geçersiz olduğunu ileri süremeyecektir. Bu itibarla MK ....maddesi hükmü uyarınca sözleşmenin geçersiz olduğundan söz edilemeyeceğinden davalı idarenin davacının zararını tazmin etmesi gerektiği düşünülerek uyuşmazlık giderilmelidir. Uyuşmazlık zararın tazmininde esas alınacak usul ve delillerin toplanmasında hangi sistemin benimseneceği üzerindedir.
Bu bağlamda dosya kapsamına göre; arsa edinme sertifikası talep formunun arsa talep eden tarafından doldurularak .......na verildiği anlaşılmakla, davacının arsa edinme sertifikasını aldığı ilgili banka şubesinden arsa edinme sertifikası talep formu getirtilerek, uyuşmazlığın çözümüne başlanmalı ve delil olarak incelenecek olan talep formunda davacının ...... ili ...... ilçesinden arsa talep ettiğinin tespit edilmesi halinde, davaya konu taşınmazın ifasının imkansız hale geldiği ve ifa umudunun kalktığı, 05.09.2003 tarihi itibariyle taşınmazın raiç değerinin hesaplanarak sonucuna göre hüküm kurulması uygun olacaktır.
b) Aksi takdirde ise (....... tarafından talep formunun ibraz edilememesi durumunda) ispat yükü altında bulunan davacının davaya konu sertifikanın ...... ......"den talep ettiği E tipi sertifikaya istinaden verildiği iddiası ispatlanamamış olacaktır.
c) Talep formunun ibraz olunamaması veya ait olduğu merciinden celp edilememesi halinde ise, arsa ofisinin "......"den arsa verilmesini 1164 sayılı Kanunun getirdiği "Kamuya sunulan işlemde güvenilir olma" niteliğinin temin edilmesindeki sorumluluğunun ve "Arsa edinme sertifikalarının iptal" olunmaması nedeniyle de davalının sorumluluğunu ortadan kaldırması düşünülmemelidir. (Danıştay ....Daire 05.04.1993 gün ve 1166 E.-1305 K.), (... ....Hukuk Dairesinin ....06.1997 gün ve 5176 E.-5354 K.)
Bu durumdaki kırılma noktası için bağlama kuralı ise; aşağıdaki esaslara göre belirlenmelidir.
c-...) Davacının davalı idareye verdiği 05.06.1999 kayıt tarihli dilekçesinde davaya konu arsa edinme sertifikasına dayanarak ....... ilçesi .... beldesindeki parsellerden birinin adına tahsisini talep ettiği, kurada adına arsa isabet etmemesi üzerine davacıya arsa tahsis edilemediği, davacının davalı idareye tekrar başvurarak ......"da bulunan arsalardan birinin adına tahsisini talep ettiği, kura çekilişinde ...... ili .... ilçesi ..... beldesinde bulunan arsanın davacıya isabet ettiği Arsa Edinme Sertifikası Satış Yönergesinin ....maddesinde "arsanın değeri sertifika
değerinden fazla ise bakiye kısmı satış sırasında nakden veya %40 faiziyle birlikte ... ay içinde tahsil edilir, hükmü gereğince davalı kurum tarafından ek para talep edildiği, davacı tarafından ek paranın da ödenmediği sabit olmakla, Arsa Edinme Sertifikası Satış Yönergesinin ....maddesinde sertifika sahipleri diledikleri takdirde sertifikalarını iade ederek ödedikleri bedelleri .... Müdürlüğünden geri alabilirler", hükmü gereğince davacının ........1989 tarihinde ödediği 2000 TL"nin ifa umudunun kalktığı 05.09.2003 tarihi itibariyle iadesi gerekecektir.
c-...) Ancak, bu iadede yukarıda belirtilen esaslara göre hangi usulün benimseneceği uyuşmazlık konusudur. Buna göre; enflasyon, Tüketici Eşya Fiyat Endeksi, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak suretiyle ulaşacağı alım gücünün bulunması suretiyle denkleştirme yapılarak kamu işleminde güvenilir olması sağlanarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davacının ...... ......"deki arsanın rayiç değeri dışında bir talebinin olmadığı gerekçesiyle davanın tamamen reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Her hak gibi, dava hakkı da sınırsız değildir. Nitekim, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) ’nun “Dürüst Davranma” alt başlıklı .... maddesinde “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.” ilkesine yer verilmiş, devamında da “Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” kuralı getirilmiştir. Aynı Kanunun “İyiniyet” başlıklı ....maddesinde ise “Kanunun iyiniyete hukuki bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır./ Ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamaz” denilmektedir.
Objektif iyiniyet olarak da tanımlanan ve dürüstlük kuralını düzenleyen TMK.’nun ....maddesi, bütün hakların kullanılmasında dürüstlük kuralı çerçevesinde hareket edileceğini ve bir kimsenin başkasını zararlandırmak ya da güç duruma sokmak amacıyla haklarını kötüye kullanmasını yasanın korumayacağını belirtmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında düzenlenen, hakkın kötüye kullanılması yasağı kuralının amacı, hakime özel ve istisnai hallerde (adalete uygun düşecek şekilde) hüküm verme olanağını sağlamaktadır.
Bir hakkın kullanılmasının açıkça adaletsizlik oluşturduğu, gerçek hakkın tanınması ve bireyin korunması için tüm hukuki yolların kapalı bulunduğu zorunluluk hallerinde, TMK.nun .... maddesi uygulama alanı bulur ve olağanüstü bir imkan sağlar; haksızlığı düzeltici, yasadaki kuralları tamamlayıcı fonksiyonunu yerine getirir (25.....1984 T. 1983/... E., 1984/... K. sayılı ... İçtihadı Birleştirme Kararı).
Dürüstlük kuralı bir kimseden dürüst bir insan olarak beklenen davranışı ifade eder. Bir davranışın bu nitelikte olup olmadığı, toplumda geçerli ahlak ölçülerine gelenek ve göreneklere, karşılıklı uygulanagelen teamüllere ve hakları sağlayan ilişkilerin amacına göre tayin edilir.
Diğer yandan, hakkın kötüye kullanılıp kullanılmadığı belirlenirken; o kişinin hakkın kullanılmasında geçerli ve haklı bir yararının varlığı, hakkın kullanılmasının sağlayacağı yarar ile başkalarına vereceği zarar arasında aşırı oransızlığın olmaması, bir kimsenin kendi ahlaka aykırı davranışına dayanmaması ve uyandırılan güvene aykırı davranışta bulunmaması gibi ölçütler hakkın kötüye kullanılıp kullanılmadığını belirler (..............................).
Hakkın kötüye kullanıldığı savunma olarak ileriye sürülmüş olmasa dahi bu husus def’i değil itiraz olarak kabul edildiğinden hakim, dava dosyasından anlaşılan böyle bir durumu resen göz önüne almak zorundadır (... Hukuk Genel Kurulunun ..../.../1964 gün 1964/...-953 Esas ve 1964/640 K. sayılı ilamı ile ........1951 tarih ve 1949/... E, 1951/... K. sayılı; .../.../1991 tarih 1990/... Esas, 1991/... K. sayılı ... İçtihadı Birleştirme Kararları).
İşte bunun içindir ki; kamu gücünün varlığı MK."nun ....maddesi ışığındaki somut olay, adaletinin sağlanmasında kamu gücünün işlemde etkinliğini göstermek, kamu işlemi ile mağduriyeti gidermektir; yaratmak olmamalıdır.
Zira, kamu gücünün getirdiği ve sunduğu kamu işleminde güvenilir olma niteliğini benimseme ve işlemde iptalin de yapılmaması sonucundaki MK.....madde kuralının bir sonucu olan "satıştaki geçersiz" olma, bu gücün getirdiği bir savunma aracı ve amacı olmamalıdır. Davalının savunma aracının M.K."nun ....maddesindeki iyiniyet kurallarına uygun olmadığından davacının talebinin toplanacak olan delillerin varlığı neticesindeki oluşa göre; a, b, c-..., c-.... paragraflarında belirtilen esaslara göre zararın tazmini gerekecektir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.