20. Hukuk Dairesi 2015/3378 E. , 2015/3285 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 27.11.2014 günlü hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 28.04.2015 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacı vekili Av. ... geldi, diğer taraftan vekili Av. ... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;
K A R A R
Davacı vekili 15.07.2014 tarihli dilekçesi ile; ... Mahallesi 113 ada 17 parsel sayılı 28246 m² yüzölçümlü taşınmazın vekil edeni tarafından 06.06.1985 tarihinde satın alındığı, 1154 m² bölümünün yola terk edildiği, geri kalan bölüme iki adet pilon yeri inşa edildiği ve bu alanların ifrazı ile 113 ada 33 parsel numarasında 27084 m² taşınmaz kaldığı, 09.06.1995 tarihinde tapu kaydına 6831 sayılı Kanun gereği 2/B şerhi konulduğu ve aynı yıl imar uygulamasına tabî tutularak 4544 ada 1 parsel sayısında 6996/27161 hissesinin ... Belediyesi, 20165/27161 hissesinin vekil edeni adına şuyulandırılarak tescil edildiği, parselin 2/B madde şerhi konulan 5840 m² bölümünün 12.10.2001 tarihinde ifraz edilerek 4544 ada 1 parsel sayısında ve 5840 m² yüzölçümüyle 2/B niteliğinde tescil edildiği, geriye kalan bölümün ise 4544 ada 6 parsel sayısında 6996/27161 hissesinin ... Belediyesi, 20165/27161 hissesinin vekil edeni adına tescil edildiği, yeniden yapılan imar uygulaması ile de 4544 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ... Belediyesi adına tescil edildiği, 5635 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile de takas edilmek suretiyle 4544 ada 1 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tescil edildiği, 2/B maddesine konu alanlar üzerinde yapılan imar uygulamasının yok hükmünde olduğu, Hazine adına yapılan tescilin yolsuz tescil niteliğinde olduğu iddiasıyla, 4544 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline ve 6292 sayılı Kanun uyarınca bedelsiz olarak vekil eden adına tesciline, aksi takdirde 6292 sayılı Kanunda öngörülen usûllere göre taşınmazın bedelinin ödenmesi suretiyle vekil eden şirket adına satışı ve tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi uygulamasından kaynaklandığı gerekçesiyle yargı yolu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava imar parsellerinin dayanağını teşkil eden idari işlemin, nitelik yitirdiği gerekçesiyle orman sınırı dışına çıkartılan alanlarda yapılan imar uygulamasının yok hükmünde olduğundan, imar parsel sicil kayıtlarının yolsuz tescil durumuna düşeceği gerekçesiyle taşınmazın imar öncesi kadastral mülkiyet ve geometrik durumunun ihyası ile 6292 sayılı Kanun uyarınca bedelsiz olarak iadesi, aksi takdirde bedeli ödenmek suretiyle tescili isteğiyle açılmıştır. İddianın ileri sürülüş biçimi ve içeriğine göre, Medenî Kanunun 1025 - 1027. (933 - 935.) maddeleri gereğince ilgililerin yazılı bildirimleri dışında, kural olarak mülkiyetin belirlenmesine ilişkin tescil, tapu iptali tescil gibi tapu sicilinde değişiklik yapmayı gerektiren davalara bakma görevi adli yargı yerine aittir. Çünkü adli mahkemelerin kararı olmadan tapu sicilinde değişiklik yapılamaz. Bu nedenle, bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenenler, tapu sicilinin düzeltilmesini özel hukuk hükümleri uyarınca adli yargı yerinde dava edebilecekleri gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 1.100.- TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, taraflarca 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nın 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilâmının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 28/04/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.