3. Hukuk Dairesi 2012/22000 E. , 2013/1181 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE ... MAHKEMESİ
.
Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hak saklı tutularak ....000 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine dair verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davacı vekili temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasını talep etmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Tebligat gideri verilmediğinden, davacı vekilinin duruşma isteminin HUMK."nun 438.maddesinin .... fıkrasının son cümlesi uyarınca reddi ile temyiz incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili kooperatife ait 26 konut ile davalıya ait konutunda aralarında yer aldığı toplam 53 konutun bulunduğu ..... mevkiinde ....03.2006 tarihinde meydana gelen heyelan sonucu belediyenin bölgedeki evleri tahliye ederek ikamete kapattığını, durumun aciliyeti nedeniyle müvekkili kooperatifin öncülüğünde bölgedeki konut sahiplerinin birlik olarak .......’ye iyileştirme projesi hazırlattıklarını, konutların oturulabilir hale gelmesi için bu projenin derhal uygulanması gerektiğini, bu nedenle kişi başına düşen ödeme miktarının 30.000 TL olarak belirlenmesine rağmen davalı ve bazı mülk sahiplerinin kendilerine düşen ödemeyi yapmamaları nedeniyle müvekkili kooperatif tarafından ödemelerin yapılmak zorunda kalındığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik ....000 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında; imalatların sadece davacı kooperatife ait konutların güvenliği için gerekli olduğunu, davacının kendi kusuruyla yarattığı zarara davalının da katılmasını isteyemeyeceğini, davacı tarafın taleplerini haklı gösterecek hukuki sebep bulunmadığını savunarak; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davalıya ait konutun heyelan için alınan tedbirlerden yararlanır konum ve topoğrafya dışında bulunduğu, ıslah tedbirlerinden fiilen yararlanmadığı, davalı konutunun alt kotlarının ormanlık alanda bulunmasının heyelan riskini doğal olarak önlediği, davacının aldığı tedbirlerin davalı yararına olmadığı, bu nedenle davalının giderlere katılmasının sözkonusu olamayacağı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.
.
Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmektedir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın tüm, davacı tarafın ise sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, mahkemece hükme esas alınan kök raporda; “... Kasım evlerinin kuzey yönündeki tek sıra fore kazık uygulama projesinin davalıya avantaj sağlamadığı, ... Kasım evlerinin güneydeki çift sıra fore kazık uygulaması ve aynı yönde üst kotlarda blonlu isnat duvarı yapımının ise taraflara müştereken avantaj sağladığı ve zorunlu olduğu” açıklanmış, aynı raporun sonuç kısmında ise, “Davalının konutunun yer aldığı ....in heyelan kapsamı dışında kaldığından, masraftan pay düşmeyeceği” belirtilmiştir. Kök raporda kendi içindeki bu çelişki giderilmek üzere alınan .... ek raporda; “davalıya ait konutun blonlu istinat duvarı dışındaki imalatlardan dolaylı olarak yararlandığı, bu nedenle davacı tarafından yapılan tedbirlerin alınmaması halinde heyelanın davalının bulunduğu yere de sirayet edeceği, benzer dava dosyalarındaki bilirkişi raporları da dikkate alındığında, davalının evinin blonlu istinat duvarından fayda sağlayacağı, heyetlerinin de aynı görüşte olduğu” bildirilmiştir. Bu rapordan sonra mahkemece alınan .... ek raporda ise; “Kooperatifin yaptırdığı heyelanı önleme tedbirlerinin, bölgede fiilen heyelan meydana gelen alanda faydalı ve zorunlu olmakla birlikte, konumu itibariyle davalının konutuna direkt fayda sağlamadığı” bildirilmiştir.
Bu durum karşısında, alınan kök rapor ve ek raporların kendi içinde ve birbirleriyle çelişkili olduğu gözetilerek, bu çelişkinin giderilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığı ile mahallinde keşif icra edilerek inceleme yapılması, davalının konutunun konumu değerlendirilerek; bu konutun davacı tarafından yapılan imalatlardan faydalanıp faydalanmadığı, ya da hangilerinden faydalandığının bilirkişi eliyle belirlenmesi ve ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacı tarafa iadesine, 28.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.