16. Hukuk Dairesi 2015/1913 E. , 2015/2032 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ......... Köyü çalışma alanında bulunan 143 ada 854 parsel sayılı 40.692,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın dava konusu 6/24 payı irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar ... ve müşterekleri adlarına tespit edilmiştir. Davacı ... çekişme konusu taşınmazıın davalılar adına tespit edilen 6/24 payı hakkında satın alma, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karar Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 18.12.2012 tarih ve 2012/6532-9541 sayılı ilamıyla taraf teşkilinin sağlanmadığı gerekçesiyle usulden bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine çekişme konusu 143 ada 854 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptaliyle davalı ... payının davalı ... payına eklenmesi suretiyle diğer payların tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141/3 maddesi “mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak" yazılmasını zorunlu kıldığı gibi; bu zorunluluk, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 ve 298. maddelerinin de amir hükmüdür. Adil yargılanma hakkının garantileri arasında yer alan "aleni yargılanma ilkesi" ve "hukuki dinlenilme hakkı" da, kararların gerekçeli olmasını zorunlu kılar. Bu prensiplerin amacı, yargılama sürecini ve kararın verilişini kamu denetimine açık tutmak suretiyle adaletin yerine getiriliş biçimini görünür kılmak; kamu eliyle karar verme sürecini denetleyerek kişinin adil yargılanma hakkını güvence altına almak ve adalete güveni korumaktır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/1-c maddesi uyarınca gerekçenin; "tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" göstermesi gerekir. Bir başka anlatımla; gerekçe, hüküm fıkrasında yazılı sonuçlara nasıl varıldığının tereddüte yer bırakmayacak şekilde açıklanmasıdır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası birbirine sıkı sıkıya bağlı olup uyumlu bulunması zorunlu olduğu gibi, duruşmada tefhim edilen hüküm sonucuna nasıl ulaşıldığını açıklamayan ifadelerin gerekçe olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Somut olayda; dava çekişme konusu 143 ada 854 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tespit edilen 6/24 payına ilişkindir. Davacı ........ oğlu ... çekişme konusu taşınmazın 3/24 payının babası . oğlu ... adına tespit edilmiş ise de babasının taşınmazı eski maliklerinden olan ...... ve ......."tan 1956 ve 1962 tarihlerinde harici senetlerle satın aldığını, davalılar ... ve müştereklerinin ve murisleri ........"nın taşınmaz üzerinde herhangi bir haklarının olmadığını babalarının payının bu davalılar adına tespit edildiğini ileri sürerek davalı payın adlarına tescilini istemişlerdir. Davalı taraf çekişmeli taşınmazın kendi murisleri ........ oğlu ........ adına Mart 1295 tarih ve 44 sıra numarası ile tapuya kayıtlı olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Şu halde taraflar arasındaki ihtilaf tapu kayıt malikleri arasında ismi geçen "........"nın davalılar murisi olup olmadığı noktasındadır. Davalı tarafın tutunduğu tapu kaydının iktisap sebebi "pederi Hasan fevtinden" olarak belirtilip, "......, ........, ., ........, ......., ........" adlarına Rumi takvime göre 1295 tarihinde tescil edilmiştir. Mahkemece davalıların tutunduğu tapu kaydında ismi geçen ........"nın davalılar murisi "........" ile aynı kişi olup olmadığı, tapu kaydının tesis tarihi ile davalılar murisi ........"nın doğum tarihi karşılaştırılarak 1298 tarihinde doğmuş olan davalılar murisi ........ oğlu ........"nın nasıl tapu kayıt maliki olduğu ve ........"nın baba adı ........ iken tapu kaydı babaları Hasan fevtinden iktisap edildiği halde tapu kaydında ismi geçen ........"nın davalılar murisi ........ ile aynı kişi olup olmadığı, çekişme konusu taşınmazın zilyetlerinin kim olduğu hususları gerekçede tartışılmaksızın, sadece çekişme konusu taşınmazın davaya konu edilen 6/24 payının tespit maliklerinden ..."un payını diğer tespit maliki ...a devrettiğini beyan etmesi nedeniyle bu kabul beyanı doğrultusunda davanın reddine karar verildiği şeklinde davanın konusunu oluşturmayan bir hususta gerekçe oluşturularak, davanın esasını oluşturan davacı ve davalılar arasındaki ihtilafa hiç değinilmemiştir. Mahkemenin kararının yukarıda açıklanan haliyle gerekçe içermediği açık ve tartışmasız olup, davacı vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine,
12.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.