Esas No: 2014/7862
Karar No: 2015/3411
Karar Tarihi: 04.05.2015
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/7862 Esas 2015/3411 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 01/07/2014 gün ve 2014/1338 E. - 2014/7037 K. sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davacı ... Yönetimi vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, ... köyü, 549 ve 551 parsel sayılı, sırasıyla 46.727,29 m² ve 20.056,37 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, kadastro tutanağının edinme sütununda, 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik 7. maddesine göre kurulan ... kadastro komisyonunca ... tahdit sınırları içine alındığı, ancak, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/236-1985/276 sayılı kesinleşmiş kararı ile bu sınırlandırmanın iptal edildiğinden sözedilerek fıstıklık vasfı ile davalı gerçek kişi adına tespit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, 09/03/2010 havale tarihli dilekçesiyle; ... ilçesi, ... köyüne ait Devlet Ormanlarının tahdidinin 1945 yılında 5 nolu ... Tahdit Komisyonu tarafından 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapıldığını ve 13/12/1945 tarihinde ilân edilerek kesinleştiğini, 1945 yılında yapılan bu çalışmada 1139 hektarlık Devlet ormanının tahdidi ile beraber bu devlet ormanına bitişik 600 hektarlık “... Fıstık Çamlığı” adı altında bir özel ... sınırlandırılmasının da yapıldığını, 1980 yılında 17 nolu ... Kadastro Komisyonunun 2 nolu ekibince 3116 sayılı Kanuna göre yapılan tahdidin aplikasyonu ve 1744 sayılı Kanunun 2. madde uygulamasının yapıldığını ve 12/06/1980 tarihinde ilân edildiğini, bu çalışmada 17 numaralı ... Kadastro Komisyonunun 2 nolu ekibi tarafından 1945 yılından 5 nolu Tahdit Komisyonu tarafından 3116 sayılı Kanuna göre özel ... olarak sınırlandırılan “... Fıstık Çamlığını”; “... Devlet Ormanı” adı ile Devlet ormanı olarak sınırlandırıldığını, ancak bu karara askı ilân süresi içerisinde 46 hektar yüzölçümlü eski bir tapu kaydına dayanarak 17 adet ... sınırlandırmasına itiraz davası açıldığını, bu davalarda mahkemece 46 hektar kök tapu kaydına dayanarak kabul kararı verildiğini, ancak kadastro mahkemesince verilen bu kararların incelemesinde dayanılan kök tapu kaydı alanının 46 hektar olmasına rağmen kadastro mahkemesince 197 hektarlık alanda ikinci sınırlama işleminin iptal edildiğini, ancak, esasında dayanılan kök tapu kayıt miktarının 46 hektar olduğunu, 1980 yılında dava açılmayan 403 hektarlık alanda Devlet ormanı olarak yapılan sınırlamanın kesinlik kazandığını, ancak kadastro mahkemesi kararlarında yaklaşık-tahmini olarak alan ve sınırları belirtilen taşınmazlar hakkında verilen kararların herhangi bir teknik veri ve infaza elverişli harita ve krokiye bağlanmadığından işbu kararların (... Kadastro Mahkemesi kararlarının) arz üzerine uygulamasının yapılamadığını, yörede 2010 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda toplam 206,8 hektarlık alanın 44 adet parsel olarak şahıslar adına fıstık çamlığı vasfıyla tespit gördüğünü, 179,6 hektar
- 2 -
2014/7862 - 2015/3411
alanın 15 adet parsel olarak Hazine adına fıstıklık vasfıyla tespit gördüğünü, 37,9 hektarlık alanın 1 adet mera parseli olarak orta malı vasfıyla tespit gördüğünü, 50,7 hektarlık alanın da "5 adet parsel olarak davalıdır" şerhiyle askıya çıktığını tespit ettiklerini, ancak bu bölgede kesinleşen mahkeme kararı sayısının 17 adet olduğunu ancak bu kararların kadastro ekiplerince incelenmediğini ve hiç yokmuş gibi davranılarak bölgede vatandaşlar ve Hazine adına tespitler yapıldığını ancak bu tespitlerin yerine mevcut mahkeme kararları uygulanmak suretiyle çalışma yapılması gerektiğini, ... Fıstık Çamlığının 46 hektar kök tapu kaydı dışında kalan kısımlarında herhangi bir sahiplik belgesi bulunmadığı için sahipsiz fıstık çamlıklarının Devlet Ormanı olduğunun tartışmasız olduğunu, ayrıca kadastro ekibi tarafından yapılan çalışmada tespiti yapılan toplam alanın 475 hektar olduğunu, ancak, kesinleşen 3116 sayılı Kanun uygulamasında ve 1744 sayılı Kanun uygulamasında özel ... olarak ilân edilen alanın 600 hektar olduğu halde aradaki fark hakkında resmî bir açıklama yapılmadığını, 1744 uygulaması ile kesinleşen ve Devlet Ormanı olması gereken yerlerin de Hazine adına tespit gördüğünü, söz konusu alanda fıstıkçamı, kızılçam, meşe karışımı şeklinde meşçere karışıklığı da olduğunu beyanla dava konusu parsellerin ... sayılan yerlerden olduğu ve Devlet Ormanlarının Anayasa gereğince özel ve tüzel kişiler adına tespit ve tescil edilemeyeceği gerekçesi belirtilerek dava konusu taşınmazların ... niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tescili isteğiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddine ve dava konusu ... köyü, 549 ve 551 sayılı parsellarin tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, davacı ... Yönetimi vekilinin temyizi üzerine Dairece, “… dava konusu taşınmazların ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/236 E. - 1985/276 K. sayılı kesin hükmü kapsamında kaldığı ve fıstık çamlığı olduğu anlaşılarak yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre…” denilerek yerel mahkeme kararı onanmıştır.
Davacı ... Yönetimi vekili bu sefer Daire kararının düzeltilmesini istemiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Yörede, 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp 13/12/1945 tarihinde ilân edilerek kesinleşen ... kadastrosu, daha sonra 6831 sayılı Kanuna göre yapılıp 12/06/1980 tarihinde ilân edilen ... kadastrosu ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde çalışması bulunmaktadır.
Mahkemece, yazılı şekilde davanın reddi yolunda hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; dava konusu parselin bulunduğu bölgenin 3116 sayılı Kanuna göre 1945 yılında yapılan ... tahdidinde özel ... olarak sınırlandırılmasına karar verilmiştir. Daha sonra 12/06/1980 tarihinde ilân edilen ... tahdidinde ise bu bölgenin tamamı 4785 sayılı Kanun gözetilerek “Devlet Ormanı” olarak sınırlandırılmış ise de toplam 17 adet dava dosyasına konu olan yerler hakkında 1980 yılında yapılan bu sınırlandırma ... Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşen kararları ile iptal edilmiştir.
Buna göre, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin toplam 17 adet olan kesinleşen kararlarının kapsamı dışında kalan alanların 12/06/1980 tarihinde ilân edilen ve 4785 sayılı kanuna gözetilerek yapılan ... tahdidinde sınırlandırıldıkları gibi “Devlet Ormanı” nitelikleri kesinleşmiştir. 12/06/1980 tarihinde ilân edilen tahdide karşı dava açılan ve hükmen iptal edilen yerler yönünden ise, halen ayakta ve geçerli olan 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp 13/12/1945 tarihinde ilan edilen ... tahdidi olup, bu sınırlandırmaya göre de bu alan içinde kalan yerler özel ... olarak sınırlandırıldıkları için bu yerlerin özel ... nitelikleri kesinleşmiştir. Davaya konu parselin 1945 yılında ilan edilen tahditte özel ... alanı olarak sınırlandırılan 600 hektarlık alan içinde, daha sonra 4785 sayılı Kanun gözetilerek yapılan ve 12/06/1980 tarihinde ilân edilen ... tahdidinde ise “Devlet Ormanı” olarak sınırlandırılmış alan içinde olduğu tartışmasızdır. Uyuşmazlık konusu olan husus dava konusu parselin kadastro tespitinin edinme sütununda yazıldığı gibi ... tahdidine itiraza konu ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/236 - 1985/276 sayılı kararında tahdit dışına çıkartılan taşınmazın kapsamı içinde yer alıp almadığıdır. Anılan mahkeme kararının kapsamı içinde ise dava konusu parseller özel ..., dışında ise Devlet Ormanı niteliğinde olacaktır. Yani bir başka anlatımla, her halükarda dava konusu parsellerin ... ile ilişkisi mevcuttur.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise, davaya konu parsellerin kadastro tespitinin edinme sütununda sözü edilen ve 12/06/1980 tarihinde ilân edilen ... tahdidine itiraza ilişkin ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/236 - 1985/276 sayılı kararında “…6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik 7. maddesine göre kurulan ... kadastro komisyonunun “1981/51-1, 2 ve 3” nolu kavgalı taşınmazla ilgili ikinci sınırlama işleminin iptaline …” denilerek 12/06/1980 tarihinde ilân edilen ... tahdidini “1981/51-1, 2 ve 3” olarak belirtilen veya tanımlanan taşınmaz yönünden iptal etmiştir. Bir başka anlatımla, anılan kararda 12/06/1980 yılında ilân edilen tahdit “1981/51-1, 2 ve 3” numara olarak belirtilen taşınmazlarla sınırlı olarak iptal edilmiştir. Bu kararın doğal sonucu olarak, “1981/51-1, 2 ve 3” nolu olarak belirtilen taşınmaz 1945 yılında ilan edilen tahdit nedeniyle eskisi gibi özel ... niteliğine dönmüştür. Çünkü bu yer, 1945 yılında yapılan tahditte özel ... olarak sınırlandırılan alan içindedir ve bu tahdit iptal edilmediğinden halen ayaktadır. Diğer yandan, “1981/51-1, 2 ve 3” nolu olarak belirtilen taşınmazların kapsamı dışında kalan yerler ise (ve diğer tahdide iptal davalarının kapsamı dışında kalan yerler) 4785 sayılı Kanun gözetilerek yapılan ve 07/11/1980 yılında ilân edilen ... tahdidinde Devlet Ormanı olarak sınırlandırılan alan içinde kalmaktadır. Zira, 4785 sayılı Kanun gözetilerek 07/11/1980 tarihinde ilan edilen ... tahdidi bir bütün olarak iptal edilmemiştir; sadece ... Asliye Hukuk Mahkemesinin toplamda 17 adet olan dava dosyalarına konu taşınmazlar yönünden iptal edilmiştir. Bu nedenle, ... Asliye Hukuk Mahkemesince 1985 yılında verilen kararların kapsamı dışında kalan yerler yönünden 4785 sayılı Kanun gözetilerek yapılan ... tahdidi kesinleşip, bu tahdidi iptal için öngörülen hak düşürücü süreler de geçtiğinden, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/11/1980 tarihinde ilân edilen ... tahdidine itiraza ilişkin kesinleşen kararlarının kapsamı dışında kalan taşınmazların tapu veya zilyetlik yoluyla özel mülke dönüşmesi olanağı bulunmamaktadır.
Her ne kadar ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/236-1985/276 sayılı ve 12/06/1980 tarihinde ilân edilen ... tahdidinin iptaline dair kararında; tahdidin iptaline konu taşınmaz yönünden; atıf yapılan herhangi bir bilirkişi raporu bulunmamakta ise de, anılan kararda davaya konu taşınmaz “1981/51-1, 2 ve 3” nolu olarak belirtilmiş ve kararın hüküm fıkrasında dava konusu taşınmaz bunun dışında hudut, miktar veya başka bir belirleme ile tanımlanmamıştır. Aynı gün temyiz incelemesi yapılan ... Kadastro Mahkemesinin bazı dosyalarının içinde kadastro tespitine esas alınan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin ... tahdidine itiraz davasına konu dosyalarının bulunduğu, bazı dosyalarda ise ... tahdidine dair Asliye Hukuk Mahkemesi dosyalarının bulunmadığı görülmüştür. Ancak bu dosyaların tamamı birlikte incelendiğinde mahkemenin hüküm fıkrasında tahdide itiraza konu taşınmazları belirttiği rakamsal ifadelerin mahkemenin bozma öncesi esasının yanına ... tahdidine konu taşınmazlara bilirkişi tarafından verilen numaralandırma olduğu anlaşılmıştır. Nitekim aynı gün temyiz incelemesi yapılan ... Kadastro Mahkemesinin 2010/8- 2012/42 sayılı dosyası (Dairenin 2014/6956 – 2015/4079 sayılı dosyası) içinde ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/231 – 1985/271 sayılı dosyası bulunduğu ve bu dosya içinde yer alan fen bilirkişi ...tarafından hazırlanan 22/09/1981 tarihli 1/10000 ölçekli krokide de taşınmazların bu şekilde numaralandırıldığı görülmüştür. Yani anılan krokide ... tahdidine itiraza konu taşınmazlar mahkeme esas sayısı ve bu sayının yanına taşınmaza numara verilerek işaretlenmiştir. Eldeki davaya konu taşınmazlarda anılan krokide “81/51 (1), 81/51 (2) ve 81/51 (3)” şeklinde işaretlenmiştir. Bozma sonrası yapılan keşifte ise bilirkişiler tarafından krokili uygulama yapılmamıştır. Bu durumda mahkemenin hüküm fıkrasında davaya konu yer olarak belirtilen taşınmazların bozma öncesi keşifte görev alan Fen bilirkişi ...tarafından hazırlanan krokide gösterilen yerler olduğu sonucu zorunlu olarak çıkmaktadır. Dolaysıyla 12/06/1980 tarihinde ilân edilen ... tahdidinin iptaline dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/236-1985/276 sayılı kararına konu taşınmazların, aynı gün temyiz incelemesi yapılan ve ... Kadastro Mahkemesinin 2010/8- 2012/42 sayılı (Dairenin 2014/6956 – 2015/4079 sayılı) dosyası içinde yer alan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/231 – 1985/271 sayılı dosyası içinde bulunan fen bilirkişi ...tarafından hazırlanan 22/09/1981 tarihli ve 1/10000 ölçekli krokide gösterilen taşınmazlar olduğu anlaşılmaktadır.
3402 sayılı Kanunun “Tapu kayıtları ile diğer belgelerin kapsadığı yeri tayinde” başlıklı 20/A maddesinde “Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.” denilmiştir. Her ne kadar mahkemenin gerekçesinde infaza elverişli ölçekli kroki bulunmadığı kabul edilmiş ise de, yukarıda da belirtildiği gibi aynı gün temyiz incelemesi yapılan ... Kadastro Mahkemesinin 2010/8- 2012/42 sayılı (Dairenin 2014/6956 – 2015/4079 sayılı) dosyası içinde yer alan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/231 – 1985/271 sayılı dosyası içinde bulunan fen bilirkişi ...tarafından hazırlanan 22/09/1981 tarihli kroki 1/10000 ölçekli olup infaza elverişlidir. Buna göre, somut olayda ... tahdidinin iptaline konu taşınmazın kapsamının 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20/A maddesi uyarınca bu krokiye göre belirlenmesi zorunludur. Ancak, hükme dayanak fen bilirkişinin uygulamasında, bu kroki ile kadastro paftası ölçekleri eşitlenerek uygulanmamıştır.
Bundan başka, mahkemece kurulan hüküm mahkemenin kabulü ile de çelişkilidir. Şöyle ki; mahkemece davaya konu parselin tamamının ... tahdidine ilişkin ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/236-1985/276 sayılı kararı kapsamında kaldığı kabul edilmiştir. Yukarıda da belirtildiği gibi dava konusu taşınmazın bulunduğu alan 1945 yılında yapılan ... tahdidinde “Özel ...” olarak sınırlandırılmıştır. Daha sonra 4785 sayılı Kanuna gözetilerek 07/11/1980 tarihinde ilân edilen ... tahdidinde “Devlet Ormanı” olarak sınırlandırılmış ise de, gerçek kişilerin açtıkları tahdide itiraz davasıyla ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/236-1985/276 sayılı kararı ile 07/11/1980 tarihinde ilan edilen tahdit dava konusu “1981/51-1, 2 ve 3” ile belirtilen yer yönünden iptal edilmiştir. Bu durumda, dava konusu parselin tamamının ... Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşen kararında geçen ve “1981/51-1, 2 ve 3” sayılarıyla belirtilen taşınmazlar içinde kaldığı kabul edilse dahi, davaya konu parseller yönünden halen ayakta ve geçerli olan 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp 13/12/1945 tarihinde ilân edilen ... tahdididir. Her ne kadar davacı ... Yönetimi dava konusu taşınmazların Devlet Ormanı vasfıyla tescili istemiyle dava açmış ise de, çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, taşınmazların özel ... vasfında olduğunun gözetilmemiş olması ve davaya konu taşınmazlar “Fıstıklık” niteliğiyle tespit edilmiş ise de, taşınmazlar fıstık çamı ağaçları ile kaplı olup niteliğinin Antep fıstığı ağaçlarıyla karıştırılabilecek şekilde tespit gibi “Fıstıklık” olarak değil “Fıstık çamlığı” olarak düzeltilmesi gerektiğinin düşünülmemesi de doğru olmamıştır.
O halde doğru sonuca varılabilmesi için; mahkemece öncelikle ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/236-1985/276 sayılı kararının uygulandığı başka parsel veya parsellerin bulunup bulunmadığı tespit edilerek, varsa bunların tutanak örnekleri getirtilmeli, şayet bunlardan eldeki dosya gibi davalı olan parseller varsa eldeki dava ile birleştirilmeli, daha sonra dava konusu parseli ve geniş çevresini gösterir orijinal kadastro paftası ile ... tahdidine itiraza ilişkin ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1983/236-1985/276 sayılı dosyası getirilmeli, şayet anılan dosya içinde hükme dayanak kroki bulunmadığı takdirde ... tahdidine itiraz davasına konu taşınmaz mahkeme kararında numaralandırıldığı için hükme dayanak krokinin olması gerektiği gözetilerek mahkeme kararına dayanak kroki sıkı bir şekilde araştırılarak dosyaya celbedilmeli, bundan sonra önceki keşifte görev almayan bir ... ve iki harita mühendisi bilirkişi kurulu eşliğinde yapılacak keşifte, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/236-1985/276 sayılı dosyasında hükme dayanak kroki bulunduğu takdirde bu kroki, şayet anılan dosya içinde hükme dayanak kroki bulunmadığı takdirde aynı gün temyiz incelemesi yapılan ... Kadastro Mahkemesinin 2010/8- 2012/42 sayılı (Dairenin 2014/6956 – 2015/4079 sayılı) dosyası içinde yer alan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/231 – 1985/271 sayılı dosyası içinde bulunan fen bilirkişi ...tarafından hazırlanan 22/09/1981 tarihli 1/10000 ölçekli krokide eldeki davaya konu taşınmazlar gösterildiği için bu kroki ile kadastro paftası ölçeklerinin eşitlenip çakıştırılması suretiyle kesinleşen mahkeme kararı kapsamında kalan taşınmaz kuşkuya yol açmayacak şekilde zeminde ve kadastro paftası üzerinde belirlenmeli, yine Harita mühendisi bilirkişilerden 12/06/1980 yılında ilân edilen ... tahdidine itiraza ilişkin ... Asliye Hukuk Mahkemesinin toplam 17 adet olan
kesinleşen kararları kapsamında kalan taşınmazlar mahkeme esas sayısı ve anılan 17 adet dava dosyası dayanak yapılarak tespit edilen parsellerin sayıları da belirtilerek kadastro paftası üzerinde gösterecek birleşik kroki alınmalı ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Bu cümleden olarak; yapılacak uygulamada şayet davaya konu parsellerin tamamının kesinleşen mahkeme kararına dayanak bu kroki içinde kaldığı saptandığı takdirde, dava konusu parsellerin bu durumda özel ... olarak sınırlandırılan alan içinde kaldığı gözetilerek ve çoğun içinde az da vardır kuralından hareketle ... Yönetiminin davasının kısmen kabulüne ve tutanağın beyanlar hanesine 1945 yılında kesinleşen ... tahdidinde özel ... olarak belirlenen saha içinde kaldığı yönünde şerh ile birlikte niteliği “Fıstık çamlığı” olarak düzeltilerek davalı gerçek kişi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmelidir. Şayet davaya konu parsellerin bir bölümünün kesinleşen mahkeme kararına dayanak kroki içinde kaldığı tespit edilirse, kroki kapsamı içinde kalan bölümler yönünden yukarıda belirtildiği gibi hüküm kurulmalı, kroki kapsamı dışında kalan bölümler yönünden ise, ... Yönetiminin davası kabul edilerek bu bölümlerin Devlet Ormanı vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmelidir. Son olarak dava konusu parsellerin tamamının kesinleşen mahkeme kararına dayanak olan kroki kapsamı dışında kaldığı tespit edildiği takdirde ise davacı ... Yönetiminin davası tamamen kabul edilerek parsellerin tamamının Devlet Ormanı vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve uygulama ile yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
Bu itibarla, yukarıda açıklandığı gibi mahkemece verilen karar eksik inceleme, araştırma ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olup, kararın yukarıda belirtilen nedenler ile bozulması gerekirken, yanılma sonucu hükmün onandığı anlaşıldığından, davacı ... Yönetimi vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin önceki onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 01/07/2014 gün ve 2014/1338 - 2014/7037 sayılı onama kararı kaldırılarak, 30/05/2012 gün ve 2010/14-2012/49 sayılı yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 04/05/2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.