10. Hukuk Dairesi 2015/20376 E. , 2016/595 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, kendi çalışmaları nedeniyle davalının annesi ve babası üzerinden aldığı yersiz ödenen ölüm aylıklarının tahsiline yönelik takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, Mahkemenin Görevsizliğine, hüküm kesinleştiğinde talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden, 506 sayılı Kanun hükümleri gereğince davalı Kurum tarafından 15.10.1992 tarihinde, annesi üzerinden ise 22.08.1999 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanan hak sahibi kız çocuğu konumundaki davacıya, 506 sayılı Kanun kapsamında gerçekleşen 5.390,43 TL asıl alacak, 8.527,56 TL işlemiş faiz üzerinden yapılan takibe vaki itirazın iptalinin talep edildiği, Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, uyuşmazlığın icra takibinden kaynaklandığı ve uyuşmazlığın çözümünde .... Hukuk Dairesi ....../...... Esas ve ....../..... Karar, ....../...... Esas ve .........../......, ........../...... Esas ve ........../.......... Karar sayılı ilâmları gereği genel mahkemelerin görevli olduğu gerekçesi ile Mahkemenin görevsizliğine karar verdiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Kanunun ölüm sigortası hükümlerinin düzenlendiği bölümü içerisinde yer alan ve “Eş ve çocuklara aylık bağlanması” başlığını taşıyan 68. maddesi olup, hak sahibi kız çocukları yönünden maddenin (I) numaralı bendinde aylık bağlama koşulları, (VI) numaralı bendinde aylık kesme nedenleri açıklanmıştır.
Anılan maddede; "VI - Sigortalının kız çocuklarına bağlanan aylıklar, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi işlerde çalışmaya buralardan gelir veya aylık almaya başladıkları veya evlendikleri tarihi takibeden devre başından itibaren kesilir. Aylığın kesilmesine yol açan sebebin ortadan kalkması halinde I inci bölümün (C) fıkrası hükmü saklı kalmak şartiyle, bu tarihten başlanarak yeniden aylık bağlanır. Ancak evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almağa hak kazanan kimseye bu aylıklardan fazla olanı ödenir." hükmü yer almaktatır.
Bununla birlikte, 5510 sayılı Yasa"nın 96. maddesi, “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
… b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren (Değişik ibare:13.02.2011 - 6111 S.K./44.mad) yirmidört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, (Değişik ibare:13.02.2011 - 6111 S.K./44.mad) yirmidört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır. …” hükmünü çerçevesinde, davacının iade ile yükümlü olduğu aylıkların tutarı belirlenerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.
5510 sayılı yasanın 101 maddesinde “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür.”aynı şekilde 506 sayılı yasanın 134. maddesinde “Bu kanunun uygulanmasından doğan uzlaşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür.” şeklinde düzenlenmiştir.
Dava, kendi çalışmaları nedeniyle davalının anne ve babasından yersiz aldığı aylıkların iadesi telebine ilişkin olup yasal dayanağının 506 sayılı yasanın 68 maddesi ile 5510 sayılı yasanın 96. maddesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Görev konusu, kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemelerce yargılamanın her aşamasında re’sen ele alınması gereken bir husustur. İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş olan istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. 506 sayılı Kanunun 134. maddesi bu Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceğini hükme bağlamıştır. Somut olayda; uyuşmazlığın, taraflar arasında haksız fiilden kaynaklanmadığı açıktır. Hal böyle olunca davada uyuşmazlığın çözümünde 5510 ve 506 sayılı Kanun hükümlerinin uygulama yeri olduğu, uyuşmazlığın bu Kanunlardan doğduğu ortada olup, davanın genel mahkemede değil, iş mahkemesinde görülmesi gerekir.
Önceki bozma ilamı doğrultusunda yargılama yapılarak karar verilmesi gerekirken, Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.