20. Hukuk Dairesi 2014/9371 E. , 2015/3481 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Tapuda davalı ... kayıtlı olan eski ... Köyü 428 sayılı 2019 m2 yüzölçümündeki parsel, 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre yapılan uygulama kadastrosu sırasında 27847 ada 13 parsel sayısı ile 2334,51 m2 yüzölçümlü olarak tesbit edilmiş, 3402 sayılı Kanunun 11. maddesine göre 09.06.2010 ilâ 08.07.2010 tarihleri arasında askı ilânı yapılmıştır.
Davacı ...., 08.07.2010 tarihinde parselin yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidinde kısmen tahdit sınırları içinde bırakıldığını ileri sürerek, bu bölümün tesbitinin iptali ve orman niteliğiyle adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, çekişmeli parselin 2/B madde uygulamasıyla adına orman sınırları dışına çıkarılan yer niteliğiyle tapuda adına kayıtlıyken, .... tarafından 2924 sayılı Kanunun 11 ve 12. maddeleri gereğince, davalıya satılıp, ...nin temliki ile tapuya kaydedilmiş olduğundan, orman sınırları içinde kaldığı savıyla açılan davanın hukukî değer taşımayacağı, çekişmeli parselin yenileme kadastrosunun yapıldığı, bu çalışmanın teknik çalışmalar ile sınırlı olduğu, yenileme kadastrosu nedeniyle tapu siciline geçmiş ya da geçmemiş mülkiyete ilişkin hakların inceleme konusu yapılamayacağı, yenilemede ilk kadastroda belirlenen sınırlara uyulacağı, tapudaki maliklerin intikal ve ifraz işlemine tabi tutulmaksızın olduğu gibi tapu siciline aktarılacağı gerekçesiyle davanın reddine, dava konusu ... Köyü 27847 ada 13 sayılı parselin 2334,51 m2 olarak tapu kütüğüne aktarılmasına, sınırların ve yüzölçümünün düzeltilmesine karar verilmiş, hüküm ...tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 29/11/2011 gün ve 2011/10437 E. - 13648 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "...çekişmeli taşınmazın yenilemeden önceki haliyle kısmen yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman tahdidi içinde kaldığı, bu bölümün tesbitinin iptalini ve orman niteliğiyle adına tescilini istediğine ve dava dilekçesi aynı zamanda mülkiyete ilişkin bir istem içerdiğine göre, mülkiyete ve tasarrufa ilişkin bu davada genel mahkeme görevlidir. Ancak, dava aynı zamanda 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi ve ilgili yönetmelik hükümlerine göre yapılan teknik çalışmaya itiraz niteliği taşıdığından, çalışmanın kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı yöntemince araştırılmalı ve bu yönde olumlu ya da olumsuz bir karar verilmelidir.
Bu nedenle; mahkemece, çekişmeli parselin yenilemeden önceki tutanak ve haritaları ile yenilemeden sonraki çapı, haritası ve tutanağı getirtilerek, harita ve jeodezi uzmanı bilirkişi vasıtasıyla keşif ve inceleme yapılarak, yapılan çalışmanın 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesiyle, 29.11.2006 gün ve 26361 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik hükümlerine uygun çalışma yapılıp yapılmadığı saptanmalı, bu konuda bilirkişiden bilimsel verileri içeren rapor alınmalı, yapılan çalışmaların kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu belirlenirse, bu aykırılıkları giderecek hüküm kurulmalı, çalışmanın yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı saptanırsa, ...nin bu yöne temas eden davasının reddine karar verilmeli; dava dilekçesinde aynı zamanda taşınmazın bir bölümünün kesinlemiş orman kadastrosu sınırları içinde kalan devlet ormanı olduğu iddia edildiğinden, bu davada kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek, mülkiyete ilişkin bu dava yönünden görevsizliğe karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına karşı direnme kararı verilmiş, davacı ... nin temyizi üzerine; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12/12/2012 gün ve 2012/20-1032-2012/1122 sayılı kararı ile özel daire kararındaki gerekçelerle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davacının davasının feragat nedeniyle reddine, dava konusu ... İli, ....İlçesi, ... ... Mevkii eski 428 parsel yeni 27847 ada 13 parsel sayılı taşınmazın orman vasfıyla adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu taşınmazın 2334,51 m2 olarak tapu kütüğüne aynen aktarılmasına,
Dava konusu taşınmazın sınırlarının ve yüzölçümünün bu şekilde düzeltilmesine karar verilmiş, hüküm taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, süresi içinde temyiz edilmediğinden, kesinleşmiştir. Davalı vekili 03.03.2014 tarihli tavzih dilekçesi vererek, davacı tarafından davadan feragat edildiği halde taşınmazın aynen tapu kütüğüne aktarılmasına karar verilmesi gerekirken, feragat nedeniyle davanın reddine, yanlışlıkla dava konusu taşınmazın orman niteliğinde adına tapuya tesciline karar verildiğinden, bu yanlışlığın düzeltilmesi için hükmün tavzihini istemiştir. Mahkeme 02.05.2014 günlü ek karar ile hükmün tapuda infaz edildiğini, HMK"nın 305. maddesi gereğince hükmün icrasının tamamlanmasından sonra tavzih edilemeyeceği gerekçesiyle, tavzih talebinin reddine karar verilmiş, tavzih kararına ilişkin hüküm tavzih isteyen davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan, kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine itiraza ilişkindir. ... Köyü 428 parsel sayılı 2019 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tamamı, 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamasıyla adına orman sınırları dışına çıkarılan yer niteliğiyle adına kayıtlı iken, ... .... nce 2924 sayılı Kanunun 11 ve 12. maddelerine göre ..."e, onun tarafından da 27/03/2001 tarihinde ..."a satılmıştır. ... 26/05/2005 tarihinde dava konusu taşınmazı ..."ya satmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, her ne kadar hükmün gerekçesi ve karar bölümü ile yine kararın da kendi içinde çelişkili olduğu anlaşılmakta ise de, süresi içerisinde temyiz edilmiş olsaydı bozulacak olan ya da infaz edilmeden başvurulsaydı tavzih ile düzeltilebilecek olan hükmün tapuda infaz işlemi yapıldıktan sonra HMK"nın 305. maddesi uyarınca tavzih edilmesinin mümkün olmadığı ve oluşan tapu kaydını düzeltmenin yeniden yargılamayı gerektirdiği anlaşıldığından, yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A madde gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve temyiz harcının istek halinde iadesine 04/05/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.