22. Hukuk Dairesi 2016/1665 E. , 2016/3789 K.
"İçtihat Metni"Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti;
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız yere ve gerekçe gösterilmeden feshedildiğini, müvekkilinin iş sözleşmesinin feshedilmesi hakkında savunmasının alınmadığını, kendisine hiçbir sebep ihtiva etmeyen yazılı bir bildirim yapılmakla yetinildiğini, davalılar hakkında asıl işveren ve alt işveren ilişkisi kabul edilse dahi birlikte sorumlulukları mevcut olduğunu, bu sebeplerle davalı tarafından 17.01.2014 tarihinde yapılan feshin geçersizliğine, davalılar arasındaki ilişki muvazaalı olduğundan müvekkilinin asıl işveren davalı O... A.Ş."ye iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı İsteminin Özeti;
Davalı O... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirket tarafından ihale yoluyla hizmet alımı yapılan endeks okuma, abone işlemleri ve faturalama işini yürüten P... Ltd. Şti. firmasının işçisi olarak çalıştığını, müvekkili şirketin işçisi olmadığını, davacı ile aralarında herhangi bir hizmet sözleşmesi bulunmadığını, asıl işveren-alt işveren ilişkisi oluşmadığını bu sebeplerle haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti;
Mahkemece, yargılama sonucunda, davalılardan yüklenici firma P... Şti. açısından yapılan işin asıl iş olduğu değerlendirmesiyle bu davalı yönünden açılan davanın reddine, davacının O... A.Ş. bünyesindeki işine iadesine, feshin geçersizliğine karar verilmiştir.
Hükmün temyizi üzerine, Dairemiz tarafından yapılan incelemede karar, davalılar arasında muvazaaya dayanan bir ilişki olup olmadığının araştırılması gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyulmuş ve toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, çalışanların işe alınma ve çıkarılmalarıyla ilgili kriterlerin doğrudan asıl işverence belirlenmiş olması, hizmetin asıl işverene ait binada verilmesi ve asıl işverenin ekipmanlarının kullanılmış olması, yardımcı iş niteliğindeki bu işlerde çalışan işçilerin asıl işverenin çalıştırdığı eski işçilerin çalışmaya devam ettirilmiş olduğundan davalılar arasındaki asıl-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu kabulüne göre hüküm oluşturulmuştur.
Temyiz;
Davalılar vekilleri temyiz talebinde bulunmuştur.
Gerekçe;
Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık, asıl işveren alt işveren ilişkisinin olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Alt işveren, bir iş yerinde yürütülen mal ve hizmet üretimine ilişkin asıl işin bir bölümünde veya yardımcı işlerde, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren alanlarda iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini, sadece bu iş yerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren olarak tanımlanabilir. Alt işverenin iş aldığı işveren ise, asıl işveren olarak adlandırılabilir. Bu tanımlamalara göre, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığından söz edebilmek için iki ayrı işverenin olması, mal veya hizmet üretimine dair bir işin varlığı, işçilerin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılması ve tarafların muvazaalı bir ilişki içine girmemeleri gerekmektedir.
Alt işverene yardımcı işin verilmesinde bir sınırlama olmasa da, asıl işin bir bölümünün teknolojik uzmanlık gerektirmesi zorunludur. 4857 sayılı İş Kanunu"nun 2. maddesinde, asıl işveren alt işveren ilişkisinin sınırlandırılması yönünde kanun koyucunun amacından da yola çıkılarak, asıl işin bir bölümünün alt işverene verilmesinde “işletmenin ve işin gereği” ile “teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler” ölçütünün bir arada bulunması şarttır. 4857 sayılı İş Kanunu"nun 2. maddesinin altıncı ve yedinci fıkralarında “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler” sözcüklerine yer verilmiş olması bu gerekliliği ortaya koymaktadır. Alt İşverenlik Yönetmeliğinin 11. maddesinde de yukarıdaki anlatımlara paralel biçimde, asıl işin bir bölümünün alt işverene verilebilmesi için “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektirmesi” şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerektiği belirtilmiştir.
Feshin geçersizliği ve işe iade davasının alt ve asıl işveren ilişkisin bulunduğu bir davada, her iki işverene birlikte açılması ve işverenler arasındaki ilişkide muvazaa bulunmaması halinde ise davacı işçi alt işveren işçisi olup, iş sözleşmesi alt işveren tarafından feshedildiğinden, feshin geçersizliği ve işe iade yükümlülüğü alt işverenindir. Asıl işverenin iş ilişkisinde iş sözleşmesinin tarafı bulunmadığından, asıl işverenin işe iade yönünde bir yükümlülüğünden söz edilemez. Asıl işverenin işe iade kararı sonrası işçinin işe başlamak için başvurması ve alt işverenin işe almamasından kaynaklanan işe başlatmama tazminatı ile dört aya kadar boşta geçen süre ücretinden alt işverenle birlikte sorumluluğu vardır.
Somut olayda, davalı O... A.Ş. firması, "elektrik enerji satımından doğan ve tahakkuka bağlanmış elektrik enerjisi tüketimi ile ilgili alacaklarının fatura başı ücret alınmak suretiyle tahsili, iadesi ve tahsil edilen paranın şirketin çalıştığı banka veya bankalardaki cari hesabına naklinin sağlanarak yatırılması ile zamanında ödenmeyen faturaların ödenmesi konusundaki ihbarların tanzimi, tebliğ edilmesi, bu süreçte ortaya çıkacak olan yardımcı işler için yükleniciyle mutabık kalınarak belirlenen hizmetlerin yüklenici tarafından üstlenilmesi şeklindeki işleri, alt işveren olan P.. Ltd. Şti."ne yaptırmaktadır. Verilen işin yardımcı iş niteliğinde olması sebebiyle, 4857 sayılı Kanun"un 2/6. maddesine uygundur. Salt çalışanların işe alınma ve çıkarılmayla ilgili kriterlerin doğrudan asıl işverence belirlemiş olması, hizmetin asıl işverene ait binada verilmesi ve asıl işverenin ekipmanlarını kullanılmış olması, yardımcı iş niteliğindeki bu işlerde çalışan işçilerin asıl işverenin çalıştırdığı eski işçileri çalışmaya devam ettirmiş olması muvazaa olgusunu ispatlayacak kriterler değildir. Bu durumda, mevcut olgulara göre davalılar arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisi kanuna uygun olup muvazaaya dayanmadığı halde, davalı P... Ltd. Şti. hakkındaki davanın reddi doğru olmamıştır. Davacının alt işverene işe iadesine, işe iadenin mali sonuçlarından ise davalıların birlikte sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davalı P... Ltd. Şti. yönünden davanın reddine, davalı O... A.Ş. yönünden ise davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olup, hükmün bozulması gerekmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın KABULÜ ile davalı alt işveren tarafından gerçekleştirilen feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının alt işveren P... Ltd. Şti. işyerine İŞE İADESİNE,
3-Davacının kanuni sürede başvurusuna rağmen davalı alt işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının her iki davalının müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak kaydı ile miktarının davacının kıdemi, fesih sebebi dikkate alınarak takdiren davacının dört aylık brüt ücreti tutarında belirlenmesine,
4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine, davacının işe başlatılması halinde varsa ödenen ihbar ve kıdem tazminatının bu alacaktan mahsubuna,
5-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 29,20 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 1,50 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan 1.028,35 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 1.800,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 15.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.