Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/9426
Karar No: 2015/3548

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/9426 Esas 2015/3548 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/9426 E.  ,  2015/3548 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    Davacılar 09.01.2014 tarihli dilekçe ile; ... tarafından aleyhlerine açılan dava sonucu ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.01.2009 gün 2008/288 E. - 2009/40 K. sayılı ilâmıyla ... ilçesi, ... mevkiinde bulunan 1084 parsel sayılı 428,87 m2 yüzölçümlü arsa cinsli taşınmazlarının tapu kaydının iptal edilip orman niteliği ile adına tescil edildiğini, kararın temyiz incelemesinden geçerek 08.04.2009 tarihinde kesinleştiğini, yine ... tarafından açılan dava sonucu ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.07.2007 gün 2006/163 E. - 2007/260 K. sayılı ilâmıyla ... ilçesi, ... mevkiinde bulunan 4973 parsel sayılı 348.90 m2 yüzölçümlü arsa cinsli taşınmazlarının tapu kaydının iptal edilip orman niteliği ile adına tescil edildiğini, kararın temyiz incelemesinden geçerek 31.03.2008 tarihinde kesinleştiğini, tapu kayıtlarının beyanlar hanesinde orman şerhi bulunmadığını, tapu kaydına güvenerek taşınmazları satın aldıklarını, tapu sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklı gerçek zararlarının karşılanması gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup 5.000.-TL tazminat istemiyle dava açmışlardır. Daha sonra 04.07.2014 havale tarihli ıslah dilekçesiyle 1084 parsel yönünden 58.553,62.-TL, 4973 sayılı parsel yönünden 47.635,17.-TL tazminat isteğinde bulunmuşlardır.
    Davalı ; 6292 sayılı Kanun uyarınca davacıların öncelikle idareye başvurmaları, sonuç alınamaması halinde dava açmaları gerektiğini, yasal başvuru önşartının yerine getirilmediğini, davanın süresinde açılmadığını, davacıların çekişmeli yerleri ormandan açtıklarını, taşınmazların kesinleşen orman tahdit haritası içinde kaldıklarından ...nin kusursuz sorumluluğundan sözedilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; davacıların, çekişmeli taşınmazları tapu kaydına güvenerek satın aldıkları, satın alınma tarihinde beyanlar hanesinde orman şerhi bulunmadığı, gerçek kişilere ait tapu kayıtları iptal edildiğinden TMK"nın 1007. maddesi uyarınca ...nin kusursuz sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; ... ilçesi, ... mevkiinde bulunan 1084 parsel sayılı 428,87 m2 yüzölçümlü arsa cinsli taşınmaz ile ... ilçesi, ... mevkiinde bulunan 4973 parsel sayılı 348.90 m2 yüzölçümlü arsa cinsli taşınmazın davacıların mirasbırakanı adına tapuda kayıtlı iken ... tarafından açılan davalar üzerine ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.01.2009 gün ve 2008/288 E. - 2009/40 K. sayılı ilâmıyla 1084 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptal edilip orman niteliği ile adına tescil edildiği, temyiz incelemesinden geçerek 08.04.2009 tarihinde kesinleştiği, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.07.2007 gün ve 2006/163 E. - 2007/260 K. sayılı ilâmıyla 4973 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptal edilip orman niteliği ile adına tescil edildiği, temyiz incelemesinden geçerek 31.03.2008 tarihinde kesinleştiği, davacı gerçek kişilerin ise 09.01.2014 tarihinde temyize konu davayı açtıkları anlaşılmaktadır.
    4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesinde (743 sayılı TKM m.917) yer alan “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder” hükmü gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. - 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı).
    Tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak, birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK"nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur. Hal böyle olunca, devletin kusursuz sorumluluğundan kaynaklanan bir zararın oluştuğu ve kadastro işleminden kaynaklanan bu sorumluluğun da TMK"nın 1007. maddesi kapsamında tazmini gerektiği muhakkak olup, kural olarak davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Ancak tapu iptali ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerlerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
    Somut olayda; hükme dayanak yapılan bilirkişi kurulu raporunda; 1084 ve 4973 parsel sayılı taşınmazların dava (09.01.2014) tarihindeki gerçek değerleri belirlenmiştir. Bundan ayrı mahkemece taraflara emsal bildirmek üzere süre verilmemiş, çekişmeli taşınmazların değerlendirme tarihlerinden sonraki tarihe ait ... ilçesi, ... mevkiinde bulunan zeytincilik cinsli 193 sayılı parsele ilişkin 13.01.2012 tarihli satış akit tablosu emsal olarak alınmıştır. Arsa niteliğindeki taşınmazlara değer biçilirken dava konusu taşınmazlar ile emsalin zaruret olmadıkça yakın bölgelerde ve benzer yüzölçümlü olması ve değerlendirme tarihine yakın tapuda devri gerçekleştirilen gerçek satışların emsal alınması gerekir.
    Bu durumda taraflara, dava konusu taşınmazların bulunduğu yer ile aynı mevkiden mümkün olmaması halinde yakın bölgelerden değerlendirme (1084 sayılı parsel yönünden 8.4.2009, 4976 sayılı parsel yönünden 31.03.2008) tarihlerine yakın zaman içinde satışı yapılan benzer cins ve yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, mahkemece re"sen emsal araştırması yapılması, taraflarca bildirilen ve mahkemece belirlenecek emsallere ilişkin satış akit tabloları, taşınmazların emlak vergi değerleri, kamulaştırma var ise kamulaştırma bedelleri, var ise kamulaştırma bedelinin artırılması ya da azaltılmasına ilişkin yargı kararları getirtildikten sonra, bu emsallere göre değer biçilmesi için mahallinde yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde yapılacak keşif sonucunda, taşınmazlar arsa vasfında olduklarından emsalin zorunluluk olmadıkça yakın, benzer bölge, cins ve yüzölçümlü olması gözetilerek, taşınmazların emsallerine göre üstün ya da eksik tarafları bilimsel ölçülere göre oranlanarak somut emsal ile karşılaştırması yapılarak, 1084 sayılı parselin 08.04.2009 tarihindeki, 4976 sayılı parselin 31.03.2008 tarihindeki değerlerinin bilirkişi kurulu raporuyla belirlenmesi, tespit edilen değerin, mahkemece takdir edilen miktardan fazla çıkması halinde, davacıların temyiz etmemesi nedeniyle usûlü kazanılmış hak kuralının davalı lehine gözetilmesi, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme, araştırma sonucu yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ...nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 05.05.2015 günü oy birliği ile karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi