10. Hukuk Dairesi 2015/17301 E. , 2016/652 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, muhtarlık faaliyeti nedeniyle 2004-2009 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalılığın tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, bozmaya uyurak, davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacının, 31.03.2004-29.03.2009 tarihleri arasında muhtarlık yaptığı, Kuruma 2012 yılında intikal eden giriş bildirgesiyle 01.10.2008 tarihinden itibaren 5510 sayılı Kanunun 4/b maddesi kapsamında sigortalı olarak tescil edildiği anlaşılmaktadır.
2108 sayılı Muhtar Ödenekleri ve Sosyal Güvenlik Yasası gereği, köy ve mahalle muhtarlarından bir sosyal güvenlik kurumuna bağlı olmayanların 1479 sayılı Bağ - Kur Kanunu kapsamına alındığı belirtilmiş ise de; 5510 sayılı Kanunun, 1479 sayılı Kanuna ilişkin geçiş hükümlerinin düzenlendiği Geçici 8 inci maddesinde, “Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi hariç diğer alt bentlerine göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde bu Kanunun yürürlük tarihine kadar kayıt ve tescillerini yaptırmayanların sigortalılık hak ve yükümlülüğü bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren başlar. …... Ancak, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ve (3) numaralı alt bentlerine göre sigortalı sayılanlardan bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren sigortalılıkları başlatılanların, bu Kanunun yürürlük tarihi ile 4/10/2000 tarihi arasında geçen vergi mükellefiyet süreleri bulunmak kaydıyla, sigortalının bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren 6 ay içinde talepte bulunması halinde, vergi mükellefiyet sürelerinin tamamı için 80 inci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendine göre talep tarihindeki prime esas kazancının % 32’si üzerinden borçlanma tutarı hesaplanır ve sigortalıya tebliğ edilir. Sigortalının kendisine tebliğ edilen borçlanma tutarının tamamını tebliğ tarihinden itibaren 6 ay içinde ödemesi halinde, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Sigortalıya tebliğ edilen borç tutarının bu süre içerisinde tam olarak ödenmemesi halinde bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve ödenen tutar bu Kanunun 89 uncu maddesine göre iade edilir….” denilmektedir.
Hukuk Genel Kurulu"nun 14.11.2007 tarih ve 2007/13-848 Esas 2007/840 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, açılmış bir davanın esasının incelenebilmesi (davanın mesmu, yani dinlenebilir olabilmesi) bazı şartların tahakkukuna bağlı olup, bunlara dava şartları denir. Dava şartlarından bir kısmı olumlu (varlığı mutlaka gerekli); diğer bir kısmı da, olumsuz (yokluğu mutlaka gerekli) niteliktedir. Hakim, önüne gelen bir davada, dava şartlarının mevcut olup olmadığını re"sen gözetmelidir. Olumlu dava şartlarından biri de, davacının o davayı açmakta hukuki yararının bulunmasıdır.
Mahkemece; davacının Kurum’a, muhtarlık faaliyeti nedeniyle 2012 yılındaki başvurusu sonucu, 01.10.2008-29.03.2009 tarihleri arası 5510 sayılı Yasanın 4/1-b maddesi kapsamında sigortalı olarak kayıt ve tescili yapıldığı gözetildiğinde, davacının talep ettiği 01.10.2008-29.03.2009 tarihleri arası dönem yönünden, davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığından davanın reddine, 31.03.2004-01.10.2008 tarihleri arası dönem yönünden ise davacının 01.10.2008 tarihi öncesi 1479 sayılı Yasa kapsamında kayıt ve tescili olmadığından 5510 sayılı Yasanın geçici 8. maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.