3. Hukuk Dairesi 2020/5583 E. , 2021/6709 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekil tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalıların 4 yıldır muhasebe işlerini yürüttüğünü, kendisinden muhasebe ücreti adı altında 6.000,00 TL bedelli 17.01.2013 düzenleme ve 15.07.2013 vade tarihli bono aldıklarını ve icra yoluyla hak etmedikleri halde tahsil ettiklerini, aralarında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, davalıların ağır kusurlu ve kasıtlı olumsuz eylemleri olduğunu, vergi dairesine verilmesi gereken aylık, üç aylık ve yıllık beyannameleri zamanında vermediklerini veya gecikmeli verdiklerini, tarafına ait biçerdöverin ... 4.Noterliğinin 01.02.2013 tarih ve 812 sayılı iş makinesi satış sözleşmesi ile satıldığı halde bu işleme ilişkin beyannameleri vergi dairesine sonradan gecikmeli olarak bildirdiklerini, 2011-2013 yılları arasında KDV, muhtasar, gelir vergisi ve diğer tüm beyanların vergi dairesine gecikmeli olarak verdiklerini, SGK"dan emekli olmasına rağmen SGK"ya "destek primi" bildirir beyanname vermediklerini, bu eylemleri sonucunda vergi aslı, vergi cezası, gecikme faizi, gecikme tazminatı ödemek zorunda kaldığını, bu nedenlerle davalıların kusurlu hareketlerinden dolayı şimdilik 500,00 TL maddi zarar ile icra dosyası ile fazla tahsil edilen şimdilik 500 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 02/05/2019 tarihli 2016/11083 Esas 2019/5609 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur. Bozmaya uyularak ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş olup, bu kez davacı vekilince karar temyiz edilmiştir.
Mahkemece davanın reddine dair verilen ilk kararın temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 02/05/2019 tarihli ilamı ile bozulmuş, bozma ilamına uyularak bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi raporunun dosyaya sunulması üzerine davacı vekili tarafından 03.02.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile ıslah harcı da yatırılarak talep artırılmış, 9.011,69 TL olarak ıslah edilmişse de, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı gerekçesiyle ilk dava değeri olan 500 TL maddi tazminat yönünden davanın kısmen kabulüne, istirdat talebi yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Davacı yan tarafından ıslah dilekçesinin dikkate alınmadan hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle karar temyiz edilmiştir. 6100 Sayılı HMK"nın 141/1. Maddesinde tarafların yargılamada iddia ve savunmalarını ne zamana kadar değiştirebilecekleri düzenlenmiştir. Buna göre, taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Bu düzenleme ile kural olarak dilekçeler aşamasında tarafların iddia ve savunmalarını sunmaları istenmektedir. İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi yasağının ancak ıslah ve karşı tarafın açık muvaffakati ile aşılabileceği yine HMK"nın 144/2. Maddesine belirtilmiştir. Karşı tarafın rızasının olmadığı durumlarda ıslah, iddia ve savunma yasağının kapsamına giren taraf usul işlemlerini tamamen veya kısmen düzeltmeye yarayan bir hukuki imkandır. (...176.mad.) HMK"da ıslahla ilgili öngörülen koşullardan biri de zamanla ilgilidir. HMK"nın 177/1 maddesinde tahkikatın sona ermesine kadar ıslaha başvurulabileceği düzenlenmiştir. Bu noktada hem yazılı hem de basit yargılama usulünde ön inceleme aşamasının sona ermesi üzerine başlayan tahkikat aşaması HMK"nın 184 ve 185 maddelerinde açıklandığı gibi tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığında mahkemenin tahkikatın bittiğini taraflara tefhimi ile tahkikat aşamasının bitiminin gerçekleşeceği de kabul olunmaktadır.
Bu bağlamda, 28.07.2020 yürürlülük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK"nın 177/2. Maddesinde; "" Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesince gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması halinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararında uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz."" düzenlemesine yer verilerek bozmadan sonra ıslah konusuna yasal açıklık getirilmiştir.
Bu noktada aydınlatılması gereken bir husus da usule ilişkin kazanılmış hak kavramıdır. Bu konuda HMK"da bir hüküm olmamakla beraber Yargıtay uygulamaları ve öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun ana ilkelerinden biri haline gelmiş olup; mahkemenin Yargıtay"ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usule ilişkin kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Ancak mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı ya da geçmişe etkili yeni bir kanun çıkması karşısında usuli kazanılmış hak kavramının istisnasının uygulanacağının gözden kaçırılmaması gerekir. Kaldı ki usul hukuku alanında geçerli temel ilke, yargılamaya ilişkin kanun hükümlerinin derhal yürürlüğe girmesidir.
Yukarıda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere, her ne kadar mahkemece bozma kararına uyularak davanın ıslah edilmemiş hali ile kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; usule ilişkin olan hükümlerin derhal uygulanması gerektiği gözetilerek, 28.07.2020 yürürlülük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK"nın 177/2.maddesi ile Yargıtayın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir eylem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabileceğine dair açık düzenleme yapıldığı gözetilerek usule ilişkin kazanılmış hakkın istisnası niteliğinde yasa değişikliği uyarınca davacının ıslah dilekçesinin kabul edilmesi gerekmekte olup verilen kararın bu yönden bozulması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.