4. Hukuk Dairesi 2020/558 E. , 2020/2881 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 12/09/2017 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu gerçekleşen ölüm nedeniyle maddi manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 19/10/2017 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava tarihinin 20/01/2006 olması gerekirken, 12/09/2017 tarihi olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak görülmekle bozma sebebi yapılmamıştır.
1-Davalı ... vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Davacıların dava dilekçesinde trafik kazası nedeniyle maddi manevi tazminat isteminde bulunduğu, mahkemece davacılardan ... yönünden davanın kısmen kabulüne, diğer davacılar ... ve ... yönünden davanın reddine karar verildiği, hükmün davacılar vekili ile davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine temyizen inceleyen Yargıtay 17. Hukuk Dairesince 06/06/2017 tarih, 2014/24570 E. - 2017/6405 K. sayılı ilamı ile bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Şu halde, davalı ..."nun kararı temyiz etmediği dikkate alındığında anılan davalı yönünden davanın kısmen kabulüne dair verilen ilk hüküm kesinleşmiştir. Bu durumda adı geçen davalının temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2- Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yargıtay 17. Hukuk Dairesince 06/06/2017 tarih, 2014/24570 E. - 2017/6405 K. sayılı ilamına uyulmakla taraflar yararına usulü kazanılmış hak doğduğu gözetilerek bozma doğrultusunda işlem yapılmak ve bozma ilamına uygun karar vermek gerekir. Davalılardan ..."nun verilen ilk kararı temyiz etmediği, adı geçen davalı açısından bu miktarın kesinleştiği, davacı yararına da usuli kazanılmış hak oluştuğu sabittir. Hal böyle olunca bozma sonrası verilen hükümde davalı ... hakkında yeniden hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
3-Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Dava; trafik kazası sonucu gerçekleşen ölüm nedenine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; davalılardan ...’ün sevk ve idaresindeki motosiklette yolcu olarak bulunduğu sırada diğer davalı ..."nun sevk ve idaresindeki aracın çarpması sonucu davacıların desteğinin vefat ettiğini, davalıların bu ölüm olayı nedeniyle Silifke Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/39 esas ve 2007/78 sayılı kararıyla yargılanarak cezalandırıldıklarını, ceza dosyasında kazanın oluşumunda davalı ..."nun %60, diğer davalı ..."ün %20 kusurlu olduğunun belirlendiğini belirterek, oluşan maddi ve manevi zararın tazmini isteminde bulunmuşlardır.
Davalılar vekili; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; 2008/1 E - 2013/889 K ve 03/09/2013 tarihli karar ile davanın davacı ... yönünden kısmen kabulüne diğer davacılar yönünden taleplerin reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili ile davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine temyizen inceleyen Yargıtay 17. Hukuk Dairesince 06/06/2017 tarih, 2014/24570 E. - 2017/6405 K. sayılı ilamı ile; hatır taşıması indirimi olarak sadece %20 oranında indirim yapılması gerekirken mükerrer şekilde indirim yapılarak müterafik kusur da dahil edilerek toplam %25 oranında indirim yapılmış olmasının hatalı olduğunu, davacılar ...destek ..."ın kızları olup bu davacılar yönünden manevi tazminat talebi bulunulmasına rağmen mahkemece gerekçe gösterilmeksizin davacılar Ebru ve Elif"in manevi tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğu, son olarak ise davacı ... lehine talep aşılarak manevi tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçeleri ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş ve davacı ... lehine hükmedilen destekten yoksun kalma tazminatından %20 hatır taşıması indirimi yapılarak 30.425,77 TL maddi tazminat ile davacılar ... için 2400,00 TL, ... için 2000,00 TL, ... için 2000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Somut olayda; mahkemece bozma ilamına uyulmuş ancak bozma ilamında belirtildiği gibi davalı ... yönünden hatır taşıması indirimi yapılması gerekirken davalıların kusurlarına karşılık gelen toplam miktar üzerinden hatır taşıması indirimi yapılması hatalı olmuştur.
Dava konusu olayda, desteği hatır için taşıyan ... ile birlikte onun kullandığı motosiklete çarpan diğer davalı araç sürücüsü davalı ..."nun da kusurunun bulunduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı ... hatır taşıyıcısı değilse de sabit olan zararın bir bölümü yukarıda belirtilen esas uyarınca davacılar üzerinde bırakılacağından bu indirimden onun da yararlanması gerekmektedir. Çünkü 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 51. maddesinin birinci fıkrasının gönderme yaptığı aynı kanunun 50. maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre, hakim, müteselsilen sorumlu olanların birbiri aleyhine rücu hakları olup olmadığı takdir ve icabında bu rücunun şümulunun derecesini tayin ile mükelleftir. Kanun koyucu rücu ile teselsülün sonuçlarını hafifletmek istemiştir. Bundaki amaç birlikte sorumlular arasında denge kurmaktır. Ancak hakim bu dengeyi kurarken tazminat hukukunda geçerli olan genel kuralları gözetecektir. Bu kurallardan birisi de tazminatın en sonunda kendi kusuru ile sorumlu olana ancak kusuru oranında yükletilebilmesidir.
Şu durumda mahkemece, önce davacıların hak kazanmış oldukları tazminat belirlenmeli sonra davalıların kusur oranlarına göre sorumlu oldukları miktar tespit edildikten sonra, hatır taşıyıcısı olmayan fakat müteselsil sorumlu bulunan davalının kendi kusur oranına göre tazminattan ne kadar sorumlu olacağı tespit edilmelidir. Tazminatın geri kalan kısmından hatır taşıyıcısı olan taraftan yukarıda açıklandığı gibi Borçlar Yasası"nın 43. maddesi gereğince hatır taşıması nedeniyle uygun bir miktar indirim yapılarak hatır taşıyıcısının sorumlu olacağı nihai miktar tayin edilmeli ve sonuçta hatır taşıyıcısı durumunda olmayan müteselsil sorumlu kendi kusuru oranına göre belirlenen miktar ve hatır taşıyıcısı durumunda olan müteselsil sorumlu ise kendi kusuruna isabet edenden hatır taşıması ./..
nedeniyle indirim yapıldıktan sonra geri kalan miktarla sorumlu olmak üzere tazminat alacaklısına karşı müteselsilen sorumlu olacak biçimde karar verilmelidir.
Şu durumda, yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınarak tazminatın kapsamı belirlenerek davalıların birbirleri aleyhine rücu hakları düzenlenmek gerekirken mahkemece bu yönlerin göz önünde bulundurulmaması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle davacılar yararına; (3) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalı ... yararına BOZULMASINA; davalı ... vekilinin temyiz isteminin (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle REDDİNE, bozma nedenine göre davacılar vekili ile ve davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 21/09/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.