20. Hukuk Dairesi 2014/9890 E. , 2015/3734 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, ... ili, ... ilçesi, ... mevkiinde ormanla çevrili 3000 m2 civarındaki taşınmazın müvekkilinin murisi ... zevcesi ... oğlu ... olarak eski kayıtla tescilli olduğunu, tapu kaydının tedavül görmediğini, taşınmazın müvekkilinin zilyet ve tasarrufunda olduğunu ileri sürerek, müvekkili adına tescilini istemiştir. Davalı ... dava konusu yerin orman olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiş, davalı ise davanın reddi ile karşı tescil talebinde bulunmuştur
Mahkemece davanın reddine, 15/02/2013 tarihli fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 15.323,54 m2 taşınmaz ve (B) harfi ile gösterilen 1911.58 m2"lik taşınmazların ayrı parsel numaraları ile zeytinlik vasfıyla adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 3116 sayılı Kanuna göre 1948 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1744 sayılı Kanuna göre 1978 yılında yapılarak kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması ile 1987 yılında 3302 sayılı Kanuna göre yapılan 2/B uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi, 17.06.1957 tarihinde yapılmış ve sonuçları 18/11/1963 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir. Çekişmeli taşınmaz, bu çalışmada çalılık olarak tespit harici bırakılmıştır.
1) Davacı vekilinin çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin temyiz itirazları yönünden;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman tahdidi dışında kaldığı anlaşılmış ve davacının dayandığı tapu kaydının taşınmaza uymadığı, yapılan keşif ve alınan ziraat bilirkişi raporundan taşınmaz üzerinde 5 ilâ 8 yaşlarında zeytin ağaçlarının bulunduğu, 8-10 yıl önce imar ve ihya edildiği anlaşıldığından, davacı yararına zilyetlik koşullarının da oluşmadığı belirlenerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerekmiştir.
2) Davacı vekilinin çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin temyiz itirazları yönünden;
Mahkemece ulaşılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; davacı dava dilekçesinde tapu kaydına dayanarak kullandığı yaklaşık 3000 m2 yerin adına tescilini talep etmiş, yargılama sırasında davacı vekili müvekkilinin kullandığını iddia ettiği yaklaşık 20 dönüm civarındaki taşınmazın müvekkili adına tescilini istemiştir. Mahkemece davacının dayandığı tapu miktarının 3000 m2 olduğu, adına tescilini talep ettiği taşınmazın ise (A) harfi ile gösterilen 15.991,50 m2 ve (B) harfi ile gösterilen 1977,99 m2 yer olduğu, dayanak tapu kaydının, hudutları ve miktarları itibariyle dava konusu taşınmaza uymadığı, davacı tanıklarının beyanlarının zilyetlik için yeterli olmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmişse de, taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümün bir kısmında 60-70 yaşlarında zeytin ağaçları bulunduğu, bu kısmın imar ve ihyasının tamamlandığı, orman tahdidi dışında olup, dinlenen mahalli bilirkişi beyanlarından da davacıya babasından kaldığı, davacı yararına zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu anlaşıldığından, mahkemece davacının dava dilekçesindeki talebi de nazara alınarak, çekişmeli taşınmazın (A) bölümü üzerinde bir fen ve zirai bilirkişi eşliğinde yapılacak olan keşifte, en yaşlı zeytin ağaçlarının bulunduğu 3000 m2"lik kısmın tespit edilip, taşınmazdan ifraz edilerek, bu kısım yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddi yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin çekişmeli taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 06/05/2015 günü oy birliği ile karar verildi.