Esas No: 2022/1180
Karar No: 2022/4482
Karar Tarihi: 06.06.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/1180 Esas 2022/4482 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/1180 E. , 2022/4482 K."İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Kasten öldürme
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kurulan hükmün; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul 31. Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.10.2019 tarihli ve 2017/235 Esas, 2019/492 Karar sayılı kararı ile sanığın, kasten öldürme suçundan hakkında açılan kamu davasından, 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.
2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 04.10.2021 tarihli ve 2020/419 Esas, 2021/1332 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan ... vekili ve katılan Kurum vekilinin istinaf başvurularının kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanık hakkında kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 81 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mahsuba karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebebi; sanık hakkında beraat kararı verilmesi talebine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Maktul ile sanığın aynı evde yaşadıkları, olay tarihinde, öğretmen olan maktul ile sanığın bir süre dışarıda vakit geçirdikten sonra eve geldikleri, yemek yiyip içki içtikleri, yine bu esnada aralarında bir tartışmanın da geçtiği, olay gecesi maktulün, Facebook adlı sosyal medya hesabından sanığın kendisine şiddet uyguladığı anlamına gelebilecek "Merhametten maraz doğar ... Aydin kadınlara şiddet uygular." şeklinde bir cümle paylaştığı, daha sonra saat 02.00 sıralarında maktul'ün sanıkla birlikte oturdukları evin penceresinden sokağa düştüğü, kaldırıldığı Acıbadem Taksim Hastanesinde düşmeye bağlı olarak öldüğü, soruşturma aşamasında tanık olarak dinlenilen ancak iddianame tanziminden önce ölmüş olması sebebiyle kovuşturma aşamasında ayrıntılı beyanı alınamayan, ... adlı şahsın; "... olay tarihinde saat 01.45 - 02.00 sıralarında çalıştığı işyerinden eve gittiği sırada Cambazoğlu sokak içerisindeki 17 numaralı binanı önünde bir çocuğun yukarı baktığını gördüğünü, kendisinin de yukarıya baktığını, bir kadının bağırdığını duyduğunu, kadının hemen bağırtısının ardından arkasından iki elin kadını aşağıya doğru ittiğini gördüğünü, kadının pencereden ayakları üzerine yere düştüğünü, yukarıya bakan çocuğun korku ile olay yerinden kaçtığını, kadının düştüğü pencereden yaşlı bir adamın aşağıya doğru baktığını, şoku üzerinden atlattıktan sonra polisi ve ambulansı aradığını, sokakta beklediğini, camda duran yaşlı adamın sokağa indiğini, adamın sarhoş olduğunu ..." belirtmiş olduğu, yine kolluk görevlilerince düzenlenen 04.05.2017 tarihli Olay Yeri İnceleme Raporu içeriğinde; yatak odası kapısı ön kısmında etrafa dağılmış durumda kuru üzümlerin, makyaj malzemelerinin ve kırık porselen parçalarının bulunduğunun belirtildiği, Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı Morg İhtisas Dairesinin, 27.07.2017 tarihli ve 70898959- 101.02-17-43317/2018 sayılı Otopsi Raporu içeriğine göre maktulün vücudunda, kanında; (277 mg/dl) ve göz sıvısında; (265 mg/dl) olmak üzere Etanol bulunduğu, yine kanında (52,4 ng/ml) Ketiapin bulunduğu, idrarda da Ketiapin maddesinin bulunduğunun belirtildiği ve kişinin ölümünün genel beden travmasına bağlı ekstremite ve çoklu kot kırıkları ile birlikte beyin kanaması, iç organ yaralanmasından gelişen iç kanama, pnömotoraks sonucu meydana gelmiş olduğunun tespit edildiği, İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün, 11.07.2017 tarihli ve İST-BYL-17-3610 sayılı uzmanlık raporu içeriğine göre; maktulün düştüğü yol üzerindeki kan lekesi ile ikâmetteki bira şişelerinin ağız kısımlarından transfer edilen svaplar üzerinde belirlenen genotip özelliklerin maktulün genotip özellikleriyle, maktulün penceresinden düşmüş olduğu ikâmetteki koltuk önünde yerde bulunan erkek pantolonu üzerinden alınan kan lekesi ile aynı ikâmette bulunan sigara izmaritleri üzerinde belirlenen genotip özelliklerin ise sanığın genotip özellikleri ile uyumlu olduğunun tespit edildiği, maktulün düştüğü salon penceresi kenarları ile pencere pervazından elde edilen svaplar üzerinde yapılan incelemelerde ise DNA profilinin elde edilemediğinin belirtildiği, maktulün kanında tespit edilen alkol ve ketiapin maddesine ilişkin olarak sanık müdafiinin, bu maddelerin, intihar eğilimini arttırdığı yönündeki savunmalarının araştırılması adına yapılan inceleme sonucunda; Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı Beşinci Adlî Tıp İhtisas Kurulunun 22.01.2018 tarihli ve 2018/110 sayılı raporunda özetle; "... ...'nın ölümünden önce Ketiapin içeren bir ilacı kullanmış olduğu ve alkollü içki tüketmiş olduğu, ... Seroquel isimli müstahzarın Ketiapin ilaç etkin maddesini içerdiği, kullanılması halinde kanda Ketiapin çıkacağı, Ketiapin'in şizofreni tedavisinde (erişkinler ve 13-17 yaş arası ergenler), bipolar bozukluktaki orta-ileri derecedeki mani ataklarının tedavisinde (erişkinler ve 10-17 yaş arası çocuklar, ergenler), bipolar bozukluktaki majör depresif atakların tedavisinde, bipolar bozukluktaki manik veya depresif atakları Ketiapin tedavisine cevap vermiş hastalarda rekürrenslerin önlenmesinde endike olduğu, ölenin kanında saptanan 52,4 ng/ml Ketiapin'in tedavi edici düzeyde olduğu, sorulduğu üzere intihara yol açan etkisinin bulunmadığı, ... düşük konsantrasyondan itibaren alkol düzeyinin artışı ile paralel olarak artan derecelerde ve 200 mg/dl üstündeki değerlerde de bariz hale gelen gevşeme, dikkat azalması, cesaretlenme, çevresel uyaranların algılanmasında yavaşlama, göz ve beyin arasındaki iletişim sürecinde uzama, algılanan çevresel uyarıların beyinde işlenmiş veriler haline dönüşmesinde gecikme, dolayısıyla uyaranlara karşı reaksiyon zamanında uzama, beyinciğin etkilenmesi suretiyle denge ve koordinasyonun olumsuz yönde etkilenmesi, ani karar verebilme, uyaranları erken fark edip doğru tepkiler verme, uykuya meyil gibi belirtilerin oluştuğu, kişinin risk alma eğiliminin arttığının bilindiği, ölenin kanında saptanan 52,4 ng/ml Ketiapin'in, alkolün bu etkilerini arttıracağı" şeklinde mütalaada bulunulduğu, maktulün düşme anına ilişkin görüntülerin çözümüne ilişkin olarak mahkememizce, 29.03.2018 tarihli bilirkişi raporunun aldırıldığı, ayrıca mahkememizce olay mahallinde yapılan keşif neticesinde düzenlenmiş olan 05.12.2018 tarihli bilirkişi raporunun da dosya içerisine alındığı, bu raporda özetle; "...Kamera kayıtları analiz edildiğinde, kamera kadraj sınırları dahilinde, düşüş hareketinin son yarısında ...'nın yüzü dışarı bakar vaziyette olduğu, yere ilk temas eden kısmının ayakları olduğu, bu düşüşün ''çivileme" atlayış olarak tabir edilebileceği, ... penceredeki parmak izlerinin ...'ya ait olduğu ön kabulü ile parmak izlerinin konumu dikkate alındığında, ...'nın pencere mermeri üzerinde ayakta pozisyonda (belki boyu gereği bir miktar öne eğik halde yüzü yola bakacak şekilde iken aşağı düştüğü, ... ...'nın arkadan itilmesi ya da kendini boşluğa bırakırken kol ve ayaklarıyla ileri yönlü bir hamle yapması arasında belirgin bir fiziksel ölçüm farklılığı olmayacağından keşif sırasında yapılan ölçümlerin olayın cinayet mi yoksa intihar mı olduğu yönünde kesin ayırdım yapılmasına olanak vermediği, ... Bu hız ile yere düşen bir kişinin vücudunda meydana gelebilecek hasar ve yaralanmalar ile ...'nın otopsi bulgularının uyumlu olduğu ..., Bu yaralanmaların da olayın cinayet mi yoksa intihar mı olduğu yönünde kesin ayrım yapılmasına olanak vermediği ... Pencerenin oldukça dar olduğu(0,64m.) bu şekilde dar olan bir pencereden, bir kişinin kendi isteği dışında arkadan itilmek suretiyle atılmasının hatta kişi pencere pervazında yüzü dışarı bakar vaziyette oturmuş olsa dahi, oldukça zor olduğu..." şeklinde bir takım tespit ve değerlendirmelerin yer aldığı, yine konuya ilişkin Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı Birinci Adlî Tıp İhtisas Kurulunun, 26.04.2019 tarihli ve 2019/2239 sayılı raporunda da; "...Ölü muayene ve otopsisinde tespit edilen ve kişinin ölümüne neden olan travmatik değişimlerin tamamının yüksekten düşme ile husullerinin mümkün olduğu, yüksekten düşme fiilinin sorulduğu üzere maktulün sanık tarafından evin penceresinden atılması ile mi pencereden kendisinin aşağıya atlaması ile mi meydana geldiği hususunda tıbben değerlendirme yapılamadığı ..." şeklinde değerlendirme ile keşif sonucu düzenlenen raporun aksine bir tespitin yapılmamış olduğu, maktule ... sanığa ait cep telefonları ile maktule ait sosyal medya hesapları üzerinde yapılan inceleme neticesinde aldırılan bilirkişi raporlarında olaya ilişkin mesaj, yazı veya dökümana rastlanılmadığının bildirildiği, mahkememiz huzurunda dinlenen tanıkların da olay anına ilişkin görgü içeren herhangi bir beyanının bulunmadığı, tüm bu mevcut deliller karşısında; sanığın atılı suçu işlemediğine dair savunmalarının aksini kanıtlayacak delillerin elde edilemediği, sanık aleyhine olan delillerden, ... adlı şahsın soruşturma aşamasında alınan ve maktulü iki elin aşağıya doğru ittiğini gördüğünü belirten beyanının, bu tanığın ölmüş olmasından dolayı mahkememiz huzurunda ayrıntılı olarak dinlenmesi mümkün olmadığından netleştirilemediği, kaldı ki sanığın, maktulün düşmesinden önce onu tutmaya çalıştığını belirten savunması ile keşif mahallinde gözlemi yapıldığı üzere, maktulün düştüğü pencerenin yola olan mesafesi ve olayın gece vakti meydana gelmiş olması nazara alındığında, bu tanığın görgüsünün şüpheli hale geldiği, yine olay öncesi, sanığın, kadınlara şiddet uyguladığı yönünde, maktulün sosyal medya hesabından yapılan paylaşımın da başka delille desteklenmediğinden tek başına sanığın atılı suçu işlediğinin delili olarak kabulünün mümkün olmadığı, otopsi raporuna göre maktulün kanında, yüksek kabul edilebilecek oranda bulunan alkol ile belli bir dozdaki ketiapin maddesinin, alınan adlî tıp raporu kapsamında belirtilen müşterek etkileri ile meydana gelen ölüm olayında, intihar ve cinayet ihtimallerinin yanı sıra, denge ve koordinasyonun olumsuz etkilenmesi sonucu kaza ihtimalinin de bulunduğunun değerlendirilmesi gerektiği, tüm bu sebeplerle mahkememizce yapılan yargılama boyunca yapılan tüm araştırmalar sonucunda; sanığın üzerine atılı eylemi gerçekleştirmiş olduğu yönündeki iddianın şüpheden arındırılamadığı, şüphenin de evrensel hukuk ilkeleri gereğince mutlak surette sanık lehine değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle sanığın üzerine atılı suçu işlediği sabit olmadığından 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine karar verildiği anlaşılmıştır.
2. Tanık ...'un hazırlık aşamasında tespit olunan beyanı dava dosyasında mevcuttur.
3. Olay yeri inceleme ekipleri tarafından maktul ile sanığın müşterek ikâmetlerinde yapılan olay yeri incelemesine ilişkin 04.05.2017 tarihli olay yeri inceleme raporu dava dosyasına eklenmiştir.
4. Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı Morg İhtisas Dairesinin, 27.07.2017 tarihli otopsi raporu, Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı Beşinci Adlî Tıp İhtisas Kurulunun, 22.01.2018 tarihli raporu ile Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı Birinci Adlî Tıp İhtisas Kurulunun, 26.04.2019 tarihli raporu dava dosyasında bulunmaktadır.
5. İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün, 11.07.2017 tarihli uzmanlık raporu ve İlk Derece Mahkemesi tarafından mahallinde icra edilen keşfe istinaden tanzim olunan 29.03.2018 tarihli bilirkişi raporu dava dosyasına eklenmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Maktul ile sanığın uzun süredir birlikte yaşadıkları, maktulün öğretmen, sanığın da yazar/editör olduğu, tarafların uzun zamana yayılan beraberliklerinde sanığın zaman zaman şiddete de başvurduğu, bu hususun maktulün vücudunun çeşitli bölgelerindeki çok sayıdaki ekimozlu alanları belirleyen otopsi raporundan da açıkça anlaşıldığı ayrıca aynı gece maktulün sanık hakkında Facebook isimli sosyal medya hesabından yaptığı; "Merhametten maraz doğar, ... kadınlara şiddet uygular." şeklindeki paylaşımının da bu tespiti doğruladığı, olay gecesi tarafların evlerinde birlikte alkol aldıkları, hatta maktulün alkolle birlikte "ketiapin" maddesi içeren yatıştırıcı/sakinleştirici ilaç da kullandığı, tarafların sebebi tam bilinemeyen bir nedenle tartışmaya başladıkları, tartışmanın kavgaya dönüştüğü, bu hususun olay yeri inceleme raporunda da belirtildiği üzere, etrafa saçılmış makyaj malzemeleri ile kırık porselen parçalarından anlaşıldığı, kavga sırasında maktulün bağırdığı, maktulün sesinin bina dışında bulunan tanıklarca da doğrulandığı, salon penceresinin önünde oturan 1.52 cm. boyunda, 55 kg ağırlığında bulunan maktulü sanığın kızgınlıkla iki eliyle pencereden iterek aşağıya düşürdüğü ve devamında pencereden aşağıya baktığı sonra üzerini değiştirerek 4. kattaki maktul ile müşterek konutlarından çıkarak sokağa indiği, maktulün yanına yaklaştığı, yerde yaralı vaziyette yatan maktulün bu durumuna yönelik herhangi bir tepki vermediği, bu durumun çevre esnafın tepkisine sebep olduğu ve sanığın çevredekiler tarafından darp edildiği, akabinde çevredeki vatandaşların 112 acil servise ve kolluk güçlerine haber verdikleri, maktulün düşmeye bağlı olarak genel beden travmasına bağlı pelvis, sternum ve seri kosta kırıkları ile birlikte beyin kanaması, beyin doku harabiyeti ve iç organ laserasyonundan gelişen iç kanama sonucu öldüğü anlaşılmakla, sanığın maktulü pencereden aşağı iterek öldürdüğü, bu hususun soruşturma aşamasında beyanına başvurulan ...'un ifadesi ile de açıkça anlaşıldığı, üniversite mezunu olduğu ve taraflarla herhangi bir akrabalığı bulunmadiğı, tesadüfen olay yerinde olduğu anlaşılan tanık Ertuğurul'un; "Çaylak sokağa dönerken aniden bir çocuk çıktı ve Cambazoğlu sokak içerisinde 17 No.lu binanın önüne geldi ve yukarıya bakıyordu, ben de yukarıya baktığımda bahse konu binanın en üst katının bir alt katında bulunan bir kadının bağırdığını duydum, ancak ne dediğini anlayamadım, kadının hemen bağırtısının ardından arkasından iki elin kadını aşağıya doğru ittiğini gördüm ..." şeklindeki anlatımı, sanığın maktule yönelik beraberliklerindeki şiddet eğilimi, maktulün Facebook paylaşımı, bu paylaşımı doğrulayan internet kayıtları ile tanık ...'ın beyanı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde sanığın suçun faili olduğu yolunda ulaşılan vicdani kanaat neticesinde, kasten öldürme suçundan mahkûmiyetine karar verildiği belirlenmiştir.
IV. GEREKÇE
Sanık ile maktulün uzun süredir birlikte yaşadıkları, tarafların uzun zamana yayılan beraberliklerinde sanığın zaman zaman şiddete de başvurduğu, bu hususun maktulün vücudunun çeşitli bölgelerindeki çok sayıdaki ekimozlu alanları belirleyen otopsi raporundan da açıkça anlaşıldığı ayrıca aynı gece maktulün sanık hakkında Facebook isimli sosyal medya hesabından yaptığı; "Merhametten maraz doğar, ... kadınlara şiddet uygular." şeklindeki paylaşımının da bu tespiti doğruladığı, olay gecesi tarafların birlikte evlerinde alkol aldıkları, hatta maktulün alkolle birlikte "ketiapin" maddesi içeren yatıştırıcı/sakinleştirici ilaç da kullandığı, tarafların sebebi tam bilinemeyen bir nedenle tartışmaya başladıkları, tartışmanın kavgaya dönüştüğü, bu hususun olay yeri inceleme raporunda da belirtildiği üzere, etrafa saçılmış makyaj malzemeleri ile kırık porselen parçalarından anlaşıldığı, kavga sırasında maktulün bağırdığı, maktulün sesinin bina dışında bulunan tanıklarca da doğrulandığı, salon penceresinin önünde oturan 1.52 cm. boyunda, 55 kg ağırlığında bulunan maktulü sanığın iki eliyle iterek pencereden aşağıya düşürdüğü ve devamında pencereden aşağıya baktığı sonra üzerini değiştirerek dördüncü kattaki müşterek konuttan çıkarak sokağa indiği, maktulün yanına yaklaştığı, yerde yaralı vaziyette yatan maktulün bu durumuna yönelik herhangi bir tepki vermediği, bu durumun çevre esnafın tepkisine sebep olduğu ve sanığın çevredekiler tarafından darp edildiği, akabinde çevredeki vatandaşların 112 acil servise ve kolluk güçlerine haber verdikleri, maktulün düşmeye bağlı olarak genel beden travmasına bağlı pelvis, sternum ve seri kosta kırıkları ile birlikte beyin kanaması, beyin doku harabiyeti ve iç organ laserasyonundan gelişen iç kanama sonucu öldüğü anlaşılmakla, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından sanığın mahkûmiyetine dair kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 04.10.2021 tarihli ve 2020/419 Esas, 2021/1332 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebebi ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden, 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy çokluğuyla TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İstanbul 31. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
06.06.2022 tarihinde karar verildi.
K A R Ş I O Y
Tüm dosya kapsamına göre;
Dairemiz önüne gelen hukuki uyuşmazlıkta, tartışma konusu olan husus sanığın, maktul ...’nın yüksekten düşerek ölmesi olayında kast veya taksir düzeyinde bir sorumluluğunun olup olmadığı noktasıdır.
Dosyada mevcut tüm delillere göre sanık ... maktul en az 15 yıldır birlikte yaşamaktadır. Aralarında resmi evlilik yoktur.
Tanık komşu Selda Keskin’in beyanına göre sanık ... maktul arasında sıkça kavgalar olmaktadır. İkisi de hemen her akşam alkol almaktadır. Aynı tanık, sanığın maktulü darp ettiğine dair bir duyumunun da hiç olmadığını belirtmiştir.
Tanık ..., olay yeri apartmanın hemen karşısında market sahibi olup sık içki içme, bazen tartışma olayını teyit etmiştir.
Dosyada sanık aleyhine iki temel delil görünmektedir. Birincisi maktulün sanık hakkında sosyal medyada yaptığı “merhametten maraz doğar, ... kadınlara şiddet uygular” şeklindeki paylaşımı ikincisi ise maktul düşmeden hemen önce maktulün arkasında iki el gördügünü söyleyen bir tanıktır.
Bu iki delil ile, tarafların sıkça tartışma ve alkol alma olgusu, maktulün vücudunda bulunan ilaçların vücut ve ruh üzerindeki (özellikle alkolle birleştikleri zaman) etkileri genel olarak alkolün insan hareket kabiliyetine olumsuz ve istemsiz etkileri şeklindeki deliller karşı karşıyadır.
Olayda sanığa TCK’nin 23. maddesi anlamında dahil bir atıfta bulunmayı gerektiren delil yoktur.
Mevcut aleyhe deliller “zan, tahmin, çıkarım” düzeyindedir. Tanık, Adli Tıp Kurumu raporları, olay yeri fiziki özellikleri ve diğer hiçbir maddi delil, sanık ile eylem arasında net bir illiyet kurmamaktadır. O halde burada şüphe sanık lehine yorumlanmalıdır.
Bu gerekçe ile sanığın kasten öldürme suçundan mahkumiyeti yolunda değerlendirme yapan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.
Sanık hakkında delil yetersizliği nedeniyle beraat kararı verilmesinin delillere uygun düşeceği görüşündeyiz. 16.06.2022
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.