10. Hukuk Dairesi 2015/23099 E. , 2016/806 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmda belirtildiği şekilde davanın reddine dair karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1) 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesi hükmüne göre İş Mahkemelerinden verilmiş bulunan nihai kararların 8 gün içinde temyiz olunması gerekir.
Somut olayda hüküm, gerekçesi yazılmış haliyle davacı vekiline usulünce tebliğ edilmemiştir; mevcut halde temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğ ile işlemeye başlayacağından , davada 8 günlük temyiz süresi geçmemiştir.
O halde, temyiz dilekçesinin süre aşımı yönünden reddine ilişkin 08.07.2015 tarihli temyiz başvurusu değerlendirme ek kararın BOZULMASINA,
2)Davacı vekilinin esasa yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi olup, bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, re"sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda davacının, 1996 yılı Şubat ayından 2007 yılının Aralık ayına kadar (1997 yılının Ağustos-Eylül-Ekim ayları, 2006 yılı Eylül- Ekim-Kasım-Aralık ayları ile 2007 yılının Ocak-Şubat-Mart-Nisan ayları hariç) sigortalı olarak çalıştığının tespitini talep ettiği davada; Şubat 1996-31/07/1997 tarihleri arasındaki
talebin hak düşürücü süre nedeniyle reddine yönelik karar yerinde görülmüş ise de, diğer davaya konu 01/11/1997-Aralık 2007 tarihleri arasındaki çalışma iddiasına ilişkin yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
Mahkemece, yukarıda değinilen bilgiler dahilinde, kendiliğinden araştırma yapılarak davacının çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla; 2014 yılında sadece 1-2 ay davalı işyerinde çalıştığı anlaşılan bordro tanığı ..."ın beyanı ile yetinilmeyerek, re"sen seçilecek dönem bordro tanıkları ile aynı çevrede işyeri olan işveren ya da bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişilere yeniden ulaşılmaya çalışılarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, bunların bulunmaması yada tekrar hazır edilememeleri halinde komşu evlerde, işyerlerinde yaşayanlar yine kolluk araştırması ile tespit edilerek veyahut Kurumdan sorulmak suretiyle belirlenerek bilgi ve görgülerine başvurulmalı, dinlenen tanık beyanları arasında çelişki bulunması halinde bu çelişki giderilmeli; davacının dava konusu dönem içerisinde 09/07/1997-30/06/2001 tarihleri arasında zorunlu Bağ-Kur’lu çalışmasının bulunması ve aynı yönde bordro tanığı Yılmaz"ın davacının başka işyeri olduğuna yönelik beyanı dikkate alınarak davacının, dava konusu edilen dönem içerisinde, halen vergi mükellefi olup olmadığı, işverenlik statüsünün devam edip etmediği yöntemince araştırılmalı; sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu ile davacının kasti olarak işe devam etmediğini belirtiği süreler nazara alınarak yapılan işin niteliğine göre, davacının sürekli çalışıp çalışmadığı, haftanın hangi günleri, kaç saat çalıştığı araştırılarak dava konusu çalışmanın kısmi çalışma kapsamında olup olmadığı gereğince irdelenmeli ve ulaşılacak sonuca göre talebe konu diğer hizmet sürelerinin hak düşürücü süre kapsamında bulunup bulunmadığı yeniden tartışılmalı; davacının bildirim yapılmayan dönemler yönünden medula sisteminden de yararlanarak sağlık hizmeti alıp almadığı bunlara ilişkin tüm bilgi ve belgeler getirtilerek irdelenmeli, bu kapsamda davalı işverence düzenlenmiş sağlık belgesi olup olmadığı belirlenmeli; böylece gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemece, belirtilen maddi ve hukuki esaslar göz önünde tutulmadan eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde; davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 26.01.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.