22. Hukuk Dairesi 2016/876 E. , 2016/4012 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalıya ait yurtiçi ve yurtdışı şantiyelerinde aralıklarla boru kaynakçısı olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ve haklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile izin alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, zamanaşımı def"ini ileri sürmüş, ayrıca husumet itirazında bulunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraflarca temyizi üzerine Dairemizce, davacının aralıklı olan ve farklı şekillerde sona eren çalışmalarının tasfiye edilmiş mi kabul edileceği yoksa son dönem hizmet süresine eklenmesi mi gerektiği yönünde sunulan belgeler de dikkate inceleme ve değerlendirme yapılması gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan mahkemece, bilirkişiden ek rapor aldırılmış ve aldırılan rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı ve davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacıya dava konusu alacaklar ile ilgili yapılan ödemeler ve davacının aralıklı önceki dönem çalışmalarının kıdem tazminatına esas sürenin tespitinde nazara alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 120. maddesi uyarınca yürürlüğü devam eden 1475 sayılı İş Kanunu"nun 14/2. maddesi, işçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme bağlamıştır. O halde kıdem tazminatına hak kazanmaya dair bir yıllık sürenin hesabında da işçinin daha önceki fasılalı çalışmaları dikkate alınmalıdır. Bununla birlikte, her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde gerçekleşmesi hizmet birleştirmesi için gerekli bir şarttır. İşçinin önceki çalışmaları sebebiyle kıdem tazminatı ödenmişse, aynı dönem için iki defa kıdem tazminatı ödenemeyeceğinden, tasfiye edilen dönemin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması mümkün olmaz. Ancak, aynı işverene ait bir ya da değişik işyerlerinde çalışılan süre için kıdem tazminatı ödenmemişse, bu süre aynı işverende geçen sonraki hizmet süresine eklenerek son ücret üzerinden kıdem tazminatı hesaplanmalıdır. Zamanaşımı def"inin ileri sürülmesi halinde önceki çalışma sonrasında ara verilen dönem on yılı aşmışsa, önceki hizmet bakımından kıdem tazminatı hesaplanması mümkün olmaz.
Davacının aralıklı çalışmalarının her birinin iş sözleşmesinin feshi ile sonlanıp sonlanmadığı belirlenmeli ve bu feshe göre işçiye kanuni haklarının ödenip ödenmediği tespit olunmalıdır. Feshe göre işçilik haklarının ödendiği belirlendiğinde, önceki çalışmalarının tasfiye edildiği kabul edilmeli ve tazminat hesabı açısında daha sonraki çalışma süresine eklenmemelidir. Ancak yapılan ödemelerin kanuni hakların altında kaldığının anlaşılması halinde yine tasfiye esası benimsenmekle birlikte zamanaşımı def"i sebebiyle zamanaşımına uğramamış dönem için belirlenen fark alacaklar, her bir dönem ücretine göre belirlenmeli ve istekler yönünden karar verilmelidir.
İşçinin iş sözleşmesi feshedilmediği halde çeşitli sebeplerle kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemeler avans niteliğinde sayılmalıdır. İşçinin iş sözleşmesinin feshinde kıdem tazminatına hak kazanılması durumunda, işyeri ya da işyerlerinde geçen tüm hizmet sürelerine göre kıdem tazminatı hesaplanmalı, daha önce avans olarak ödenen miktar kanuni faiziyle birlikte mahsup edilmelidir.
Somut olayda; mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen, bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği ve dosyadaki delil ve belgelerin değerlendirilmesinde hukuki hataya düşen bilirkişi raporuna itibarla sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamı yönünden, her bir çalışma dönemi ve her bir çalışma dönemine ilişkin sunulan ibraname, ödeme belgesi veya banka kaydı açışından ayrı ayrı değerlendirme yapılmalı ve hizmetlerin tasfiye edilip edilmediği belirlenmelidir.
Davacının 22.05.2005-03.10.2007 tarihleri arasındaki çalışması bakımından, işçi tarafından imzalanmayan hesap tablosu ile kıdem ve ihbar tazminatı ile izin ücreti tahakkuk ettirildiği, tahakkuk ettirilen tutarın davacının Garanti Bankası"ndaki USD hesabına 14.11.2007 tarihinde yatırıldığı, aynı dönem için düzenlenen 03.10.2007 tarihli ibranamenin işçi tarafından ihtirazı kayıtsız şekilde imzalandığı, ibraname miktar içermemekle birlikte ibranamede davacının kıdem ve ihbar tazminatı ile izin ücretini aldığının yazılı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda söz konusu ibranamenin yapılan ödemelere ilişkin olarak verildiğinin ve davacının 22.05.2005- 03.10.2007 tarihleri arasındaki çalışmasının tasfiye edildiğinin kabulü gerekir. Tasfiye tarihinden itibaren dava konusu alacaklar bakımından zamanaşımı süresi dolmadığına göre, yapılan ödemenin alacakları karşılayıp karşılamadığı tasfiye tarihindeki ücret üzerinden yapılacak hesaplama ile tespit edilmeli ve varsa bakiye alacak hüküm altına alınmalıdır.
Davacının ikinci ve son dönem çalışması 03.12.2007-24.09.2008 tarihleri arasında gerçekleşmiş olup, az yukarıda açıklandığı üzere ilk çalışmadan ayrı olarak değerlendirilmelidir. Davacının bu dönem çalışması yönünden, davacı tarafından imzalanmış olan 28.08.2008 tarihli belge ile davacıya 24.09.2008 tarihinde biten sözleşmesinin uzatılmayacağının bildirildiği, davacıya verilen ihbar önelinin dört hafta olduğu, somut çalışma dönemine göre de davacının dört haftalık ihbar öneline hak kazandığı anlaşılmaktadır. 24.09.2008 tarihli ve işçi tarafından ihtirazı kayıtsız imzalanan “ibraname- feragatname” başlıklı belgede de herhangi bir alacak yönünden miktar yazılmadığı, dosya içindeki “işten ayrılma formu”nun da işverenin sunduğu diğer belgelerle çelişmediği sabittir. Davacının bu dönem çalışması bir yılı doldurmadığından, davacı kıdem tazminatı ve izin alacağına hak kazanmadığına göre; 03.12.2007-24.09.2008 tarihleri arasındaki son dönem çalışmasının da ihbar öneli verilerek tasfiye edildiğinin kabulü gerekir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.