17. Hukuk Dairesi 2009/10767 E. , 2010/4025 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait, davalıya kasko sigortalı ... plakalı aracın, trafik kazası sonucu hasarlandığını, hasar ihbarına rağmen davalının hasar tazminatını ödemediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 3.619,24 TL. tazminatın 27.02.2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, husumete, hasara ve faize itiraz edip, olayın iddia edilen yerde ve zamanda meydana gelmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacının kazaya, kaza tespit tutanağına ve oluşa ilişkin her türlü şüpheden uzak somut deliller ibraz edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Mal sigortaları türünden olan kasko sigortası poliçesinin teminat kapsamını belirleyen kasko sigortası genel şartlarının A/1 maddesine göre, gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile üçüncü kişilerin kötüniyet ve müziplikle yaptıkla-
rı hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, TTK. 1282. maddesi uyarınca, sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı Yasanın 1281. maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte, sigortalı, Kasko Poliçesi Genel Şartlarının B.1.5 maddesi ve TTK. 1292/3. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde imiş gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanılırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.
Dava konusu trafik kazasının sigorta poliçesinin yürürlükte olduğu sırada meydana geldiği sabittir. Davalı ... şirketi olayın iddia edilen yer ve zamanda meydana gelmediğini, araç üzerindeki hasarın daha önce 2.1.2008 günü meydana gelen kaza ile uyumlu olduğunu, o kazada da alkol raporu alınmadığını savunmuştur.
Bu ilkeler doğrultusunda, rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde gerçekleştiğinin ispatı sigortacıda olup, sigortacı rizikonun daha önceden meydana geldiğini, aracın sigorta teminat dışında kaldığını soyut iddialarla değil, somut delillerle kanıtlaması gerekir.
O halde mahkemece, araçtaki hasarın önceki trafik kazası sonucu meydana gelip gelmediği bununla ilgili ekspertiz raporu, kaza tesbit tutanağı getirtilmeli, tüm deliller toplandığında gerekirse, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 29.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.