Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5379
Karar No: 2020/2899
Karar Tarihi: 22.09.2020

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2018/5379 Esas 2020/2899 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2018/5379 E.  ,  2020/2899 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ...2. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... Kargalı tarafından, davalı ... aleyhine 01/02/2016 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20/03/2018 günlü karara karşı davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; istinaf başvurusunun reddine dair verilen 06/11/2018 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
    2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Dava; haksız haciz nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen hüküm hakkında davalının istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi tarafından davalı vekilinin istinaf nedenlerinin yerinde görülmediği gerekçesi ile istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili; müvekkili aleyhine ...İcra Müdürlüğü’nün 2009/3879 esas sayılı dosyası ile başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip sonucunda müvekkilinin dolmuş taşımacılığı yaptığı ticari aracının 10/10/2011 tarihinde fiilen haczedildiğini ve yediemin olarak bir otoparka bırakıldığını devamla müvekkilinin ...2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/06/2014 tarihli ve 2011/680 esas, 2014/381 karar sayılı dosyasında takibe konu edilen bonolar nedeni ile açmış olduğu menfi tespit davasının kabulüne karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini böylece müvekkilinin 27/01/2016 tarihinde ticari aracını yedieminlik ücreti ödeyerek geri aldığını, aracına el konulan süre boyunca taşımacılık yapılamaması nedeni ile de kazanç kaybına uğradığını beyan ederek maddi zararlarının tazmini isteminde bulunmuştur.
    Davalı vekili; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
    İlk Derece Mahkemesince; 09/03/2017 tarihli bilirkişi raporuna itibar olunarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükme karşı davalı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
    Bölge adliye mahkemesi ilgili dairesince; davalı vekilinin istinaf nedenlerinin yerinde görülmediği gerekçesi ile istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir. HMK’nın 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkemenin bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanmasını veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme yaptırabileceği belirtilmiştir. Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
    Dosyanın incelenmesinde; mahkemece alınan 09/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda, davacının aracının bağlı kaldığı 10/10/2011-27/01/2016 tarihleri arasında ...-...arasında yolcu taşıma işini yapamadığı, kazanç kaybının doğduğu, ...Şoförler ve Esnaflar Odasından alınan 29/01/2016 tarihli 2016/129 sayılı yazı doğrultusunda anılan tarihler arasındaki kazanç kaybının toplam 61.000,00 TL olduğu belirlenmiştir.
    Yine mahkemece itiraz üzerine alınan 05/09/2017 tarihli bilirkişi raporunda, alternatif bir hesaplama yapılarak, mahkemece ...Şoförler ve Esnaflar Odasından alınan 29/01/2016 tarihli 2016/129 sayılı yazı doğrultusunda yapılan hesaplamaya itibar edilmemesi durumunda, davacının kazanç kaybının net asgari ücret seviyesinde olduğunun kabul edilmesi halinde zararın 43.703,47 TL olduğu tespit edilmiştir.
    Mahkemenin hükme esas aldığı 09/03/2017 tarihli bilirkişi raporu ile dosyada sonradan 05/09/2017 tarihli bilirkişi raporları arasında davacının ticari aracını kullanamadığı sürede kazanç kaybına ilişkin olarak yapılan hesaplamalarda açık çelişkiler olduğu anlaşılmakta olup mahkemece, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemiştir. Bu nedenle verilen kararın bozulmasını gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1. maddesi uyarınca kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının, aynı Kanun’un 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/09/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi