20. Hukuk Dairesi 2014/9892 E. , 2015/4055 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
: ...
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ve davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında ... Köyü 101 ada 98 ve 99 parsel sayılı 33.363,62 m2 ve 3806,09 m2 yüzölçümlü taşınmazlardan 98 nolu parselin ... oğlu ...’a ait olduğu, ancak kimlik bilgileri temin edilemediğinden tarla niteliği ile, 99 nolu parsel ise devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu belirtilerek hali arazi niteliği ile adına tespit edilmiştir.
Davacı ..., zilyetlik iddiasıyla dava açmıştır.
..., 99 sayılı parselin kendisine ait olduğu iddiasıyla müdahil olmuştur.
Mahkemece, davacının ve müdahilin davalarının kabulü ile 98 sayılı parselin ... adına, 99 sayılı parselin ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 11.05.2010 gün ve 2010/2899-6271 sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: "Mahkemece, davalı taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu ve davacı ve müdahil yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle adlarına tescile karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olmadığı, hükme esas alınan ziraat bilirkişi raporunda, 98 sayılı parselin, 25-35 eğimli, toprak yapısının killi tınlı, geçmişte işlenmesi nedeniyle ince tekstürde, taşınmazın kuzeyinde bulunan orman sınırına yakın kısmında ve eğimin çok dik olduğu kuzey batı kısmında tarım yapılmadığı, bu bölümlerde çam fidanları ile çayır bitkileri ve çalılıkların olduğu, 15-18 dönümlük diğer kısmında ise buğday ekili olduğu belirtildiği halde mahkemece çam ağaçları ve çalılıklarla kaplı kısım belirlenerek bu kısım üzerinde zilyetlik koşullarının oluşup oluşmadığının kararda tartışılmadığı, yine 99 sayılı parselin memleket haritasında kısmen yeşil renkli alanda kaldığı halde bu kısmın niçin orman sayılmadığı üzerinde de durulmadığı, ayrıca, keşif sırasında uygulanan memleket haritasının yakın tarihli olup (1987) daha eski tarihli memleket haritası getirtilip uygulanmadığı, mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen .... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin belirlenmesi; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, .... 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmesi bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınması, 98 sayılı parselin ziraat bilirkişi raporunda çamlık ve çalılık olarak belirtilen bölümü fen bilirkişi raporunda gösterilerek bu kısım üzerinde zilyetlik koşullarının oluşup oluşmadığının tartışılması ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği, açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulmasının usûl ve kanuna aykırı olduğu" hususlarına değinilerek karar bozulmuştur.
Yargıtay bozma kararına uyan mahkemece bozma sonrasında yapılan yargılama neticesinde davacı ...’ın davasının kısmen kabulü ile; ... ili, ... ilçesi, ... köyü 101 ada 98 sayılı parselde kayıtlı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile; fen bilirkişilerinin raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterdikleri 12.637,16 m² ve (B) harfi ile gösterdikleri 1.652,28 m² yüzölçümlü olmak üzere toplam 14.289,44 m² yüzölçümlü taşınmazın dava konusu taşınmazdan ifrazı ile aynı ada içinde son parsel numarası verilmek suretiyle muris davacı ... mirasçıları eşi ..., çocukları...., .... ...., ...., ..., ..., ..., ..., ... ve ... adına elbirliği halinde mülkiyet hükümleri gereği tapuya kayıt ve tesciline,
... ili, ... ilçesi, ... köyü 101 ada 98 sayılı parselde kayıtlı taşınmazın fen bilirkişilerinin raporuna ekli krokide (C) harfi ile gösterdikleri 2.544,85 m² ve (D) harfi ile gösterdikleri 3.868,30 m², (E) harfi ile gösterdikleri 12.661,03 m² yüzölçümlü olmak üzere bakiye toplam 19.074,18 m² yüzölçümlü taşınmazın 101 ada 98 sayılı parsel olarak adına tespit gibi tesciline,
Müdahil ...’ın davasının kabulü ile; ... ili, ... ilçesi, ... köyü 101 ada 99 sayılı parselde kayıtlı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile; müdahil ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1993 yılında orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması yapılmış, 09.03.1999 tarihinde ilân edilerek 09.09.1999 tarihinde kesinleşmiştir. Genel arazi kadastrosu ise 2006 yılında yapılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacılara yükletilmesine, .... harç alınmasına yer olmadığına 12/05/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.