3. Hukuk Dairesi 2020/9700 E. , 2021/6741 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13.HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : ŞANLIURFA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen hizmet bedeli kesintisi işleminin iptali davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ... Tıp Merkezi adı altında sağlık hizmeti sunduklarını, Kurum tarafından örnekleme yöntemi ile 2014 yılı Nisan ayına ilişkin faturalarından 105.975,60 TL ve 2015 yılı Ocak ayına ilişkin faturalarından 228.340,10 TL kesinti yapıldığını, Kurumun herhangi bir bildirimde bulunmadan ve aralarındaki sözleşmeye uygun olmayan kesintilerinin hukukun genel ilkelerine aykırı olduğunu, bu nedenle dava konusu kesinti işlemlerinin iptalini, muarazanın men’ini istemiştir.
Davalı; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince; bilirkişi raporlarında yapılan kesintinin hukuka uygun olduğu görüşü bildirildiğinden ve davacının iddialarını destekler nitelikte belgeler sunamadığı görüldüğünden sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davacının istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacı tıp merkezinin Kuruma sunduğu fatura bedellerinde örnekleme yöntemi ile yapılan kesintilerin yerinde olup olmadığına ilişkindir.
6100 sayılı HMK"nın 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Somut uyuşmazlıkta; davalı Kurumun yaptığı kesintilere ilişkin mahkemece alınan ilk raporda; gerekçeleri belirtilmeden bir kısım kesintilerin iptal edilmesi gerektiği yönünde doktor bilirkişisince görüş bildirilmişse de, raporun sonuç kısmında kesintilerin tamamının yerinde olduğu kanaatine varıldığı açıklanmıştır. Alınan ek raporda da bu görüş tekrar edilmiş ancak ek rapora karşı heyetteki doktor bilirkişi tarafından muhalefet şerhi yazılarak 32 hasta hakkında uygulanan kesintilerin iptali gerektiği belirtilmiştir. Bunun üzerine ayrı bir heyetten ikinci bilirkişi raporu alınmıştır. Fakat bu raporda da davalı tarafın savunmasında ileri sürmediği ...’nca yayınlanan 2011/62 Sayılı Fatura Bedellerinin Ödenmesine dair genelgenin 1.7.4. maddesine göre değerlendirme yapılarak davacının Kurum tarafından yapılan kesintilere itiraz etmediği için kesintileri kabul etmiş sayılacağı kanaatiyle davanın reddi gerektiğine dair görüş bildirilmiştir. İlk alınan rapor kendi içerisinde çelişkili iken yeni bir heyetten alınan ikinci raporda çelişkiler giderilmediği gibi kesintilere konu hastalar da tek tek değerlendirilmeden, savunmanın genişletilmesi yasağına aykırı şekilde görüş bildirilmiştir. Bu durumda mahkemece; tereddüde yer vermeyecek şekilde, ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun, tarafların itirazlarını karşılayan, içerisinde SUT ve SGK mevzuatı ile taraflar arasındaki sağlık hizmeti satın alma sözleşmelerinden anlayan doktor, hastane yöneticisi, emekli Sayıştay denetçisinden oluşan kişilerin olduğu yeni bir heyetten kesintiye konu sebeplerin hasta bazında tek tek değerlendirildiği, kesinti sebeplerinin neden yerinde olup olmadığını gerekçeleri ile açıklayan ve önceki raporlar arasındaki çelişkileri gideren yeni bir rapor alınarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozma nedeni yapılmıştır.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 17/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.