20. Hukuk Dairesi 2015/2554 E. , 2015/4086 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 25.06.2014 günlü hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 14.04.2015 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalı vekili Av. ... ile diğer taraftan davacı ... vekili Av. ... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;
Davacı vekili 24.05.2010 tarihli dilekçe ile, ... köyü 4371 parsel sayılı 14678 m² yüzölçümlü taşınmaz vekil edeni adına kayıtlı iken, Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/452 E. - 2008/259 K. sayılı ilâmı ile 8352,10 m² bölümünün kıyı kenar çizgisi içinde kaldığından ifraz edilerek terkin edildiği iddiasıyla mülkiyet hakkının vekil edene yüklenecek kusur bulunmadan elinden alındığından, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi gereğince tazmini istemiyle dava açmış, ıslah suretiyle talep miktarını arttırmıştır.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 22.11.2011 gün ve 2011/8425 - 11681 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyuyan bozma kararında özetle; “...arsa niteliğindeki taşınmazın emsalinin üstün ve eksik yönleri belirlenip karşılaştırma yapılarak zeminine; resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payının düşülerek üzerindeki muhdesat durumuna göre değerinin saptanması; taşınmazın tarım arazisi olması halinde net gelir üzerinden bilimsel yollarla değerinin belirlenmesi; her iki halde de yıpranma payının varsa değer kaybının düşülmesi, emsalin zorunluluk olmadıkça yakın ve benzer bölge ve yüzölçümlü olması, bu konuda taraflara emsal gösterme olanağının tanınması; bu yönden mahkemece de re"sen araştırma yapılması, bilirkişi kurullarının açıklanan hususları irdelemeye, saptamaya ve değerlendirmeye yetkin, sıfat ve yeteneğe sahip uzman bilirkişilerden oluşturulmasının icap ettiği, bu tespitler yapılırken çekişmeli taşınmazın niteliğinin diğer deyişle arsa veya arazi olduğunun 17.4.1998 tarih ve 1996/3 Esas ve 1998/1 sayılı İnançları Birleştirme Kararı içeriği ve sonucu ile birlikte gözetilmesi gerekeceği, diğer yandan, Bakanlar Kurulunun 28.02.1983 gün ve 1983/6122 sayılı kararında değinildiği gibi, ... ve mücavir alan sınırları içinde kalan bir taşınmazın arsa niteliğinde olduğunun kabulü için uygulamalı (1/1000 ölçekli) imar planı ile iskan sahası olarak ayrılan yerlerde bulunması; imar planında yer almayan taşınmazın arsa sayılabilmesi için ise,
... veya mücavir alan sınırları içinde ve ... hizmetlerinden yararlanan meskun yerler arasında yer alması zorunluluğu da dikkate alınmalı, bu tür bir davanın, davacının taşınmaz mülkiyetini yitirdiğinin kesinleştiği (iptal ve tescil davası kararının kesinleştiği) tarihten sonra açılabileceği; mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle taşınmaz değerinin tespiti ve taşınmaz üzerinde bir bina var ise, kişinin yapılanmada iyiniyetli sayılıp sayılamayacağının tespiti bakımından bu binanın ne zaman ve hangi aşamada yapıldığının gözden uzak tutulmaması,
Kabule göre de; dava dilekçesinde istenilen tazminat miktarına tapu kaydının iptaline ilişkin hükmün kesinleştiği tarihten itibaren, ıslah suretiyle arttırılan miktardan hükmedilen kısma ise ıslah tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi gerekirken, kabul edilen tazminatın tamamına tapu iptali kararının kesinleştiği tarihten itibaren yasal faiz yürütülmesi isabetsizdir...” denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır.
Dosya kapsamına ve dava konusu taşınmazın imar planı içinde ve belediye altyapı hizmetlerinden yararlandığından arsa vasfında bulunduğundan, emsal mukayese yöntemi ile gerçek zararın belirlenmesine ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 1.100.- TL vekâlet ücretinin davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine, taraflarca 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 388/4. (HMK m. 297/ç) ve HUMK"nın 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilâmının tebliğinden itibaren ilâma karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 12/05/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.