Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/2567
Karar No: 2015/4091
Karar Tarihi: 12.05.2015

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/2567 Esas 2015/4091 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/2567 E.  ,  2015/4091 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 02.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 24.02.2015 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden vekili ... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:

    Davacı 14.05.2013 tarihli dilekçe ile, sahte vekâletname ile kendisine ait 22 ada 54 parsel sayılı taşınmazda bulunan 10/172 arsa paylı 5. kat 12 numaralı bağımsız bölümün satışının yapıldığı, son malike karşı asliye hukuk mahkemesinde açtığı tapu iptali ve tescil davasının reddedildiği, satışta kullanılan vekâletnamenin ... Ağır Ceza Mahkemesinin 28.11.2006 gün 2002/386-658 sayılı kararı ile sahteliğinin kabul edildiği hükmün Yargıtay 11. Ceza Dairesi tarafından onandığı, eldeki davada zamanaşımı süresinin tapu iptali ve tescil için açılan davanın reddine ilişkin hükmün kesinleştiği tarihten itibaren başlayacağı, kesinleşme tarihinde zarara uğradığını belirterek tazminat istemiş, bilirkişi raporu sonucunda harcını yatırmak suretiyle talep miktarını arttırmıştır.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından süresinde, davacı vekili tarafından ise temyize cevap süresi içinde temyiz edilmiştir.
    Dava, tapuda sahte vekâletname ile işlem yapılması nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
    Davacı adına tapu siciline kayıtlı taşınmaz, ... tarafından davacının kimlik bilgileri kullanılarak ... Noterliğinde 24.12.2001 gün 25268 yevmiye numaralı vekâletname düzenlettirilip, bu vekâletname kullanılarak tapu memurluğu tarafından düzenlenen resmî senet uyarınca ..."e satıldığı, satış için kullanılan vekâletnamenin sahte olduğu ve ..."in bu olay nedeniyle cezalandırıldığı, ... hakkındaki ceza davasının ise suç zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle ortadan kaldırıldığı ... Ağır Ceza Mahkemesinin 01.12.2011 gün 2007/236 - 373 sayılı ilâmı içeriğinden anlaşılmaktadır.
    TMK"nın 1007. maddesine dayanılarak açılan davalar için ayrıca zamanaşımı öngörülmediğinden, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 146. (Mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun 125.) maddesindeki 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması söz konusu olduğu, davanın Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/589 E. - 2007/68 K. sayılı ilâmının kesinleştiği 03.12.2012 tarihinden itibaren 10 yıllık süre içinde açıldığından ve davacının zararına neden olan olay ve işlemler zincirinin dava dışı ..."in davacının kimlik bilgilerine ulaşması ve bu bilgileri kullanarak sahte vekâletname çıkartması ve bu belgeler sonucunda tapu
    müdürlüğüne müracaatla resmî senet tanzim ettirmek suretiyle davacıya ait taşınmazı satması şeklindeki eylem nedeniyle oluşan zarar, tapu dairesinde yapılan işlemden kaynaklanmakla, tehlike sorumluluğuna dayalı kusursuz sorumluluk şeklinde düzenlenen TMK"nın 1007. maddesi uyarınca Devletin sorumluluğunu gerektiren illiyet bağı bulunduğundan, davalı vekilinin zamanaşımına ve illiyet bağına ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
    Davacı adına tapu siciline kayıtlı iken sahte vekâletnameye dayalı olarak yapılan satış sonucu iradesi dışında mülkiyetinden çıkan 22 ada 54 parselde kayıtlı 12 numaralı bağımsız bölümün kat mülkiyetine tâbi bulunduğu, kat mülkiyeti kütüğünün tapu sicili işlemlerine dahil olduğundan, kat mülkiyetine ilişkin olarak TMK"nın 1007. maddesi uyarınca Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu şüphesizdir. Dosya kapsamından sahte vekâletnameye dayalı olarak satışı yapılan taşınmazın arsa niteliğinde bulunduğu ve değerinin emsal mukayese metodu ile belirlenmesi hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
    Davacının uğradığı gerçek zararın belirlenmesinde, zararın oluştuğu tarihin değerlendirme tarihi olarak esas alınması gerekir. Davacının zararı, Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.02.2007 gün ve 2004/589 - 68 sayılı kararı ile satın alan kişinin iyiniyetli üçüncü kişi olması nedeniyle davanın reddine ilişkin verilen mahkeme hükmünün kesinleştiği 03.12.2012 tarihi zararın oluştuğu tarih olup, mahkemece bu tarihin esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmasa da, gerçek değerin kesinleşme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunlu iken, mahkemece bu yönde araştırma yapılmadan hüküm kurulması doğru değildir.
    Bu nedenle, mahkemece arsa niteliğinde bulunan dava konusu taşınmaza yönelik olarak, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerektiğinden, taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve değerlendirme tarihi olan 03.12.2012 tarihinden önce ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınması, gerekli görülürse re"sen emsal getirtme yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için konunun uzmanı bilirkişilerden yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle keşif yapılarak, denetlemeye olanak veren bilimsel verileri içeren, emsal ile dava konusu taşınmazların eksik ve üstün yönlerinin karşılaştırıldığı ve bayındırlık resmî birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı da düşülmek suretiyle değer biçilen rapor alınması, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri, ilgili ... den istenip, dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporu da denetlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve yetersiz bilirkişi raporuyla hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin ve davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 1.100.-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak ...ye verilmesine, davacı taraf temyiz duruşmasında kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, taraflarca 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 388/4. (HMK m. 297/ç) ve HUMK"nın 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilâmının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, temyiz harcının istek halinde iadesine 12/05/2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi