Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/15132
Karar No: 2020/483
Karar Tarihi: 03.02.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/15132 Esas 2020/483 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/15132 E.  ,  2020/483 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL


    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi; Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, koşullu bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, maliki olduğu 69 ada 10 parsel sayılı taşınmazı otobüs terminali olarak kullanılması koşuluyla davalı belediyeye 15.11.2013 tarihinde bağışladığını ancak davalının başka bir yere otobüs terminali inşaa ettiğini, belediye ile yaptığı görüşmelerde 6360 Sayılı Kanun gereğince 01.04.2014 tarihinden sonra büyükşehir sınırları içerisinde yolcu terminalleri yapma görev ve sorumluluğunun büyükşehir belediyelerine geçtiğini de öğrenince artık davalı belediyenin koşulu yerine getirmesinin imkansız olduğunu anlayarak 21.07.2015 tarihli dilekçe ile koşullu bağışa ilişkin meclis kararının iptal edilerek dava konusu taşınmazın iadesini istediğini, davalı belediyenin ise 01.09.2015 tarihli cevabında, büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde yolcu terminalleri yapma görev ve sorumluluğunun büyükşehir belediyelerine verildiğini, bağışta bulunulan taşınmaz üzerine belediyece otobüs terminali yapılmasının mümkün olmadığını, büyükşehir belediyesi ile yapılacak koordineli çalışmalar neticesinde otobüs terminali yapım işinin gerçekleştirilebileceğini, bağıştan dönme koşullarının gerçekleşmediğini belirterek iade talebini reddettiğini ileri sürerek dava konusu 69 ada 10 parsel sayılı taşınmazın bağış işleminin iptalini, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.
    Davalı belediye, yasal değişikliğin 01.04.2014 tarihinde yürürlüğe girdiğini, dava konusu taşınmazın ise 06.03.2014 tarihli imar değişikliği kararı ile terminal alanı olarak planlandığını, yasal olarak otobüs terminali yapma görevinin büyükşehir belediyesine verilmiş olmasının şartın gerçekleştirilme imkanını ortadan kaldırmadığını, taşınmazın amacı dışında kullanılmadığını, büyükşehir belediyesi ile koordineli bir çalışma neticesinde otobüs terminali yapımının gerçekleştirilme ihtimali bulunduğunu, iddia edildiği gibi başka bir yere terminal yapılmadığını, yalnızca yıkılan otobüs yazıhanelerinin yerine yeni işyerlerinin yapıldığını, bağıştan rücu koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

    ./..

    Mahkemece, dava konusu taşınmaz her ne kadar koşula bağlı olarak davalı belediyeye bağışlanmış ise de koşulun gerçekleştirilmediği ve gerçekleşme olanağının bulunmadığı, davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacının 16.09.2013 tarihli dilekçesiyle dava konusu 69 ada 10 parsel sayılı, imar planında otobüs terminal alanı olarak ayrılan taşınmazını, imar planına uygun olarak kullanılmak üzere bağışlamak istediğini davalı belediyeye ilettiği, davalı belediye meclisinin 05.11.2013 tarih 34 sayılı kararı ile koşullu bağışın kabulüne karar verildiği, davacı tarafından dava konusu 69 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tamamının “otobüs terminali yapmak koşulu” ile 15.11.2013 tarihinde davalı belediyeye bağış yoluyla temlik edildiği, davacının 21.07.2015 tarihli dilekçesiyle, bağışın kabul edildiği tarihten bu yana taşınmaz üzerinde herhangi bir tasarrufta bulunulmadığı gibi başka bir güzergaha otobüs terminali inşaa edilerek hizmete sunulduğundan bahisle dava konusu taşınmazın iadesini talep ettiği, davalı belediyenin ise 01.09.2015 tarihli cevabi yazısında, 6360 Sayılı Yasanın 01.04.2014 tarihinden itibaren yürürlüğe girdiğini, bu yasayla büyükşehir belediye sınırları içinde yolcu terminali yapma görev ve sorumluluğunun büyükşehir belediyelerine ait olup bağışlanan taşınmaz üzerine belediyece otobüs terminali yapılmasının mümkün bulunmadığını, başka bir güzergaha yapılan yerin otobüs terminali olmayıp otobüs yazıhaneleri için geçici olarak yapılan işyerleri olduğunu, büyükşehir belediyesi ile yapılacak koordineli çalışmalar neticesinde otobüs terminali yapım işinin değerlendirilip gerçekleştirilebileceğini, bağıştan dönme şartlarının oluşmadığını belirtip iade talebini reddettiği, dava dışı büşükşehir belediyesinin ise 16.04.2015 tarihli yazısında, dava konusu taşınmazın malikinin davalı belediye olduğundan büyükşehir belediyesinin herhangi bir mülkiyet ya da tasarruf ilişkisinin bulunmadığını, 08.03.2016 tarihli müzekkere cevabında da, dava konusu taşınmazın imar planında terminal kullanımına ayrıldığını ancak 2016 yılı yatırım programında Alaçam İlçesinde yolcu terminali yapılmasına yönelik bir proje bulunmadığını belirttiği, davalı belediye meclisinin imar değişikliğine dair 06.03.2014 tarihli kararında, dava konusu taşınmazın imar planı değişikliğinde terminal alanı olarak kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye yürürlü (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de TBK 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir. Ayrıca amacın gerçekleşmeyeceğinin kesin biçimde anlaşılması tarihi ile bu tarihten itibaren TBK 297. maddesine göre bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme (rücu) hakkının kullanılıp kullanılmadığının araştırılması da zorunludur.
    Öte yandan 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) borçlunun temerrüdüne ilişkin genel hükümleri, koşullu veya mükellefiyetli bağışlarda da gözden uzak tutulmamalı; TBK’nın 124. maddesinde sayılan özel haller dışında, sözleşmeden dönme hakkının kullanılabilmesi için mütemerrit duruma düşen bağışlanana işin özelliğine ve hayatın olağan akışına uygun bir süre tanınmalıdır.

    ../...

    Somut olaya gelince, dava konusu taşınmazın otobüs terminali yapılması koşuluyla davacı tarafından davalı belediyeye bağışlandığı, davalı belediyenin de koşullu bağışı kabul ettiği ancak yasal değişiklik nedeniyle terminal yapma görevinin büyükşehir belediyesine ait olduğunu ve büyükşehir belediyesi ile koordineli çalışmalar neticesinde terminal yapım işinin değerlendirilip gerçekleştirilebileceğini bildirdiği, taşınmazın imar planında terminal alanı olarak belirlendiği ve bağışta herhangi bir sürenin de belirtilmediği gözetildiğinde rücu koşullarının oluşmadığı açıktır.
    Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davalının yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile yerel mahkeme kararının açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.02.2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
    (Muhalif)


    - KARŞI OY-

    Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle Alaçam Belediye Başkanlığının 01.09.2015 ve 08.03.2016 tarihli ve Samsun Belediye Başkanlığının 08.03.2016 tarihli cevabi yazıları gereğince şartlı bağışlamada şartın gerçekleşmediği ve gerçekleşme imkanının bulunmadığının anlaşılmasına göre mahkemece verilen kabul kararı doğru olup hüküm onanmalıdır. Çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi