20. Hukuk Dairesi 2014/10065 E. , 2015/4132 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı ... , ... köyü, 85 parsel sayılı 11050,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın tapuda davalılar adına kayıtlı olduğunu, yörede 2005 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığını ve fiilen orman olduğunu ileri sürerek, davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parselin 05.02.2010 günlü teknik bilirkişinin krokisinde (A2) ile gösterilen bölümünün tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, davacı ... tarafından temyiz edilmekle, hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 29/09/2011 tarih 2011/11689 - 10742 sayılı kararı ile (B1) ile gösterilen bölüm yönünden reddedilmiş, (A1) ve (B2) ile gösterilen bölümler yönünden bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [1) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın (B1) ile gösterilen kısmının orman tahdidi dışında kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı ... (B1) ile işaretli bölüm yönünden yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) Davacı ... (A1) ve (B2) ile işaretli bölümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davanın, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu ve hükme esas alınan raporlarda çekişmeli taşınmazın (A1) ile gösterilen 6161,83 m² ve (B2) ile gösterilen 315,67 m²’lik bölümlerinin 10.02.2007 tarihinde kesinleşen orman kadastrosunda tahdit içinde bırakıldığı belirtildiği halde mahkemece bu kısımlar yönünden ret kararı verilmiş olması usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedeni olduğu]na değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulü ile 85 sayılı parselde (A1) ile gösterilen 6161,83 m² ve (B2) ile gösterilen 315,67 m²"lik kısımlar yönünden tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan ve fiilen orman olduğu iddia edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 2007 yılında 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan ve kesinleşen orman kadastrosunda, dava konusu taşınmaz kısmen orman sınırları içinde bırakılmış, daha önce 1970 yılında yapılan arazi kadastrosunda ise kişiler adlarına özel mülk olarak tespit edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın kısmen orman sayılmayan, kısmen orman sayılan yerlerden olduğu anlaşılarak davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; taşınmazın (A2) ile gösterilen bölümü yönünden daha önce verilen hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği, yine taşınmazın (B1) ile gösterilen bölümü yönünden, mahkemenin 2007/268 E. - 2010/226 K. sayılı ilâmı ile davanın reddine, tespit gibi tesciline karar verildiği, hükmün temyizi ile Dairenin 2011/11689 E. - 2011/10742 K. sayılı ilâmı ile temyiz itirazının rededilerek kesinleştiği belirtilerek taşınmazın (A2) ve (B1) ile gösterilen bölümler açısından yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmemiş olması doğru değil ise de, bu husus, hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasına birinci fıkra olarak “Dava konusu taşınmazın (A2) ile gösterilen bölümü yönünden, orman niteliğiyle adına tapuya tesciline dair verilen karar temyiz edilmeksizin kesinleştiğinden, yine taşınmazın (B1) ile gösterilen bölümü yönünden tespit gibi tescile karar verilmiş olup, bu hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2011/11689 E. - 2011/10742 K. sayılı ilâmı ile temyiz itirazı reddedilerek kesinleştiğinden, bu bölümler hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına” ibaresinin yazılması, hükümde yazılı fıkra sayılarının da buna göre teselsül ettirilmesi ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 13/05/2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.