MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Arazi kadastrosu sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 201 parsel sayılı 43.931,84 m² ve 102 ada 139 parsel sayılı 11.380,02 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ve tarla niteliğiyle davalılar adına tescil edilmiştir.
Davacı vekili, 10.04.2012 havale tarihli dava dilekçesiyle, çekişmeli taşınmazların davalılar tarafından kullanmadığını, zilyetlik süresinin dolmadığını ve taşınmazların yer yer meşe ağaçları ile kaplı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında ..., aslî müdahil olarak davaya katılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, aslî müdahilin davasının reddine, davacı Hazinenin davasının kabulüne ve çekişmeli taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı ... adına orman vasfıyla kayıt ve tescillerine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastrodan önceki hukukî sebeplere dayanılarak 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde yazılı on yıllık hak düşürücü süre içinde açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, 2007 yılında yapılıp 14.03.2008 ilâ 14.04.2008 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen ve 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış orman kadastro çalışmaları bulunmaktadır. Bu çalışmalar sırasında dava konusu parseller orman alanı dışında bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporlarına göre taşınmazların "orman sayılan yerlerden" olduğu anlaşıldığından yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine 13/05/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.