3. Hukuk Dairesi 2012/22541 E. , 2013/1723 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde 12.000 TL tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın Borçlar Kanununun 125.maddesi gereğince reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde; dava konusu dükkan vasfındaki taşınmazın davalı adına kayıtlı iken davalının dükkanı müvekkiline sattığını, satış bedelini aldığını, taraflar arasındaki yakın akrabalık nedeniyle satış işlemine ilişkin olarak herhangi bir sözleşme yapılmadığını, yakın akrabalık nedeniyle tapuda işlem yapılmasının sürekli tehir edildiğini, davalının müvekkilinin güveninin kötüye kullandığını ve müvekkiline haber vermeden davaya konu taşınmazı üçüncü kişiye sattığını, taşınmazın emlak vergilerini bu güne kadar müvekkilinin ödediğini ve taşınmazı müvekkilinin kiraya vermekte olup kirasını almakta olduğunu, sebepsiz zenginleşme kuralları gereğince dava konusu taşınmazın rayiç değeri olan 50.000 TL nin davalıdan tazmini için dava açmak zorunda kaldıklarını belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 12.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde; müvekkilinin dava konusu dükkanı davacıya satmadığını, davacıdan herhangi bir satış bedeli almadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; dava tarihinden önce BK"nun 125.maddesindeki 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, tapulu taşınmazın haricen satışından kaynaklanmaktadır.
Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir (TMK"nun md.706, BK.md.213, Tapu Kanunu md.26 ve Noterlik Kanunu md.60). O nedenle geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler. Ancak, taraflar arasında harici de olsa bir sözleşme olduğundan dava BK.nun 125.maddesine (6098 sayılı BK."nun 146.maddesine) göre 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Ayrıca zamanaşımı borcun muaccel olması ya da ifanın imkansız hale geldiği tarihde başlar.
Mahkemece davanın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle reddedilmiş ise de, 07.06.1939 tarih, 1936/31 Esas ve 1939/47 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre tapulu taşınmazın harici satış sözleşmesine konu edilerek ödenen satış bedelinin, sözleşmenin geçersiz olması nedeniyle geri iadesine ilişkin BK"nun 125. maddesine (6098 sayılı BK.nun 146.maddesine) göre 10 yıllık zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi, satış bedeline ilişkin paranın verildiği tarih değil, sözleşme geçersiz olsa da satıcının rıza ve ihtiyariyle taahhüdünü her zaman yerine getirebileceği gözönüne alınarak bunun ifasını beklemek durumunda bulunan alıcı için ancak davaya konu taşınmazın tapuda ferağ ümidinin ortadan kalktığı veya ifanın imkansız hale geldiği tarihtir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, dava konusu taşınmazın davalı adına kayıtlı iken dava dışı üçüncü kişi ..."e 25.07.2007 tarihinde satıldığı anlaşılmaktadır.
Buna göre; taraflar arasındaki harici satım sözleşmesinin ifasının imkansız hale geldiği tarih dava konusu taşınmazın dava dışı üçüncü kişiye satış tarihi olan 25.07.2007 tarihidir. Somut olayda; dava 16.08.2007 tarihinde açılmıştır.
Mahkemece; taraflar arasındaki harici satım sözleşmesinin ifasının imkansız hale geldiği 25.07.2007 tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde davanın açıldığı gözetilerek, işin esasına girilip, toplanacak deliller doğrultusunda hasıl olacak sonucu göre karar verilmesi gerekirken, yazılı ve yanılgılı gerekçelerle davanın zamanaşımından reddi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.