Esas No: 2018/1246
Karar No: 2019/590
Karar Tarihi: 05.02.2019
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/1246 Esas 2019/590 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
A)Davacı İstemi:
Dava, 18.08.2014 ve 20.01.2015 tarihli dilekçelerininin görmezden gelinerek, 12.02.2015 tarihli yazıları ile SSK kapsamında borçlanma bedeli ödenen 753 günlük ek borçlanmayı Bağ-Kur borçlanmasıyla çakıştığı gerekçesiyle iptal edilip, ödenen 8.602,27 TL. borçlanma bedelinin iade alınmasının istenildiğini belirterek, davacının Bağ-Kur (4/1-b) kapsamında borçlanmak suretiyle ödediği 3.797 prim gününün 03.06.1982 tarihinden itibaren 3.797 gün olacak şekilde intibakı ile bu borçlanmasının 03.06.1982- 23.12.1992 tarihleri arasına mal edilmesi gerektiğinin tespitine, SSK (4/1-a) kapsamında borçlanmak suretiyle ödediği 753 günlük hizmet borçlanmasının iptal edilmeyeceğinin tespitine, 753 günlük borçlanmanın 18.02.1994-20.03.1996 tarihleri arasına maledilmesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
B)Davalı Cevabı:
Davalı Kurum vekili, zamanaşımı, hak düşürücü süre, derdestlik, husumet, görev ve yetki itirazında bulunduklarını, davacının talebi ile ilgili Kurumun yaptığı işlemin doğru olduğunu, herhangi bir eksiklik bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Kararı:
Mahkemece, "Davanın KABULÜ ile,
1-a)Davacı tarafından 4/1-b madde kapsamında borçlanılan 3797 prim gününün 03.06.1982 -23.12.1992 tarihleri arasına mal edilmesi gerektiğinin tespitine,
b)Davacı tarafından 4/1-a madde kapsamında borçlanılan 753 prim günü borçlanamsının geçerli olduğunun ve 18.02.1994 -20.03.1996 tarihleri arasına mal edilmesi gerektiğinin tespitine, " karar verilmiştir.
D) İstinaf Başvurusu :
Davalı Kurum vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Kurum işlemlerinin usul ve yasaya uygun olduğunu, davacının davasının hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olduğunu, davanın reddinin gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
E)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
Bölge Adliye Mahkemesince, “ davacının 03.06.1964 doğumlu olup 18 yaşını 03.06.1982 tarihinde ikmal ettiği,
A) Davacının 23.12.2010 tarihli borçlanma isteminde süre belirtmeden 7200 gün borçlanmak istediği, Kurumun 4/1-(b) bendi (Bağ-Kur) kapsamında düzenlenen tahakkuk cetveliyle davacıya 01.08.1982-30.11.1986 ve 01.12.1987-20.03.1996 tarihleri arasında 4.550 günlük süreyi borçlanma imkanı tanıdığı, davacının 3.797 günlük kısmın karşılığı olan 30.8000,00 TL yi ödediği, Kurumun borç tahakkuk cetveli de gözetilerek 3797 günlük sürenin 01.08.1982-30.11.1986 (1559 gün) ve 01.12.1987-19.02.1994 (2238 gün) tarihleri arasına mal edilmesinin gerektiği,
B) Davacının 30.12.2013 tarihli borçlanma talebinde 19.02.1993 tarihinden itibaren 4/1-(a) bendi kapsamında 1325 günlük ek borçlanma talebinde bulunduğu, Kurumun 08.01.2014 gün ve 426068 sayılı yazı ekinde yer alan borç tahakkuk cetveli ile 18.02.1994-20.03.1996 tarihleri arasındaki 753 günlük süreyi 4/1-(a) bendi kapsamında borçlanma imkanı tanıdığı, 21.03.2014 günü ödendiği, 4/1-(b) kapsamındaki mal etmenin 19.02.1994 tarihinde bitmesi nedeniyle 4/1-(a) bendi kapsamındaki borçlanmanın bu tarihi takip edecek biçimde 20.02.1994 - 23.03.1996 tarihleri arasındaki döneme mal edilmesinin gerektiği,
Anlaşılmakla, mahkemece yukarıda (A) ve (B) paragraflarında açıklanan biçimde karar verilmesi gerekirken mahkemece yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.” gerekçesi ile “ 1-Davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin HMK"nın 353/1-b.3 bendi uyarınca kabulü ile ... 16. İş Mahkemesine ait 11.05.2017 gün ve 2015/697 E. 2017/262 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA, yerine,
2-Davanın KISMEN KABULÜ VE KISMEN REDDİ ile,
A) Davacının 23.12.2010 tarihinde 4/1-(b) bendi kapsamında borçlandığı 3797 prim gününün 01.08.1982-30.11.1986 (1559 gün) ve 01.12.1987-19.02.1994 (2238 gün) tarihleri arasına mal edilmesi gerektiğinin tespitine, fazla istemin reddine,
B) Davacı 30.12.2013 tarihinde 4/1-(a) bendi kapsamında borçlandığı 753 prim gününün 20.02.1994 - 23.03.1996 (753 gün) tarihleri arasına mal edilmesi gerektiğinin tespitine ” şeklinde karar verilmiştir.
F)Temyiz:
Davalı Kurum vekili özetle, istinaf dilekçesindeki aynı gerekçelerle kararı temyiz etmiştir.
Davacı vekili özetle; Kuruma yaptıkları itiraz ile Bölge Adliye mahkemesi" nin kabul etmediği 01/12/1986-30/11/1987 tarihleri arasının da borçlandığı, böylece 03/06/1982- 20/08/1996 arasının da borçlandırıldığı anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararı temyiz etmiştir.
G) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, istinaf kapsam ve nedenlerine göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2– Dosyadaki kayıt ve belgelerden ; 03/06/1964 ( 18 yaş üstü) - Bakanlar Kurulu nun 21/03/1996 tarihli kararı ile vatandaşlıktan çıkmasına izin verilmiş olup vatandaşlıktan çıkma belgesini teslim aldığı 21/08/1996 tarihinde Türk vatandaşlığını kaybettiği, davacının iki ayrı yurt dışı borçlanma talebi bulunduğu, 1. borçlanma talebinde; Davacının 23/12/2010 tarihli borçlanma isteminin Türk vatandaşı olmadığı gerekçesiyle reddedildiği ancak kesinleşen mahkeme kararı ve 05/06/2013 tarihli talebi üzerine borçlanma işlemlerinin tekemmül ettirildiği, 05/06/2013 tarihli dilekçesinde kesinleşen ilama göre yurtdışındaki çalışma ve ev hanımlığı sürelerini borçlanmak istediği, davacının 23/12/2010 tarihli dilekçesi ile yurt dışında geçen hizmetlerini 3201 sayılı Yasa uyarınca borçlanma talebinde bulunduğu, talep dilekçesinde tarih belirtmeksizin 7200 gün borçlanmak istediği, Bağ-Kur kapsamında düzenlenen tahakkuk cetveliyle 01/08/1982-30/11/1986, 01/12/1987-20/03/1996 tarihleri arasında 4.550 günlük süreden 3.797 günlük kısmın karşılığı olan 30.8000,00 TL" yi 29/11/2013 tarihinde ödediği, ödediği sürelerin 29/12/1985- 30/11/1985, 01/12/1986- 07/07/1996, 13/08/1996- 20/08/1996 tarihleri arası toplam 3797 gün 4/1-(b) kapsamında kabul edildiği, davacının bu borçlanma sonrası 06/09/2013- 12/09/2013 tarihleri arasında Türkiye" de 44/1-( a) kapsamında sigortalı olarak çalıştığı, 30/12/2013 tarihinde davalı kuruma başvurarak borçlanması geçerli sayılmayan kurumun 08/01/2014 tarihli kararı ile kabul ettiği sürelerin de tahakkuk cetveline eklenmesi ve yapılan ödemenin bu sürelere de ilişkin sayılmasını talep ettiği, Kurumun 08/01/2014 gün ve 426153 sayılı yazı ekinde sunduğu borç tahakkuk cetvelinde 03/06/1982-31/07/1982 ve 01/12/1986-30/11/1987 ve 21/03/1996-20/08/1996 tarihleri arasındaki 568 günlük süreyi daha 4/1-(b) bendi kapsamında borçlanma imkanı tanıdığı, Davacının 2. borçlanma talebinde; 30/12/2013 tarihli dilekçesi ve 03/01/2014 tarihli "Yurt Dışı Hizmet Borçlanma Talep Dilekçesi" ile 19/02/1993 tarihinden itibaren 4/1-(a) bendi kapsamında 1325 günlük ek borçlanma talebinde bulunduğu, Kurumun 08/01/2014 gün ve 426068 sayılı yazı ekinde yer alan borç tahakkuk cetveli ile 18/02/1994-20/03/1996 tarihleri arasındaki 753 günlük süreyi 4/1-(a) bendi kapsamında 8.602,27 TL karşılığı borçlanma imkanı tanıdığı, davacının 21/03/2014 günü 8.602,27 TL ödediği, Kurumca 12/02/2014 tarihli yazı ile Alman vatandaşı olduğundan talebinin reddedildiği, borçlanma işleminin sehven yapıldığının belirtildiği, Borçlanma işlemlerinin tamamlanmasından sonra davacı vekilinin 12.03.2014 tarihli dilekçesi ile 3.797 günlük ödemenin 03.06.1982-23.12.1992 tarihleri arasına, 4/1-(a) bendi kapsamındaki borçlanma işleminin ise 24.12.1992 tarihinden itibaren maledilmesi gerektiğini savunduğu, Kurumun 18/03/2014 tarihli cevabına göre, Bağ-Kur"a yapılan 3.797 günlük borçlanma döneminin değiştirilip 3.797 günün süre belirtmeyip tüm borçlanmanın bir kısmını ödediğinden ... vatandaşlığına geçmeden önceki sistemdeki en son sigortalılık tarihi olan 20/08/2006 ( sonraki tahakkuk cetveli ile vatandaşlıktan çıktığı süre ile uyumlu olarak 20/08/1996 olarak düzeltildi) tarihinden geriye doğru götürülerek sisteme işlendiği, ödeme yapmadan önce talep etmesi halinde borçlanma döneminin değişebileceği, ancak ödeme yaptığı için talep ettiği tarihlere göre değiştirilemeyeceği, 4/1-(a) bendi kapsamındaki borçlanma tahakkuk cetvelinin 30/12/2013 tarihli müracaatı dikkate alınarak yeniden düzenleneceği ve daha sonra gönderileceğinin bildirildiği, davacı vekilinin bu defa 18/08/2014 tarihli dilekçesi ile sigorta başlangıcının 14/07/1982 olarak tespitini, 4/1-(b) bendi kapsamındaki borçlanmanın 03/06/1982-23/12/1992 tarihleri arasındaki döneme, 4/1-(a) bendi kapsamındaki sürenin ise 24/12/1992 tarihinden itibaren hizmete mal edilmesi ile yaşlılık aylığı tahsis şartlarının tespit edilerek bilgi verilmesini istediği, Kurumun 12/02/2015 tarihli yazısına göre Bağ-Kur"a yapılan 3.797 günlük borçlanmanın 20/08/1996 tarihinden geriye doğru götürülerek hizmete işlendiğinin ve 4/1-(a) bendi kapsamındaki borçlanmanın ise borçlanma talep edilen sürenin daha önceki talebinde değerlendirilmesi nedeniyle sehven düzenlendiği anlaşıldığından iptal edildiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.Davanın yasal dayanağı olan 3201 sayılı Yasa’nın, 17/04/2008 tarih ve 5754 sayılı Yasa’nın 79. maddesi ile değişik “Süre tespiti ve sigortalılığın başlangıcı” başlıklı 5. maddesi ile “Yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin tespitinde, bunu belirten ve istek sahibinin ibraz edeceği ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere gün sayıları esas alınır, bu tespitte 1 yıl 360 gün, 1 ay 30 gün hesaplanır.Sosyal güvenlik kanunlarına tabi hizmetleri olanların, borçlandıkları gün sayısı, prim ödeme gün sayıları ile ilgili hizmetlerine katılır. Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür.Sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan istek sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülen tarihtir.Yurtdışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir” hükmünü içermekte olup; Yasa’nın anılan açık hükmü karşısında, 3201 sayılı Yasa kapsamında yapılan yurtdışı hizmet borçlanmalarında esas alınan yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin, ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere belirlenmesi gerekir.Öte yandan, borçlanma cetvelindeki süreye ait borçlanma bedelinin ihtirazi kayıt konularak ödenmiş olması da sonuca etkili olmayacaktır. Borçlanma bedeli ihtirazi kayıt konularak ödense dahi kısmi ödeme hâlinde 3201 sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru gidilerek mal edilecek tarihler tespit edilecektir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 12/12/2018 gün ve 2018/21-995 Esas ve 2018/1901 Karar sayılı kararı , yine Hukuk Genel Kurulu’nun 12/12/2018 gün ve 2017/21-2657 Esas ve 2018/1898 Karar sayılı kararı ) 06/10/2008 tarih ve 27046 sayılı Yurtdışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin “Borçlandırılan Sürelerin Değerlendirilmesi ve Sigortalılığın Başlangıcı” başlıklı 12 maddesinde ise ;
(1) Başvuru sahibince borçlanmak istenilen süre belirtilmişse belirtilen süre, belirtilmemiş ise ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere borçlanmak istediği gün sayısı esas alınır. Bu tespitte bir yıl 360 gün, bir ay 30 gün olarak hesaplanır.
(2) Yurtdışında hizmet borçlanmasına dair sürelerin 5510 sayılı Kanun kapsamında hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde söz konusu süreler, başvuru sahiplerinin Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa 5510 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.
(3) Türkiye’de sosyal güvenlik kanunlarına tabi hizmetleri olanların borçlandıkları gün sayısı, prim ödeme gün sayıları veya hizmetlerine eklenir.
(4) Aylığa hak kazanmak için 5510 sayılı Kanunun 38 inci maddesinin üçüncü fıkrasında tanımlanan anlamda belli bir sigortalılık süresi şartının yerine getirilip getirilmediğinin tespitinde geçerli olmak üzere;
a) Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür.
b) Türkiye’de sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan başvuru sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten, sigortalı ölmüş ise ölüm tarihinden, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülmek suretiyle tespit edilir. Birden fazla yurtdışı hizmet borçlanması yapılması durumunda da sigortalılık süresi başlangıcı, borcun en son ödendiği tarihten, borçlanılan toplam gün sayısı kadar geriye götürülerek belirlenir.
(5) Sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülkelerdeki hizmetlerini borçlananların, sözleşme yapılan ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınmaz” hükümleri düzenlenmiştir.Somut olayda, davanın yasal dayanağını oluşturan 3201 sayılı Yasa"nın 5. maddesi ve 06/10/2008 tarih ve 27046 sayılı Yurtdışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin 12. maddesi hükümlerine göre borçlanılan sürelerin sigortalının iradesine bırakılamayacağının belirgin olması, borçlanma bedelinin ihtirazi kayıt konularak ödenmiş olmasının dahi sonuca etkili olmaması karşısında Kurum tarafından davacının ilk borçlanmasının kısmi ödeme olması nedeniyle sondan başa gidilerek yapılmasının yerinde olduğu, davacının borçlanmayı geri alma hakkı olup 4/1-(b) maddesi kapsamında yaptığı ilk borçlanmasını iptal ettirerek primlerini geri almadan aynı süre için bu kez 4/1-(a) sigortalılığı nedeniyle borçlanma yapamayacağı, kurum tarafından gerçekleştirilen borçlanma tahakkuk işlemlerinin yasal ve yerinde olup Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
O halde, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun bu yönlerinden kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASI gerekmiştir.H)Sonuç:Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine, 05/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.