20. Hukuk Dairesi 2014/10183 E. , 2015/4181 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Tapuda ve belediye adına paylı olarak kayıtlı olan ve ... mahallesi eski 268 ve 387 parsellerin ifraz ve tevhidinden oluşan 1122 parsel (5908 m2), 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre yapılan uygulama kadastrosu işleminde, 20347 ada 25 parsel sayılı taşınmaz olarak 5907,95 m2 yüzölçümü ile tesbit edilmiş, davacı , 09.01.2013 tarihinde asliye hukuk mahkemesine verdiği dilekçesiyle, taşınmazın 226 m2"lik bölümünün orman sınırları içinde kaldığı iddiasıyla, tapu kaydının iptali ve orman niteliğiyle adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne; (C) harfi ile işaretli 225,48 m2 taşınmaz bölümünün tapusunun iptali ile orman niteliği ile adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen tahdide dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Yörede 1955 yılında yapılan genel arazi kadastrosu, 1941 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1978 ve 1989 yıllarında yapılıp kesinleşen aplikasyon, 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde ve 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman kadastro haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın temyize konu (C) harfi ile gösterilen bölümünün orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 14/05/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.