20. Hukuk Dairesi 2014/10262 E. , 2015/4253 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında ... Köyü 130 ada 23 parsel sayılı 521 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden fındık bahçesi niteliği ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar adlarına tesbit edilmiştir.
Davacı, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece davanın reddine ve dava konusu parselin tesbit gibi tesciline karar verilmiş, davacı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 15/09/2009 tarih ve 2009/10332 – 13302 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; dosyada mevcut Orman Bilirkişi ... tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın % 80-100 eğimli olduğu, üzerinde 30-40 yaşlarında fındık plantasyonları bulunduğu, 1937 yılı hava fotoğrafında fındıklık niteliğinde olduğu, 1960 yılı memleket haritasında ise yeşil renkli yapraklı orman ağacı işaretli bölümde gösterildiği, bu durumun fındık ağaçları ile bazı yapraklı ağaç türlerinin aynı fenolojik (yaprağın ışığı yansıtma özelliği) özelliklere sahip olması nedeniyle yanılgıya dayalı olarak yapılan bir işaretleme olduğu, bu nedenlerle taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu bildirilmiştir. Rapora ekli memleket haritasında ve hava fotoğrafında taşınmazın yeri işaretlenmiş ise de fındık ağaçlarının 40 yaşlarında olması karşısında, 1937 yılı hava fotoğrafındaki koyu renkli görüntünün fındık ağacı olması mümkün görünmemektedir. Ayrıca; eski tarihli resmî belgelerde çekişmeli taşınmazın konumu ile sınırdaki orman parselinin konumu arasında bir fark bulunmadığı gibi aradaki patika yol da ayırıcı unsur olarak kabul edilemez. Bu durumda; bilirkişi raporu taşınmazın niteliğini belirlemekte yeterli değildir ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak karar verilemez.
O halde; mahkemece öncelikle aynı adada itirazlı olduğu tespit edilen tüm parselleri gösterir kadastro paftasının bir sureti getirtilerek, bu parsellerin dosyaları tespit edilmeli, keşifleri yapılmamış ise bu dosyaların keşifleri birlikte yapılmalı; eğer keşifleri yapılmış ise bu dosyalara ait bilirkişi raporlarının birer suretinin bu dosya içine konmalı ve eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen .... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, .... 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın reddi ile dava konusu taşınmazın payları oraanında davalılar adına tescilşne karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda, çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının ...ne yükletilmesine 14/05/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.