21. Hukuk Dairesi 2018/3381 E. , 2019/595 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ: Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
A)Davacı İstemi:
Dava, davacının yurtdışı borçlanma günlerinin borçlanma talep tarihinden geriye gidilerek mal edilmesi işleminin iptal edilip 01.08.1984 tarihinden ileriye doğru mal edilerek yaşlılık aylığının yeniden hesaplanarak bağlanması istemine ilişkindir.
B) Davalı Cevabı:
Davalı Kurum vekili, davacının kısmi ödeme yaptığı ve kurum işleminin hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesi talep olunmuştur.
C)İlk Derece Mahkemesi Kararı:
Mahkemece, “ 3201 sayılı Yasanın 5/1.maddesine göre Kurumca yapılan tahakkuk işleminin yerinde olduğu, ayrıca Kurumca düzenlenen borçlanma cetvelindeki süreye ait borçlanma bedelinin davacı tarafça herhangi bir ihtirazi kayıt konulmadan ödendiği hususu göz önüne alınmış ve tüm bu nedenlerle davanın reddine” karar verilmiştir.
D) İstinaf Başvurusu :
Davacı vekilince; davacının borçlanmak istediği tarih aralıklarını talep dilekçesinde belirttiği, ilgili Yönetmeliğin 12. maddesine göre bu talebin dikkate alınması gerektiği, Kurumun tahakkuk cetveli ile mal etme arasında çelişki yarattığını, kısmi borçlanma halinde lehe uygulama yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
E)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
Bölge Adliye Mahkemesince,“ davacının, borçlanmak istediği süreyi, borçlanma talep dilekçesinde, 3201 sayılı Kanun"un 4 ve 5"inci maddeleri ile Yönetmelik"in 12"nci maddesine uygun biçimde açıkça 15.11.1983-15.11.2014 tarihleri arasında Almanya"da geçen çalışma, boşta geçen süre ve ev kadınlığı süresi olarak belirttiği, Kurumun da borçlanma isteğine uygun biçimde 15.11.1983-19.05.2000 ve 16.04.2001-15.11.2004 tarihleri arasında geçen 7235 günlük süreyi 4/1-(a) bendi kapsamında borçlanma imkanı tanıdığı, davacının borçlanma bedelini kısmen 5000 gün (13 yıl 10 ay 20 gün) karşılığı ödeyerek aylık talebinde bulunduğu, Kurumun yurt dışında geçen süreyi mal ederek aylık miktarını belirlerken "sigortalı yararına yorum ilkesi" gereğince bu süreyi sigortalının talebine (veya tahakkuk cetvelindeki sürelere) dikkat ederek borçlanma başlangıç tarihinden ileriye doğru (15.11.1983-05.10.1997) hizmete mal etmesi gerekirken kendi düzenlediği tahakkuk cetveline dahi dikkate almadan, kısmi ödeme karşılığı gün sayısını tahakkuk cetvelinde yer alan son tarihten geriye doğru mal etmesi usul ve yasaya aykırıdır. ” gerekçesiyle;
“1-Davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b.2 bendi uyarınca KABULÜ"NE,
2-... 27. İş Mahkemesine ait 03.10.2017 gün ve 2017/75 E. 2017/344 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA, yerine,
3-Davanın KABULÜ ile davacının yurt dışı borçlanmasına konu 5000 günlük sürenin 15.11.1983-05.10.1997 tarihleri arasına mal edilmesi gerektiğinin tespitine,
4-Düzeltilen bu mal etme işlemine göre aylık bağlamaya esas yıllık kazanç dönemlerinin yeniden tespiti ile bağlanmış olan yaşlılık aylığının buna göre başlangıç tarihinden itibaren yeniden hesaplanması gerektiğinin tespitine,” şeklinde karar verilmiştir.
F)Temyiz:
Davalı Kurum vekili, kurum işleminin yasal mevzuata uygun olduğu, davacının borçlanma bedelini öderken herhangi bir ihtirazi kaydının bulunmadığı gerekçeleriyle kararı temyiz etti.
G) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 19.01.1965 doğumlu ve kadın olan davacının 15.11.1983 tarihinden itibaren ..."da ikamet ettiği, 05.11.2011-19.11.2011 tarihleri arasında Türkiye"de 4/1-(a) bendi kapsamında 15 günlük hizmetinin bulunduğu, 01.08.1984-31.12.2010 tarihleri arasında ..."da sigortalı olduğu, 28.02.2012 günü sunduğu borçlanma talep dilekçesi ile 15.11.1983-15.11.2014 tarihleri arasında ..."da geçen çalışma, boşta geçen süre ve ev kadınlığı süresini 4/1-(a) bendi kapsamında borçlanmak istediği, Kurumun 18.04.2012 günlü yazı ekinde tebliğ ettiği tahakkuk cetveli ile davacının 30.05.2000-16.04.2001 tarihleri arasında izinle Türk vatandaşlığından ayrıldığını da gözeterek 15.11.1983-19.05.2000 ve 16.04.2001-15.11.2004 tarihleri arasında geçen 7235 günlük süreyi 4/1-(a) bendi kapsamında borçlanma imkanı tanıdığı, davacının borçlanma süresinin 5000 günlük kısmına isabet eden tutarı süresinde Kuruma ödeyerek 19.06.2012 tarihinde aylık talebinde bulunması üzerine 01.08.2012 tarihli Kurum işlemi ile aylık bağlama istemini reddettiği, davacının 09.10.2013 tarihinde Kurumun aylık istemini reddetme gerekçesi yaptığı sigorta başlangıcının doğru olarak tespiti amacıyla ... 16. İş Mahkemesinin 2013/1260 Esas sırasında dava açtığı ancak 6552 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak istemesi üzerine 25.03.2015 günü davanın feragat nedeniyle reddedildiği, 22.10.2015 onay tarihli karar ile 01.07.2014 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı ancak daha sonra 10.11.2015 tarihli düzeltme kararı ile aylık başlangıcının 01.07.2012 olarak düzeltildiği, davacının 02.01.2017 tarihinde yaşlılık aylığı bağlanmasından sonra mal etme işleminin hatalı olduğunu belirterek Kurum işleminin ve aylık miktarının düzeltilmesini talep ettiği, ancak kurumun 20.01.2017 tarihli cevabı ile davacının isteğini reddettiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 3201 sayılı Yasa’nın, 17/04/2008 tarih ve 5754 sayılı Yasa’nın 79. maddesi ile değişik “Süre tespiti ve sigortalılığın başlangıcı” başlıklı 5. maddesi ile “Yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin tespitinde, bunu belirten ve istek sahibinin ibraz edeceği ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere gün sayıları esas alınır, bu tespitte 1 yıl 360 gün, 1 ay 30 gün hesaplanır.Sosyal güvenlik kanunlarına tabi hizmetleri olanların, borçlandıkları gün sayısı, prim ödeme gün sayıları ile ilgili hizmetlerine katılır. Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür. Sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan istek sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülen tarihtir.Yurtdışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir” hükmünü içermekte olup; Yasa’nın anılan açık hükmü karşısında, 3201 sayılı Yasa kapsamında yapılan yurtdışı hizmet borçlanmalarında esas alınan yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin, ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere belirlenmesi gerekir.Öte yandan, borçlanma cetvelindeki süreye ait borçlanma bedelinin ihtirazi kayıt konularak ödenmiş olması da sonuca etkili olmayacaktır. Borçlanma bedeli ihtirazi kayıt konularak ödense dahi kısmi ödeme hâlinde 3201 sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru gidilerek mal edilecek tarihler tespit edilecektir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 12/12/2018 gün ve 2018/21-995 Esas ve 2018/1901 Karar sayılı kararı ) 06/10/2008 tarih ve 27046 sayılı Yurtdışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin “Borçlandırılan Sürelerin Değerlendirilmesi ve Sigortalılığın Başlangıcı” başlıklı 12 maddesinde ise ;
(1) Başvuru sahibince borçlanmak istenilen süre belirtilmişse belirtilen süre, belirtilmemiş ise ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere borçlanmak istediği gün sayısı esas alınır. Bu tespitte bir yıl 360 gün, bir ay 30 gün olarak hesaplanır.
(2) Yurtdışında hizmet borçlanmasına dair sürelerin 5510 sayılı Kanun kapsamında hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde söz konusu süreler, başvuru sahiplerinin Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa 5510 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.
(3) Türkiye’de sosyal güvenlik kanunlarına tabi hizmetleri olanların borçlandıkları gün sayısı, prim ödeme gün sayıları veya hizmetlerine eklenir.
(4) Aylığa hak kazanmak için 5510 sayılı Kanunun 38 inci maddesinin üçüncü fıkrasında tanımlanan anlamda belli bir sigortalılık süresi şartının yerine getirilip getirilmediğinin tespitinde geçerli olmak üzere;
a) Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür.
b) Türkiye’de sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan başvuru sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten, sigortalı ölmüş ise ölüm tarihinden, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülmek suretiyle tespit edilir. Birden fazla yurtdışı hizmet borçlanması yapılması durumunda da sigortalılık süresi başlangıcı, borcun en son ödendiği tarihten, borçlanılan toplam gün sayısı kadar geriye götürülerek belirlenir.
(5) Sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülkelerdeki hizmetlerini borçlananların, sözleşme yapılan ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınmaz” hükümleri düzenlenmiştir.Somut olayda, davanın yasal dayanağını oluşturan 3201 sayılı Yasa"nın 5. maddesi ve 06/10/2008 tarih ve 27046 sayılı Yurtdışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin 12. maddesi hükümlerine göre borçlanılan sürelerin sigortalının iradesine bırakılamayacağının belirgin olması, borçlanma bedelinin ihtirazi kayıt konularak ödenmiş olmasının dahi sonuca etkili olmaması karşısında Kurum tarafından gerçekleştirilen borçlanma tahakkuk işlemi yasal ve yerinde olup Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.O halde, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekirken, istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek kararda belirtildiği şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASI gerekmiştir.
H)Sonuç:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/2. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 05/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.