Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/4880
Karar No: 2022/4120
Karar Tarihi: 30.05.2022

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/4880 Esas 2022/4120 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2022/4880 E.  ,  2022/4120 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
    SAYISI : 2020/451 E., 2021/856 K.
    SUÇ : Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
    HÜKÜM : Mahkûmiyet
    TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması
    İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kurulan hükmün; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

    I. HUKUKÎ SÜREÇ
    1. Gaziantep 11. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.09.2015 tarihli ve 2015/229 Esas, 2015/462 Karar sayılı kararıyla, sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan açılan kamu davasında eylemin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 81 inci maddesinin birinci fıkrası ve 35 inci maddesinin ikinci fıkrası gereği kasten öldürmeye teşebbüs suçuna dönüşme ihtimaline binaen delillerin takdir ve değerlendirmesinin yüksek dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle 5235 sayılı Kanun’un 11 inci ve 12 nci maddeleri ile 5271 sayılı Kanun'un 3 üncü ve 4 üncü maddeleri uyarınca görevsizlik kararı verilmiştir.

    2. Gaziantep 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.01.2019 tarihli ve 2015/489 Esas, 2019/48 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ve aynı maddenin son cümlesi, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 58 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 9 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.

    3. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 15.12.2021 tarihli ve 2020/451 Esas, 2021/856 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ve aynı maddenin son cümlesi, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mahsuba karar verilmiştir.

    II. TEMYİZ SEBEPLERİ
    Sanık müdafiinin temyiz sebepleri;
    1. Sanık hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği haksız tahrik hükmünün uygulanması gerektiğine,
    2. Sanık hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrası gereği takdiri indirim nedeninin uygulanması gerektiğine,
    İlişkindir.

    III. OLAY VE OLGULAR
    Temyizin kapsamına göre;
    A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
    1. Katılan ile sanığın parkta karşılaştıkları, katılanın sanığa hitaben ''Ne var biz de çekirdek alabiliriz.'' dediği, bunun üzerine sanığın, tanık ...'ın beyanına göre katılana küfür ettiği, katılanın elleriyle sanığın ensesinden tutup kafa atarak yaraladığı, kavga sırasında sanığın da üzerinde taşıdığı bıçağı çıkararak katılanın göğüs kısmına bir kez sapladığı, katılanın geriye doğru çekildiği, sanığın da kaçarak olay yerinden ayrıldığı belirlenmiştir. Sanığın eylemi neticesinde katılanın, göğüs sol tarafta 2 cm'.lik kesiye bağlı minimal pnömotoraks nedeniyle hayati tehlike geçirdiği belirlenmiştir. Taraflar arasında önceye dayalı öldürmeyi gerektirir bir husumetin bulunmadığı, sanığın kavga ortamında ani gelişen bir kast ile hareket ederek eylemi gerçekleştirdiği, katılanın bıçaklandıktan sonra geriye doğru çekilmesi üzerine sanığın eylemine kendiliğinden son vererek olay yerinden kaçarak uzaklaştığı dikkate alınarak sanığın kastının yaralama suçuna yönelik olduğu kabul edilerek buna göre uygulama yapıldığı tespit edilmiştir.
    2. Sanık üzerine atılı suçlamayı ikrar etmiştir.
    3. Sanığın eylemi neticesinde katılanda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak Gaziantep Dr. Ersin Arslan Devlet Hastanesi tarafından tanzim olunan, 07.01.2015 tarihli kesin adlî muayene raporu dava dosyasında bulunmaktadır.
    4. Katılan beyanı ile uyumlu tanık H.P.'nin beyanı dava dosyasında mevcuttur.
    5. Sanığın güncel adlî sicil kaydı dava dosyasında mevcuttur.
    B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
    Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi tarafından kabul edilen olay ve olgularda bir isabetsizlik bulunmadığı ancak; sanık hakkında kurulan hükümde, cezanın belirlenmesinde hata yapıldığı, şöyle ki 5237 sayılı Kanun'un 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ile aynı maddenin son cümlesinin uygulanması esnasında cezanın iki kart arttırılmasının, yine alt sınırdan uzaklaşılmayı gerektirir bir neden bulunmadığı hâlde temel cezanın teşdiden belirlenmesinin, yine sanık hakkında tekerrür uygulamasına esas alınan Gaziantep 18. Asliye Ceza mahkemesinin, 19.04.2012 tarihli ve 2012/50 Esas, 2012/257 Karar sayılı ilâmın uzlaşma nedeni ile düşürüldüğünün anlaşılması sebebi ile sanık hakkında tekerrür uygulamasının da hatalı olduğu belirlenerek hükmün yeniden kurulduğu belirlenmiştir.

    IV. GEREKÇE
    A. Haksız Tahrike İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden
    1. Haksız tahrik kurumunun, 5237 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesinin birinci fıkrasında;
    “Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine on sekiz yıldan yirmi dört yıla ve müebbet hapis cezası yerine on iki yıldan on sekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.”
    Şeklindeki düzenleme ile ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır.
    2. Bu durumda haksız tahrik, kişinin haksız bir fiilin kendisinde meydana getirdiği hiddet ya da şiddetli elemin etkisi altında suç işlemesi durumunda kusur yeteneğindeki azalmayı ifade eder. Bu hâlde fail, suç işleme yönünde önceden bir karar vermeden, dışarıdan gelen etkinin ruhsal yapısı üzerinde meydana getirdiği karışıklığın neticesi olarak bir suç işlemeye yönelmektedir. Bu yönüyle haksız tahrik, kusurun irade unsuru üzerinde etkili olan nedenlerden biridir. Başka bir anlatımla, haksız tahrik hâlinde failin iradesi üzerinde zayıflama meydana gelmekte, böylece haksız fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altındaki kişinin suç işlemekten kendisini alıkoyma yeteneği önemli ölçüde azalmaktadır.
    3. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış kararları (Örn: Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 21.12.2021 tarihli ve 2021/1-262 Esas, 2021/660 Karar sayılı kararı; 09.12.2021 tarihli ve 2020/1-266 Esas, 2021/621 Karar sayılı kararı; 24.09.2020 tarihli ve 2020/1-5 Esas, 2020/376 Karar sayılı kararı; 17.10.2019 tarihli ve 2019/1-20 Esas, 2019/607 Karar sayılı kararı; 20.03.2018 tarihli ve 2016/1-625 Esas, 2018/109 Karar sayılı kararı) ile öğretide de kabul gören görüşler incelendiğinde, doğrultusunda haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi için;
    a) Tahriki oluşturan haksız bir fiil bulunmalı,
    b) Fail öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalmalı,
    c) Failin işlediği suç bu ruhsal durumunun tepkisi olmalı,
    d) Haksız tahrik teşkil eden eylem mağdurdan sâdır olmalıdır.
    4. 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Kanun’da, 765 sayılı Türk Ceza Kanununda yer verilen “ağır – hafif tahrik” ayırımına son verilerek tahriki oluşturan eylem, somut olayın özelliklerine göre hâkim tarafından değerlendirilip sanığın iradesine etkisi göz önünde bulundurulmak suretiyle maddede gösterilen iki sınır (¼ - ¾) arasında belirlenen oranda cezadan makul bir indirim yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
    5. Haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi açısından, failin suçu ilk haksız fiilin doğurduğu öfke veya şiddetli elemin etkisiyle işleyip işlemediğinin belirlenmesi önemlidir. Mağdurdan gelen haksız hareketin psikolojik etkisinin devam ettiğinin kabulünde zorunluluk bulunan hâllerde, haksız tahrik hükmünün uygulanması gerekmektedir.
    6. Bu bilgilerle somut olay değerlendirildiğinde, katılan beyanı ile uyumlu tanık H.P.'nin soruşturma aşamasında kolluk merciince suç tarihinde tespit olunan ve kovuşturmanın her aşamasında da tekrar edilen 10.10.2014 tarihli beyanı dikkate alındığında, katılanın; "Ne var biz de çekirdek alabiliriz." şeklinde sarf ettiği cümle üzerine sanığın, katılana hakaret ettiği, gerek İlk Derece Mahkemesince gerekse Bölge Adliye Mahkemesince mezkûr suça yönelik yargılama ve istinaf incelemesi neticesinde sanığın, neticeten 3 ay 15 gün hapis cezası ile mahkûmiyetine karar verildiği, katılanın ise hakkında hakaret suçundan açılan kamu davasından 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi gereği beraatine karar verildiği, keza katılan hakkında sanığa karşı neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde katılanın eylemini, sanığın kendisine küfür etmek suretiyle gerçekleştirdiği haksız hareketin neden olduğu hiddet ya da şiddetli elemin etkisi altında işlediğinin tespiti ile katılan hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği (1/4) oranında haksız tahrik indirimi uygulandığı, bu hâli ile katılandan sanığa yöneltilmiş, 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası kapsamında haksız tahrik teşkil edebilecek herhangi bir söz ya da eylemin bulunmadığı belirlenmekle, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
    B. Takdiri İndirim Sebebine İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden
    Sanığın güncel adlî sicil kaydının incelenmesi neticesinde, tekerrüre esas teşkil etmeyen mahkûmiyetlerinin bulunduğu, bunun 5237 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin ikinci fıkrasında takdiri indirim nedeni olarak göz önünde tutulması gereken "sanığın geçmişi" kriterine esas teşkil ettiği, nitekim Bölge Adliye Mahkemesince kurulan hükümde bu hususun değerlendirildiği ve "Sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri ... olumsuz olarak değerlendirildiğinden" şeklindeki gerekçe ile sanık hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrası gereği takdiri indirim nedeni uygulanmasına yer olmadığına karar verildiği, kararın, yerinde, yeterli ve kanunî bir gerekçeye dayandırıldığı tespit edilmekle, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
    V. KARAR
    Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 15.12.2021 tarihli ve 2020/451 Esas, 2021/856 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden, 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
    Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Gaziantep 6. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.05.2022 tarihinde karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi