(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/45847 E. , 2020/8951 K.
"İçtihat Metni"BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ: ... 15. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen karar, süresi içinde duruşmalı olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 369. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin 09.09.2003-11.08.2009 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde “geri kazanma” adıyla anılan bölümünde işçi olarak çalıştığını, kayden davalının alt işvereni olarak faaliyet gösteren dava dışı ... ve Danışmanlık A.Ş."nin çalışanı olduğunu, ancak davacının yaptığı işin asıl işin bir parçası olmasına karşın, davalı işveren tarafından muvazaalı biçimde alt işveren işçisi olarak çalıştırıldığını, davalı işverenin asıl işçilerinin müvekkile benzer işi yaptıkları halde çok daha yüksek ücret aldıklarını, alt işverene devredilen işin İş Kanunu md. 2/6 çerçevesinde işletmenin ve işin gereği olduğu söylenemeyeceği gibi teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirdiğinin de iddia edilemeyeceğini, davalı şirketin işçilerin kendilerinden daha yüksek ücret aldıklarını, ikramiye-prim ve sosyal yardımlardan da yararlanmadıklarını, asıl işveren-alt işveren ilişkisi muvazaalı olduğundan davacının işe giriş tarihinden itibaren asıl işveren işçisi sayılması gerektiğini ileri sürerek eşit işlem borcuna aykırılıktan doğan 1.000,00 TL tutarındaki ücret farkı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının, dava dışı alt işveren şirketin işçisi olduğunu, davalı şirket ile alt işveren dava dışı ... Danışmanlık A.Ş. arasında hizmet alım sözleşmesi bulunduğunu, bu ilişkinin yasaya uygun olarak kurulduğunu, muvaaza iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının geri dönüşüm işinin asıl işin bir parçası olmadığını, davalı şirketin hiçbir elemanının da alt işverenin geri dönüşüm işine katılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkmesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bend dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde, asıl işveren-alt işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı olması sebebiyle, davacıya ödenmesi gereken aylık ücret miktarının davalı bünyesinde çalışan emsal işçiye ödenen miktar olması gerektiği ve davalının kendi işçilerine sağladığı haklardan davacının da yararlanması gerektiği ileri sürülmektedir.
Dosya kapsamına göre, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığı sabittir. Bu halde, uyuşmazlığa konu çalışma süresinde, davalı bünyesinde davacının emsali konumunda çalışan işçinin bulunması halinde, emsal işçiye ödenen aylık ücret miktarının, davacıya da ödenmesi gerektiği açıktır. Ne var ki, somut olayda, davacı, davalıya ait iş yerinde geri kazandırma bölümünde çalışmıştır. Uyuşmazlığa konu çalışma süresinde, geri kazandırma bölümünde davalı bünyesinde çalışan işçi bulunmadığı, iş yerinde, davalı bünyesinde istihdam edilen işçilerin üretim bölümünde çalışmakta olduğu belirtilmektedir. Üretim bölümünde çalışan işçiler ise, davacının emsali konumunda değildir. Esasen bu hususlar mahkemenin de kabulündedir.Mahkemece, davacının iş sözleşmesinin feshinden sonraki tarihte, geri kazandırma bölümünde alt işveren vasıtasıyla işin yürütülmesine son verildiği, bu bölümde davalının kendi bünyesinde işçi çalıştırmaya başladığı nazara alınarak, fesihten sonra davalı bünyesinde geri kazandırma bölümünde istihdam edilen işçilerin emsal işçi olduğu kabul edilmiş ise de, söz konusu işçilerin hangi tarihte istihdam edildiklerinin araştırılmadığı anlaşılmaktadır. İşçilerin, davacının iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten sonra istihdam edilmeye başlanmış olmaları halinde emsal işçi olarak kabul edilemeyeceklerinden, davacının çalıştığı dönemde davalı bünyesinde çalışan emsal işçi bulunmadığı kabul edilerek, davacının fark aylık ücret talebinin reddine karar verilmesi gerekecektir. Bu husus araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
3-Uyuşmazlığa konu dönemde, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olması ve davalı işverenin eşit davranma yükümlülüğünün bulunması karşısında, davalının kendi bünyesinde istihdam ettiği çalışanlarına sağladığı, ikramiye, yakacak yardımı, bayram yardımı, çocuk yardımı gibi sosyal haklardan davacının da yararlanması gerektiği kabul edilmelidir. Bu doğrultuda, davacıya ödenmesi gerekli sosyal hakların miktarı hesaplanmalı, hesaplamalarda esas alınması gereken aylık ücret miktarı ise davacıya fiilen ödenen miktar olmalıdır. Çocuk yardımı ödemesi bakımından, davacının aile nüfus kaydı dosya kapsamına alınarak, çocuğunun olup olmadığı varsa sayısı tespit edilmeli ve neticeye göre sonuca gidilmelidir. Gece primi ödemesine ilişkin olarak ise söz konusu ödemenin mahiyeti ve hangi şartlar çerçevesinde yapıldığı hususları hakkında dosya içeriğinde bilgi ve belge bulunmamaktadır. Anılan sebeple, bahsi geçen hususlar araştırılmalı ve davacının bu ödemelere hak kazanıp kazanmadığı, hak kazanmışsa miktarı yeniden değerlendirilmelidir.Yukarıda yazılı sebeplerden, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.07.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.