12. Ceza Dairesi 2019/2162 E. , 2021/1209 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davacının tazminat talebinin kısmen kabülü ile 19.324,68 TL maddi, 35.000,00 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Gerekçeli karar başlığında, ""Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat"" olan dava türünün ""Kanun dışı yakalanan veya tutuklanan kişilere tazminat verilmesi"" olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak görülmüştür.
Tazminat talebinin dayanağı olan Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/248 Esas – 2015/361 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal Etme 20.08.2013-17.06.2015 tarihleri arasında 666 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 25.11.2015 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK"nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sırasında UYAP ortamından yapılan sorgulama sonucunda davacının tutuklu kaldığı günlerin başka mahkumiyetlerinden mahsup edildiğine dair belgeye rastlanmadığından tebliğnamedeki 1 numaralı bozma öneren düşünceye, nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp değerlendirildiğinde, hükmedilen manevi tazminatın hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olduğu anlaşıldığından, tebliğnamedeki hükmolunan manevi tazminat miktarının fazla olduğuna ilişkin tebliğnamedeki 2 numaralı bozma öneren düşünceye, davalı vekiline 11.02.2016 tarihinde dava dilekçesinin tebliğ edildiğii davalının da 24.02.2016 havale tarihli dilekçesi ile dava dilekçesine cevap verdiği anlaşıldığından tebliğnamedeki 3 numaralı bozma işteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Davacının 150.000,00 TL maddi, 200.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 19.324,68 TL maddi, 35.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmiş olup,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin, davanın reddi gerektiğine, hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğuna, davacı lehine maktu vekalet ücreti ödenmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Davacının tutuklu kaldığı döneme ilişkin olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarı üzerinden hesaplama yapılarak 19.205,22 TL’nin maddi tazminat olarak davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, brüt asgari ücret miktarı üzerinden hatalı bilirkişi raporu hükme esas alınarak maddi tazminatın fazla tayini,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden maddi tazminat miktarının 19.205,22 TL"ye indirilmesi ve buna göre değişen toplam tazminat miktarı dikkate alınarak vekalet ücreti miktarının da 6.312,57 TL"ye indirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün isteme aykırı olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 08.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.