22. Hukuk Dairesi 2016/1085 E. , 2016/4372 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai, ücret alacağı, yıllık izin, ikramiye, ulusal bayram ve genel tatil ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı ... avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının, davalı şirkete ait işyerlerinde 01.04.1995-31.05.2010 tarihleri arasında muhasebe müdürü olarak çalıştığını, en son ücretinin aylık net 2.950,00 TL olduğunu, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini, alacak ve tazminatlarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, ücret alacağı, ikramiye alacağı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, sair ücret alacakları ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalılar vekili, davalı ..."ın, davalı şirketinin ortağı olduğunu, sorumlusu olmadığını, pasif husumet yönünden sorumlu olmadığını, davanın bu davalı yönünden husumetten reddi gerektiğini, davacının 01.04.1995 tarihinde işe başladığını, bu çalışmasının 01.11.2001 tarihine kadar devam ettiğini, emekli olması sebebiyle tazminatlarını aldığını ve müvekkili firmayı ibra ettiğini, 01.11.2001 tarihinden sonra sosyal güvenlik destek primi ödenerek çalışmaya başladığını, muhasebe bürosu açacağını beyan etmesi üzere bu çalışmasına son verildiğini, tüm haklarının ödendiğini, alacakların zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, dosya içeriği ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı kanuni süresi içinde davalı ... vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı ..."nin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli olup olmadığı, yapılan alacak hesaplamalarının doğru olup olmadığı konularında uyuşmazlık bulunmaktadır.
3-Davacıya, işverence kıdem tazminatı karşılığı olarak ödendiği belirtilen tutarların, toplam alacaktan düşüldüğü belirtilerek 36.516,80 TL kıdem tazminatı alacağı olduğu kabul edilmiş ise de, belirlenen kıdem tazminatından, makbuz ve banka kayıtları ile ödendiği ispat edilen 26.488,55 TL mahsup edilerek, kalan tutarın kıdem tazminatı alacağı olduğunun kabulü gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
4-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda 21.934,15 TL olarak belirlenen kıdem tazminatı alacağı miktarı fesih tarihinden hesap tarihine kadar faiz işletilerek 36.516,80 TL olarak bulunmuştur. Mahkemece, fesih tarihinden hesap tarihine kadar faiz işletilerek bulunan tutara yeniden fesih tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilerek mükerrer ödemeye neden olacak şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
5-Davalı tarafından kıdem tazminatı ödemesi olarak davacıya yapılan ödemeler, ödeme tarihlerinden itibaren fesih tarihine kadar işleyecek faizleri ile birlikte tesbit edilerek, toplam alacaktan mahsubu gerekirken, ödenen tutarlara faiz yürütülmeden mahsup yapılması yanlış olmuştur.
6-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, işverence makbuz sunulan ve sunulmayan tüm ödemeler düşülerek ve sadece makbuz sunulan ödemeler düşülerek iki ayrı hesap yapılmıştır, Mahkemece, bu hesaplamalardan hangisine itibar edildiği gerekçede açıklanmayarak, Anayasanın 141. maddesine ve 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu"nun 297/2. maddesine muhalefet edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.02.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.