20. Hukuk Dairesi 2015/6248 E. , 2015/4602 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... 07.07.2010 tarihli dava dilekçesinde; ... köyünde 6831 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastrosu ve 2/B uygulamalarının 29/12/ 2008 tarihinde ilân edilerek kesinleştiğini, bu yerde 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunla eklenen Ek 4. madde gereğince yapılan çalışmaların 07/06/2010 tarihinde ilân edildiğini, çekişmeli 1304 parselin askı ilân cetvelinde isim hanesi boş bırakılarak ilâna çıktığını, 1975 yılında yapılan tapulama çalışmalarına ait ilân cetvelinde ise, ... oğlu ... adına tespit gördüğünü, oysa bu yerin eylemli orman olduğunu ileri sürerek, tespitin iptali ile eylemli orman niteliğinde adına tescili istemiyle kadastro mahkemesinde dava açmıştır. Kadastro mahkemesince, ... Kadastro Müdürlüğünden gelen 11/05/2011 tarihli cevabî yazıda bu yere ilişkin kadastro tespit tutanağı düzenlenmediği, kesinleşen arazi kadastrosundan sonra yapılan ve yeri 2/B sınırları içine alarak kesinleşen orman kadastrosunun bulunduğu, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesine göre adına orman sınırı dışına çıkarılan saha içinde kalan yerin yargı kararı ile iptal edilmeden tescillerinin idari yoldan re"sen iptali mümkün olmadığından, genelge gereği tapu kütük sayfasının düşünceler kısmına belirtme yapılarak yetinildiği, bu bakımdan tutanağı düzenlenmeyen taşınmazlara ilişkin davalara bakma görevinin, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26/4 maddesi hükmünce kadastro mahkemesine ait olmayıp, bu tür uyuşmazlıklara bakmak görevi genel mahkemelere ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, karar Yargıtay 20. Hukuk Dairesince onanmış, dava dosyası sulh hukuk mahkemesine aktarılmıştır.
Sulh hukuk mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar dava konusu taşınmazın tapu kütüğünde, taşınmazın tapuya kayıt ve tescilini sağlayan dayanak belgelere rastlanılamamış ise de; dava konusu taşınmazın, tapuya tescil edilmiş olması ve malik hanesinde "davalıdır" şerhinin işlenmiş olması karşısında, dava konusu taşınmaz hakkında kadastro tutanağının düzenlenmiş olduğunun yahut kadastro müdürlüğünce malik hanesinin doldurulmasının sağlanması amacıyla kadastro tutanak ve eklerinin kadastro mahkemesine devredilmiş olduğunun kabulünün gerekeceği, taşınmaza ait kadastro tutanağına ulaşılamaması nedeniyle, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/2 maddesi kapsamında yapılmış usûlüne uygun bir tescil işleminin bulunmadığı gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine ve dosyanın yetkili ve görevli ... Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına göre, dava konusu ... köyü 1304 parsel sayılı taşınmazın, yörede 1974 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında, tespitine itiraz edildiği için, malik hanesinin açık kaldığı, yapılan aramalara rağmen kadastro tutanağının ve dava dosyasının bulunamadığı anlaşılmış, dava kadastro mahkemesinde açılmasına rağmen, mahkemenin
görevsizlik kararı, dava konusu taşınmazın davalılar adına tapuda kayıtlı olduğu yanılgısı içinde, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2012/833-554 sayılı kararı ile onanmıştır. Hukuk Muhakemeleri Kanunun 23/2 maddesi, “...kanun yolu incelemesi sonucunda kesinleşen göreve veya yetkiye ilişkin kararlar, davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar.” hükmünü içermekte ise de; Dairenin görevsizliğe ilişkin onama kararı maddi yanılgıya dayalıdır. 3402 sayılı Kanunun 26/4 maddesi hükmüne göre “kadastro mahkemesinin yetkisi (görevi) her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği günde başlar.” Yine aynı Kanunun 27/1 maddesine göre “Mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmazlara ilişkin davalar hakkında o taşınmaz için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar mahkemesine re"sen devrolunur.” hükümleri getirilmiştir. Davanın açıldığı tarihte taşınmazın tutanağı davalı olduğu anlaşıldığından, davaya bakma görevi kadastro mahkemesine aittir. Görev kamu düzenine ilişkin olup, temyiz edenlerin sıfatına bakılmaksızın yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerektiğinden, davacı ... temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 25/05/2015 günü oy birliği ile karar verildi.