20. Hukuk Dairesi 2015/3946 E. , 2015/4621 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
1998 yılında yapılan tesis kadastrosu sırasında ... köyü 101 ada 822 parsel sayılı 9.037,99 m2 yüzölçümündeki taşınmaz senetsiz ve belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle zeytinli tarla niteliği ile ... adına tesbit ve tescil edilmiştir. Beyanlar hanesine "...." lehine 4.537 m2 alanda daimi irtifak hakkı" şerhi konulmuştur.
2011 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sırasında ... köyü çalışma alanında ve ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 101 ada 822 parsel sayılı 9.037,99 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 101 ada 822 parsel numarasıyla 9.144,99 m2 yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.
Davacı ... .... askı süresi içinde 101 ada 822 parsel sayılı taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu halde 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sırasında davalı adına tespit edildiğini belirterek anılan tespitin ve tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile adına tescil istemiyle kadastro mahkemesinde dava açmıştır. Mahkemece, mülkiyete ilişkin iddialarda asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir. Asliye hukuk mahkemesinde yapılan yargılama üzerine 101 ada 822 sayılı parselin tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil, orman kadastrosuna ve 2/B madde uygulamasına itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1998 yılında yapılıp kesinleşen genel arazi kadastrosu, 2011 yılında 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama çalışması, 18.04.2013 tarihinde ilân edilerek eldeki dava sebebiyle kesinleşmeyen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır.
Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; dosya kapsamından çekişmeli taşınmazın ... köyünün arazi kadastrosu çalışma alanında, orman kadastrosu yönünden ise ... Köyü orman kadastro çalışma alanında kaldığı, 18/04/2013 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması sırasında taşınmazın (A) harfi ile işaretlenen kesiminin 2/B alanında, (B) harfi ile işaretlenen bölümünün ise orman tahdidi içinde bırakıldığı anlaşılmaktadır.
Eldeki davanın varlığı, tahdidin kesinleşmesini önler. Bu durumda, davanın aynı zamanda 6831 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına itiraz niteliğine dönüştüğünün kabulü gerekir. 6831 sayılı Orman Kanununun değişik 11. madde hükmü gereğince uyuşmazlığın çözümünde kadastro mahkemesi görevlidir. Bilindiği üzere görev, kamu düzenine ilişkin olduğu gibi 6100 sayılı HMK"nın 114/1-c ve 115. maddeleri gereğince de dava şartlarından olup mahkemece, davanın her aşamasında istek olmaksızın kendiliğinden gözetilmelidir.
HMK"nın 165. maddesinde "Bir davada hüküm verilebilmesi başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukukî ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir" hükmü yer almaktadır.
O halde mahkemece; tapu iptali ve tescil davası elde tutulup, orman kadastrosuna ve 2/B madde uygulamasına itiraz yönünden kadastro mahkemesi görevli olduğundan tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi, orman kadastrosuna ve 2/B madde uygulamasına itiraz davasının HMK"nın 165. maddesi uyarınca bekletici mesele yapılıp kesinleşmesinden sonra sonucuna göre iptal ve tescil isteği yönünden esas hakkında karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesinde ".... lehine 4.537 m2 alanda daimi irtifak hakkı" şerhi bulunduğu halde lehine şerh konulan kurumun davada yeralması sağlanmadan yokluğunda yargılama yapılarak sonuca gidilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 26.05.2015 günü oy birliğiyle karar verildi.