8. Hukuk Dairesi 2013/1161 E. , 2013/19443 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... ve müşterekleri ile dahili davalılar ... ve ... Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nden verilen 22.09.2010 gün ve 1745/2626 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılar tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili kadastro çalışmaları sırasında 107 ada 7 sayılı parselin davalıların miras bırakanı (babaları) ... adına tespit ve tescil edildiğini, bu taşınmazın ... ile bir ilgisinin bulunmadığını, bir misafirhane olup, vekil edeninin sülalesi ...’e ait olduğunu, davalıların ise ... sülalesi olarak bilindiğini soyadı benzerliğinden bu hatanın yapıldığını açıklayarak davalıların miras bırakanı ... adına bulunan 107 ada 7 parselin tapu kaydının iptali ile, vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ..., ..., ... ve ... 19.11.2009 tarihli yargılama oturumunda dava konusu yerin ... sülalesine ait olduğunu, davacı taraflar bir ilgisinin bulunmadığını bildirmişler, davalı ... ayrıca 15.02.2010 tarihli cevap dilekçesinde, aynı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Yerel mahkemece, 22.04.2010 tarihli ara kararıyla ... Köyü Tüzel Kişiliği ile Hazinenin davaya dahil edilmesi ve dahili dava dilekçesi vermesi için davacıya süre verilmiş, bunun üzerine davaya katılan ... vekili 26.05.2010 tarihli cevap dilekçesinde; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/A maddesi gereğince köy odaları, köy tüzel kişiliği adına tespit edilmesini öngördüğünden, anılan yasa maddesi gereğince taşınmazın Köy Tüzel Kişiliği adına tescil edilmesine karar verilmesini istemiş ve taşınmazın ... ile bir ilgisinin bulunmadığını bildirmiştir.
Dahili davalı ... köyü tüzel kişiliğine yöntemine uygun bir biçimde dahili dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamıştır.
Mahkemece, davacı ...’in davasının reddine, 107 ada 7 sayılı parselin davalı ... adına bulunan tapu kaydının iptali ile köy konağı niteliğiyle ... köy tüzel kişiliği adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine hüküm, dahili davalı ... vekili ile davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK’nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, yazılı gerekçeyle davacı ...’in davasının reddine dava konusu taşınmazın köy tüzel kişiliği adına köy konağı niteliğiyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ise de mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır.
Davacılar Hasan, ..., ... ve ... 19.04.2012 tarihli dilekçeleriyle hükmü temyiz etmişler ancak, temyiz harç ve giderlerini yatırmamışlardır. Yerel mahkemece 04.05.2012 tarihli muhtırayı düzenleyip sadece davalılardan ... adına tebliğe verildiği ve tebliğ tarihinden itibaren 7 günlük kesin süre içerisinde toplam 228,05 TL temyiz harcı ve giderlerinin yatırılmaması üzerine mahkemece 07.06.2012 tarih ve 2009/1745 Esas 2010/2626 Karar sayılı ek kararıyla muhtıra kendilerine tebliğ edilmeyen davalılardan ..., ... ve ...’de dahil olmak üzere muhtırayı alıp süresinde harç ve giderleri yatırmayan ... bakımından temyiz harç ve giderlerinin muhtırada belirtilen süre içerisinde yatırmadıkları gerekçesiyle temyiz isteklerinin reddine karar verilmiştir. Daha sonra bu hatanın farkına varan mahkeme bu sefer ..., ... ve ... adına sırasıyla 16.10.2012, 16.10.2012 ve 15.10.2012 tarihli temyiz harç ve giderlerinin yatırılması konusunda HUMK.nun 434/3. fıkrası gereğince muhtıra çıkartılmış, bunlardan sadece davalı ... muhtırada öngörülen temyiz harç ve giderlerini süresinde yatırdığı belirlenmiştir.
Saptanan bu olgular karşısında her ne kadar muhtıra üzerine temyiz harç ve giderleri sadece davalı ... tarafından yatırılmış ise de, kayıt maliki ve davalıların babası ...’in 04.02.2009 tarihinde ölmüş bulunması nedeniyle terekesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabidir. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp her birinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusudur. Yine, elbirliği mülkiyetinin niteliği gereği aktif dava açma ehliyetine sahip olan mirasçılar üçüncü kişilere karşı dava açıp, davacı taraf bakımından taraf teşkili sağlandıktan sonra tüm mirasçıların davayı takip etmelerine gerek olmayıp, bir mirasçının davayı takip etmesi de yeterli olup, bu takip tümü adına yapılmış sayılmaktadır. Bu nedenle, sadece bir mirasçının temyiz harç ve masrafını yatırmış olması ve hükmü temyiz etmesi durumunda bu mirasçı bakımından temyiz nedeniyle ortaya çıkan hukuki sonuçlardan diğer tüm mirasçılarında yararlanması mümkündür. Yani, davalı ...’nın temyizi; hükmü temyiz etmeyen diğer mirasçılara da sirayet ettiğinden doğacak hukuki sonuçlardan temyiz isteği olmayan bu mirasçılar da yararlanmaktadır. Bu bakımdan, diğer mirasçıların hükmü temyiz etmemesinin sonuca bir etkisi görülmemektedir.
Şu halde, usule aykırı olarak verilen ve yok hükmünde sayılan ( en azından üç davalı mirasçı bakımından) yerel mahkemenin 07.06.2012 tarih ve 2009/1745 Esas, 2010/2626 Karar sayılı ek kararının kaldırılmasına, işin esasının incelenmesine geçildi.
Davalı ...’nın temyiz itirazlarına gelince, 107 ada 7 sayılı parsel 06.11.2000 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında belgesizden avlulu oda niteliğiyle 198,57 m2 yüzölçümlü olarak davalıların miras bırakanı ... adına tespit ve tescil edilmiş olup, kadastro tutanağının 28.08.2003 tarihinde kesinleşmesiyle ölü ... adına tapu kaydı oluşmuştur. ...’in ... Sulh hukuk Mahkemesinden alınan 11.02.2009 tarih ve 2009/222 Esas 2009/226 karar sayılı veraset belgesine göre, mirasçılarının yalnızca davalı gösterilen dört kişi olduğu belirlenmiştir. Murisin ölüm tarihi 04.02.2009 olup, dava bu tarihten sonra mirasçılarına yöneltilerek açıldığı saptanmıştır.
Tapu iptali ve tescil davalarında kural olarak; dava kayıt malikine, kayıt maliki ölü ise, mirasçılarına yöneltilerek açılır. Davacı ... 107 ada 7 sayılı parselin maliki bulunan ...’in dava tarihinde ölü bulunması nedeniyle davasını doğru hasım durumunda bulunan muris Hasan’ın mirasçılarına yöneltilerek açılmıştır. Yerel mahkemenin hiç gerek olmadığı halde davayı ...’ye ve köy tüzel kişiliğine yöneltilmesini istemesi usul ve kanuna aykırıdır.
Bundan ayrı, dahili davalı köy tüzel kişiliği tarafından harcını yatırmak suretiyle yöntemine uygun bir biçimde açılmış bir dava ve isteği olmadığı halde HMK.nun 26. maddesine aykırı bir biçimde dava konusu parselin tapu kaydının iptali ile köy tüzeli kişiliği adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi anılan madde hükmüne aykırıdır. Hakim, istekle bağlı olup, ondan fazlasına ve başka bir şeye karar veremez. Ancak, daha azına karar verme olanağı bulunmaktadır. (HMK.m.26). Davalı köy tüzel kişiliğinin herhangi bir hak iddiası söz konusu ise, kadastro tutanağının kesinleştiği tarihten itibaren 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. fıkrası gereğince 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açma imkanı vardır.
Hüküm; her ne kadar dahili davalı ... vekili tarafından 16.04.2011 tarihli dilekçesiyle temyiz edilmiş ise de; 26.04.2012 tarihli dilekçeleriyle temyizden vazgeçtiklerini, yatırdıkları gider avansının iadesini istemiş, 18.04.2012 tarihli dilekçelerinde de yine vazgeçme isteklerini tekrarlamış ve ... Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirinden aldıkları vazgeçmeye dair yetki belgelerini sundukları görülmüştür. Yerel Mahkemece dahili davalı ... vekilinin vazgeçmesi üzerine 19.04.2012 tarih ve 2009/1745 Esas, 2010/2626 Karar sayılı ek kararı ile ... vekilinin vazgeçmesi nedeniyle temyiz isteğinin reddine karar verilmiştir. Bu nedenle dahili davalı ... vekilinin temyiz isteğinin incelemesinin yapılma olanağı ortadan kalkmıştır.
O halde mahkemece yapılacak iş, iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri toplanarak ortaya çıkacak sonuca göre olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yöntemine uygun bir biçimde bir dava ve isteği bulunmayan dahili davalı Köy tüzel kişiliği bakımından davanın kabulüne karar verilmiş bulunması usul ve kanuna aykırıdır.
Davalı ...’in temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 44,55 TL peşin harcın istek halinde davalılara iadesine, 19.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.