16. Hukuk Dairesi 2014/8525 E. , 2015/2775 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ..... Köyü çalışma alanında bulunan 103 ada 7 parsel sayılı 1.629.211,36 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz mera komisyon kararına dayanılarak mera niteliği ile sınırlandırılmıştır. Davacı ... miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazın bir bölümünün adına tescili istemiyle dava açmış, ... ve arkadaşları aynı nedene dayanarak davaya katılmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın tespitinin iptali ile fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 22.782,85 metrekare yüzölçümündeki bölümünün gösterilen payları oranında davacı ve müdahiller adına, kalan bölümün tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli 103 ada 7 parsel sayılı taşınmazın davacı adına tescile karar verilen (B) bölümü yönünden davacı lehine kazandırıcı zamanaşımı ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli 103 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 1963 yılında yapılan toprak tevzi çalışmaları sırasında toprak tevzinin 113 parsel numarası ile mera olarak haritaya bağlandığı, kadastro paftası ile toprak tevzi haritasının bu bölümde çakıştığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Buna göre toprak tevzi haritasının düzenlendiği tarihten itibaren 103 ada 7 parsel sayılı taşınmazın mera olduğunda kuşku bulunmamaktadır. Meralar üzerinde her ne suretle olursa olsun sürdürülen zilyetliğe değer verilemez. Ancak dosya kapsamına göre çekişmeli taşınmazın toprak tevzi çalışmalarından önceki niteliğinin ne olduğu ve toprak tevzi çalışmalarına kadar davacı taraf ve miras bırakanları yönünden kazandırıcı zamanaşımı ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerekirken mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmamıştır. Eksik inceleme ile karar verilemez. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşmak için öncelikle çekişmeli taşınmaza komşu olan toprak tevzinin 109 (103 ada 65 parsel) ve 120 (103 ada 62 parsel) sayılı parsellerinin Hazinenin temliki suretiyle davacı tarafa geçtiği anlaşıldığına göre, bu parsellerin tespitine esas olan belirtmelik tutanakları getirtilmeli, belirtmelik tutanaklarında tespite esas bir kayıt bulunup bulunmadığı saptanmalı, yerel bilirkişiler, tanıklar, tespit bilirkişileri, mümkün olduğu takdirde belirtmelik bilirkişileri ve 3 kişilik zirai bilirkişi kurulu ile yeniden keşif yapılarak yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın niteliği, öncesinin mera olup olmadığı, kime ait olduğu, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi, davacı ve murislerinin toprak tevzi çalışmalarından önce taşınmazda zilyetlikleri olup olmadığı hakkında ayrı ayrı olaylara dayalı bilgiler alınmalı, gerektiğinde zilyetliğin tespiti için toprak tevzi çalışmalarının yapıldığı 1963 tarihinden geriye doğru 20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları getirtilerek zilyetliğin başlangıç günü belirlenmeye çalışılmalı, ziraat bilirkişi kurulu raporunda taşınmazın niteliği, zirai faaliyete konu olup olmadığı, zilyetliğin kimden kime ne zaman geçtiği ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığı, komşu mera ile arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı hususları belirtilmeli bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 26.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.