(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/37634 E. , 2020/8977 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının 01/02/1984 -13/03/2015 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalıştığını, çalışmaya başladığı tarihten itibaren sendikalı olup işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmelerinden yararlandığını, sözleşmenin sona ermesi üzerine kullanılmayan izin ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek yıllık izin ücreti alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Taraflar arasında, davacının yıllık izin ücreti alacağının miktarı noktasında uyuşmazlık vardır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesinde hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir şeklinde düzenleme yapılarak hakime yargılama sonunda doğruya ulaşma görevini yüklemiştir. Anayasamızın 141. maddesine göre, yargı basit, çabuk ve ucuz gerçekleşmelidir. Devlet yargının basit, ucuz ve çabuk gerçekleşmesi için gerekli düzenlemeleri yapmak durumundadır. Zira hakkın tanınması ve korunmasındaki gecikmeler, hukuk devleti ilkesi ile uyumlu değildir, adil yargılanma hakkını ihlâl eder. Bu sebeple yargılama sonucunda ulaşılacak hüküm, doğru, gecikmemiş ve kendisinden beklenen etkiyi gösteren bir niteliğe sahip olmalıdır. Bundan dolayı belirsiz vakıaların açıklattırılmasına, eksikliklerin hâkim tarafından işaret edilerek taraflarca giderilerek yargılamanın uzatılmasının önüne geçilmesine ilişkin hâkimin davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunmaktadır. Usul hukukunda bu yükümlülüğün anlamı, doğru hüküm kurulmasıdır. Bu hususta yapılacak bir inceleme içinse, tarafların iddialarını eksiksiz ve zaman, yer gibi somut unsurlarıyla tam bir açıklık içinde yargılamaya getirmeleri gerekmektedir. Somut olayda davacı vekili süre belirtmeksizin davacının yıllık izin haklarının kullandırılmadığını iddia etmiştir. Mahkemece, seçenekli olarak düzenlenen bilirkişi raporundaki ilk seçeneğe itibar edilerek, davacının 29 tam yıl hizmet süresinde 736 gün izne hak kazandığı, kullanmadığı izin süresinin ise 342 gün olduğu kabul edilmiş, buna göre hesaplanan izin ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır.
Dosya kapsamında hem davalı işverence sunulan izin talep ve onay belgeleri, hem de işçinin imzasını içermeyen ancak yıllara göre izin kullanılan tarihleri ayrı ayrı gösteren “izin ve rapor tescil kartı” örneği bulunmaktadır. Bilirkişi raporunda, ilk seçenekte izin talep ve onay formları ile tescil kartının örtüştüğü dönemlerin yıllık izinlerinin kullanıldığı kabul edilmiş; ikinci seçenekte ise izin talep ve onay belgesi bulunmamakla birlikte tescil kartında kullanıldığı görülen sürelerin izni de kullanılmış kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Mahkemece ilk seçeneğe itibar edilerek hüküm kurulmuş ise de, özellikle tescil kartında kullanıldığı belirtilen izinler yönünden davacı asilin beyanının alınmamış olması hatalıdır.
Mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü (HMK m.194), hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK m. 31) bulunduğu göz önüne alınarak, izin tescil kartındaki izin dönemleri ile ilgili olarak davacının beyanı alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.07.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.