20. Hukuk Dairesi 2014/10158 E. , 2015/4781 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ile davalılar ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı dava dilekçesinde özetle; ... ilçesi, ... köyü, ... mevkii 394 parsel sayılı taşınmazın ... Tapulama Mahkemesinin 15/12/1971 tarih ve 1971/217 E.- 266 K. sayılı kararı ile 31/10/1990 tarihinde orman olarak tescil harici bırakıldığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescili istemiyle dava açmıştır.
... taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümünün orman niteliğiyle adına tescilini, ise taşınmazın tamamının adına tescilini istemişlerdir.
Mahkemece, davacının davasının reddine, davalılar ... ve ...nin tescil talebi hakkında usûlüne uygun açılmış dava bulunmaması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı kişi ile davalılar ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1970 yılında kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 1998 yılında yapılarak kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması bulunmaktadır. Arazi kadastrosu 1968 yılında yapılmıştır.
Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; dava konusu taşınmaz 1970 yılında yapılan orman kadastrosunda tahdid dışında bırakıldığından, taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşılmış fakat 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ve ihya olarak kabul edilemez) ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihten tesbit tutanağının düzenlendiği güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ve ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden ya da kadastro tesbit tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazların niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir.
Somut olayda mahkemece, anlatılan biçimde bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
Bu nedenle, en eski tarihli, 1970 ve 1980"li yıllar ile tesbit tarihinden 15-20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları getirtildikten sonra, önceki raporlara göre dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığından, yalnızca zilyetlik koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi amacıyla önceki bilirkişiler dışında ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir orman mühendisi ve bir harita mühendisi veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, imar-ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğu, davacı yararına zilyetlikle kazanım koşullarının oluşup oluşmadığı, zilyetliğin ne zaman başladığı ve nasıl sürdürüldüğü, kimden kime kaldığı yerel bilirkişi ve tarafların göstereceği tanıklardan sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri, yukarıda belirtilen ve gerçeğin bir yansıması olan resmî belgeler ile denetlenmeli, dava konusu taşınmazın kullanımına ilişkin olarak 2000 ilâ 2009 yılları arasındaki uydu görüntüleri de incelenmeli ve taşınmaz uydu görüntüleri üzerinde gösterilmeli, toprak yapısının tesbiti açısından taşınmazın değişik yerlerinden (en az 3 tarafından) toprak numunesi alınarak analize dayalı olarak bilimsel yönden tarım arazi özelliğinde bulunup bulunmadığı belirlenmeli ve toplanan deliller sonucunda oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Kabule göre de ...nin usûlünce TMK 713/6. maddesi uyarınca karşı tescil talebi bulunduğu halde, bu talep yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda usûlüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından bahisle "karar verilmesine yer olmadığına" kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı gerçek kişi ile davalılar ve ...nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 27/05/2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.